Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Destici: Terör örgütü ve aparatlarıyla çözüm sürecini doğru bulmuyoruz

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Geçmişte denenen çözüm süreci terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti'ne denk bir taraf kılığına sokmaya çalışanlara imkân sağladı. Sonuçta bitmek üzere olan terör örgütü kanlı eylemlerine devam etti. Bunun için terör örgütü ve aparatlarıyla yeni bir çözüm sürecini asla doğru bulmuyoruz" dedi.

ABONE OL
Mikail KARAMAN/ANKARA, (DHA)- 

BBP lideri Destici, partisinin Ankara'da Necmettin Erbakan Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genel İstişare Toplantısı'nda konuştu. Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu anarak konuşmasına başlayan Destici, "25 Mart 2009'da kadar şehit Muhsin Başkanımızın ve onunla şehadete yürüyen yol arkadaşlarının hukuk sürecinin hiç yılmadan, usanmadan, bıkmadan bir an bile boşluk bırakmadan takipçisi olduk. Bundan sonra da bütün şüpheler aydınlatılıp her şey ortaya çıkarılana kadar da takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu şüpheler bu şüpheler ortadayken asla biz bu hadiseye kaza demedik, demeyiz. Ta ki, bütün şüpheler ortaya çıkarılır, kimin ihmali, hatası, kusurlu, kastı varsa hukuk önüne çıkarılır, cezasını verir. O zaman milletimiz de biz de tatmin oluruz" diye konuştu.

'BAZI SUÇLAR İÇİN İDAM CEZASINI İSTİYORUZ'

İdam cezasının belli suçlar için yeniden getirilmesini istediklerini vurgulayan Destici, "Ülkemizde en iktidarlı insanları bile dehşete düşüren milletimizi topyekûn acıya boğan sokaklarda işine giden insanların çocuklarını dahi okula gönderen ailelerin endişe duymasına milletimizin geleceğiyle ilgili endişe taşıyan her vatanseverin, ülkemizin geleceğine dair umutlarını kaybetmesine sebep olan korkunç suçlarla karşı karşıya kalmaktayız. Öyle hadiselere şahit oluyoruz ki, suçun hedefi olan vatandaşlarımızın ve onların ailelerinin yanında milletimizin neredeyse tamamı gördüğümüz vahşet karşısında infiale kapılıyor. İnsanların birbirlerine, topluma, hukuka ve devlete olan güven duygusu temellerinden sarsılıyor. Milletimiz yakın geçmişte başta Narin kızımızın barbarca katledilmesi olmak üzere birbirinden iğrenç, birbirinden korkunç suçların neden olduğu çok sayıda acıyı maalesef peş peşe yazdı. Bazıları benzer suçlardan daha önce ceza almış canilerin tahliye olmalarının hemen arkasından sokakta rastgele tanımadıkları insanlara saldırdıklarını tecavüz ettiklerini ve vahşice katlettiklerini gördük. Kadınlarımız çocuklarımız bazen etraflarındaki bazen hiç tanımadıkları katiller tarafından korkunç yöntemlerle öldürüldüler. Ve maalesef her geçen gün daha korkunç cinayetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Her vakadan sonra benzer şeyleri söylüyorum. Bir suçu engelleyemiyorsanız yapmanız gereken ilk önce yapmanız gereken şey o suça dair cezaları gözden geçirmektir. Devlet eğer çocuklarını koruyamıyorsa devletin kutsallığına dair söylenen her söz anlamını kaybeder. Hukukun en önemli fonksiyonu geçerli olduğu toplumu korumasıdır. Defalarca cari olan infaz sisteminin değişmesi gerektiğini, adli kontrol şartıyla serbest bırakma uygulamalarının yeni suçların önünü açtığını, mahkemelerde uygulanan iyi hal indirimlerinin o mahkemelere duyulan güveni yerle bir ettiğini, işlenen çok sayıda suç için yasalarda belirlenen cezaların yeterli olmadığını, ağır suçlardaki kısa infaz sürelerinin ve şartlı tahliyelerin suçun mağdurları başta olmak üzere milletimizin tümünde adalet duygusunu sarstığını, yeni suçlara zemin hazırladığını söyledik" dedi.

'DEM BİR SİYASİ PARTİ OLARAK TANIMLANAMAZ'

PKK terör örgütünün DAEŞ ve FETÖ gibi yapılanmaların yabancı istihbarat örgütlerinin kullandığı maşalar olduğunu dile getiren Destici, şunları söyledi:

“Bunlar Türkiye'ye doğrudan namlu doğrultmaya cesaret edemeyen emperyalist güç odaklarının kullandığı hainler topluluğudur. Taktıkları maskeler onların aynı istihbarat kuruluşlarının oyuncakları olduğunu, gerçeğini değiştirmiyor. Bugünün dünyasında herhangi bir terör örgütünün emperyalist bir devletin desteği olmadıkça ayakta kalması mümkün olmadığı gibi bu gerçeği doğrulamayan tek örneğe daha iyi rastlayamazsınız. Durum bu, ülke PKK terör örgütünün kendisini var eden istihbarat örgütlerinden bağımsız olarak kendi başına herhangi bir karar alabileceğini ve bunu uygulayabileceğini gerçekçi buluyor musunuz? Ben bulmuyorum. Bu gerçeğin ışığında şunu bilmeliyiz ki, bu işte muhatap terörist maşalar değil, onları arka planda kuran destekleyen ve yöneten dış güçler. Bunun için onlar istemedikçe terör örgütü asla silah bırakmaz. Bugünkü adıyla DEM, bir siyasi parti olarak tanımlanamaz. Bir terör örgütünün kendi propagandasını yapmak, yasaların boşluklarından faydalanmak, kamu imkanlarını kullanmak gibi nedenlerle kurdurdu. Yöneticilerini, adaylarını, politikalarını, söylemlerini belirledi. Terör örgütünün iradesinin dışına çıkması mümkün olmayan herhangi bir yapılan demokrasi, hukuk, siyaset gibi zeminlerde herhangi bir yere koyamayız, koymamalıyız. Gelişmiş herhangi bir ülkede bu tip bir teşebbüsün gerçekleşmesi mümkün olmadığı gibi herhangi bir örneğine de rastlayamazsınız. Geçmişte yaşanan çözüm sürecinin Allah aşkına ülkemize ne faydası oldu? Hiçbir faydası olmadı. Peki ne zararı oldu? Örgüt yöneticilerinin ifadesiyle tarihinin en kötü günlerini yaşayan ve çözülme halindeki PKK varlığını güçlenerek yeni mevziler kazanarak yolda devam etme fırsatı buldu. Yapılan görüşmelerin basına sızması, sızdırılmasıyla terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti'ne denk bir taraf kılığına sokmaya çalışanlara imkân sağlandı. Bu minvalde, yüzlerce olumsuz sonuç söyleyebiliriz. Sonuçta bitmek üzere olan terör örgütü kanlı eylemlerine devam etti. Bunun için terör örgütü ve aparatlarıyla yeni bir çözüm sürecini asla doğru bulmuyoruz. Lakin Sayın Cumhurbaşkanımızın son grup toplantısında ifade ettiği gibi muhatap Kürt kardeşlerimiz ve bölgenin kanaat önderleri olmalıdır. Terör örgütünün lider kadrosu sözde siyasi partisi muhatap olmamalı ve asla muhatap alınmamalıdır. Bakın terör örgütünün uzantısı partisi DEM ne diyor; 'çözümü kimseden dilenmiyoruz. Onurlu barış için inisiyatif almaya hazırız' Türkçemizin yanına yeni bir dil, kimliğimizin yanına yeni bir kimlik, rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı al bayrağımızın yanına yeni bir bayrak eklemek istiyorlar. Milletimize soruyoruz; buna evet der mi? "(DHA)

Diğer Haberler

  1. Bahçeli: İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terör örgütünün lağvedildiği açıklanmalı
  2. Ömer Çelik: Türkiye, tarihin doğru tarafında durdu
  3. TBMM'de bu hafta 'Devlet Memurları Kanunu' görüşülecek
  4. Bakan Uraloğlu: ARFF ekipleri 2024'te 481 acil duruma müdahale etti
  5. Türkiye'den Pakistan'a taziye mesajı
  6. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan helikopter kazasında vefat edenlere taziye mesajı
  7. Bakan Uraloğlu: 2024'te 4 bin 579 gemi denetlendi
  8. Bakan Güler: Suriye'de önceliğimiz, PKK/YPG terör örgütünün bir an önce tasfiye edilmesi
  9. Özgür Özel: Suriye'de acilen demokratik rejimin inşası elzemdir
  10. Bakan Yumaklı: Bal üreticilerinin başka işlere iştirak etmelerine izin vermeyeceğiz

© Copyright 2024

DHA