Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Hiçbir terör örgütünün gücü annelere yetmez
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Kolay değil, 1447 gündür burada nöbetteler. Bu onların sadece evlatları için bir nöbet değil, ülkemizin huzuru için bir nöbettir aynı zamanda. Demokrasi için, kalkınma için, ülkemizin çok daha güzel yarınlara ulaşması için bir nöbettir ve eninde sonunda anneler, annelerin yüreği, annelerin kalbi kazanacaktır. Hiçbir terör örgütünün gücü annelere yetmez. Yeter ki anneler, bu kararlılıklarını devam ettirsinler” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi. Yılmaz Diyarbakır Havalimanı’nda, Vali Ali İhsan Su, AK Parti milletvekilleri Suna Kepoğlu Ataman, Mehmet Galip Ensarioğlu, Mehmet Sait Yaz, eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AK Parti MKYK üyesi Abdurrahman Kurt, siyasi partilerin il başkanları, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya ve belediye başkanları tarafından karşılandı. Valiliği ziyaret ederek Vali Ali İhsan Su’dan kentteki çalışmalar hakkında bilgi alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, daha sonra HDP İl Binası önünde 3 Eylül 2019’dan beri nöbet tutan aileleri ziyaret etti. Burada açıklamalarda bulunan Yılmaz, Diyarbakır Annelerinin önemli bir duruş sergilediğini ifade ederek, “Bugün, Diyarbakır Anneleri ile bir kez daha buluştuk. Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak geldim bu sefer. Daha önce farklı vesilelerle kendilerini ziyaret etmiştik. Onlarla hasbıhal, sohbet etme fırsatı bulmuştuk. Bugün bir kez daha sohbet etme imkanı bulduk. Bu annelerimiz, 1447 gündür nöbetteler. Sabırlar, ısrarla, evlatlarını terör örgütünden kurtarmak için bir duruş ortaya koyuyorlar. Bu son derece kıymetli bir tavırdır. Kıymetli bir duruştur. Hiçbir ideoloji, hiçbir etnik milliyetçilik, hiçbir başka gerekçe, bir insanın, bir gencin, bir çocuğun hayatından kıymetli değildir. Yine hiçbir ideoloji, bir annenin yüreğinden kalbinden, evladına duyduğu hasretten daha kıymetli değildir. Diyarbakır Anneleri, Diyarbakır’da aileler, çok anlamlı bir duruş sergilediler. Terörle biz mücadele ediyoruz. Güvenlik güçlerimiz mücadele ediyor. Adli makamlarımız, toplum olarak mücadele ediyoruz. Ama bunlar arasında en anlamlı mücadelelerden birini Diyarbakır Anneleri ortaya koyuyor. Aslında bu duruşlarıyla şunu da çok açık ve net gösteriyorlar” dedi.
‘PKK, KÜRTLERİ TEMSİL ETMİYOR’
Terör örgütü PKK’nın Kürtleri temsil etmediğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Terörün en büyük maliyetinin bu bölgede yaşayan insanlar ödüyor. Canlarıyla, mallarıyla hak ve hürriyetlerinin kısıtlanması ile buradaki demokratik ortamın kalkınma ortamının zehirlenmesiyle hem büyük maliyeti bölgede yaşayan insanlar ödüyor. Terör örgütü uluslararası birtakım çevrelerin aracı olarak maalesef ülkemizin birliği ve beraberliğini ortadan kaldırmayı, huzurumuzu bozmayı hedefliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de çukur hadiseleridir. Diyarbakır'a çukur kazanlar, aslında demokrasiye çukur kazanlardır. Diyarbakır'ın bölgenin kalkınmasına çukur kazanlardır. Yine o dönemlerde de Diyarbakır halkı buna müsaade etmedi. Devleti ile birlikte bu hain teşebbüsü de ortadan kaldırdı. Terör örgütlerini çok iyi bilmemiz lazım. Bunların hiçbiri, iddia ettikleri kesimleri temsil etmiyorlar. Bunun altına özellikle çizmek istiyorum. DEAŞ İslam’ı temsil etmediği gibi, FETÖ'nün Müslümanları temsil etmediği gibi, PKK da kesinlikle bizim Kürt vatandaşlarımızı temsil etmiyor. Sadece bunu kendisini meşrulaştırmaya, kendisine perdeleme aracı olarak kullanıyor” diye konuştu.
‘ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’
Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele etmeye devam edileceğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle devam etti:
“İşte Diyarbakır Annelerinin bu tavrı, terör örgütünün bu yüzünü ortaya çıkaran son derece önemli asil bir tavırdır. Kendilerine yürekten teşekkür ediyorum. Kolay değil, 1447 gündür burada nöbetteler. Bu onların sadece evlatları için bir nöbet değil, ülkemizin huzuru için bir nöbettir aynı zamanda. Demokrasi için, kalkınma için, ülkemizin çok daha güzel yarınlara ulaşması için bir nöbettir ve eninde sonunda anneler, annelerin yüreği, annelerin kalbi kazanacaktır. Hiçbir terör örgütünün gücü annelere yetmez. Yeter ki anneler, bu kararlılıklarını devam ettirsinler. Değerli kardeşlerim şu anda burada 365 aile var. Bunlar 370 çocukları için burada nöbetteler. 43 farklı şehirden aileler burada bulunuyor. Bu çabaların sonucu olarak bugüne kadar 45 anne, 45 aile evladına kavuştu. Bir tek insanın bile kurtulmasına vesile olmasına değer bu çaba. 45 tane evladımız çok şükür bu hain örgütün pençesinden kurtuldu, ailesine kavuştu. Tekrar ifade ediyorum. Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. İnsanımıza da sonuna kadar sahip çıkmaya, bu bölgede yaşayan kim olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun hangi mezhepten ve meşrepten olursa olsun, bütün insanlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bu devlet hepimizin devletidir. Bu ülke bu vatan hepimizin vatanıdır. Bu ülkeyi bölmeye, gücümüzü kırmaya çalışanlara, fitne fesat çıkarmaya çalışanlara, bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara da asla müsaade etmeyeceğiz. Ben tekrar değerli annelerimizi ailelerimizi tebrik ediyorum bu duruşlarından dolayı. Cenabıallah evlatlarına kavuşmayı nasip eylesin diyorum. Bundan sonra da tek bir evladın bu terör örgütlerine kurban olmayacağı günleri hep birlikte inşa edelim diyorum. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
‘TÜRKİYE YÜZYILI AYNI ZAMANDA DİYARBAKIR YÜZYILI OLACAK’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti İl Başkanlığı’nda düzenlenen Şehir Buluşmaları programına katıldı. Burada konuşan Yılmaz, Diyarbakır’ın potansiyelinin önümüzdeki süreçlerde ortaya çıkarılacağını ve Türkiye Yüzyılı'nın aynı zamanda Diyarbakır yüzyılı olacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Diyarbakır’a yaptığı hizmetler nedeniyle teşekkür eden Yılmaz, “Diyarbakır gerçekten çok özel bir şehir, medeniyetler şehri, maneviyat şehri. Aynı zamanda büyük bir ticaret, ekonomi ve kalkınma potansiyeli olan bir il. Geçmişte az da olsa benim Diyarbakır milletvekilliğim var, onurla, şerefle. Bundan dolayı da büyük bir mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. O zamanlar da gittiğim ortamlarda söylerdim. Cenabıallah Diyarbakır’a her türlü nimeti vermiş. Ova derseniz ova, tarımsal potansiyel, ticaret diyorsanız, bulunduğu konum ticaret güzergahları üzerinde. Genç nüfus, sanayi potansiyeli, ne ararsanız var. Diyarbakır yoksun olacak bir il kesinlikle değil. Bırakın başka yerlere muhtaç olmayı, Diyarbakır başka bölgeleri besleyecek, onlara destek olabilecek potansiyele sahip bir ildir. Yeter ki Diyarbakır’ın huzuru olsun, birliği beraberliği olsun, yeter ki gerçekten Diyarbakır’a hizmet etmek için çalışılsın. Başka da bir şeye ihtiyaç yok, her türlü Cenabıallah buraya nimetler vermiş. Ama uzun yıllar maalesef terör başta olmak üzere birtakım nedenlerle bu potansiyel, yeterince harekete geçmemiş. Önümüzdeki süreçte Allah’ın izniyle, artık terörün çok alt seviyelere düştüğü, marjinalize hale neredeyse geldiği, huzur ve güven ortamının pekiştiği bir ortamda, Allah’ın izniyle Diyarbakır bu potansiyelini harekete geçirecektir. Turizmle, ticaretle, sanayiyle, tarımla, her alanda, yatırımlarla, üretimle, çok farklı bir Diyarbakır’ı inşa edeceğiz inşallah. Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda Diyarbakır yüzyılı olacak inşallah” dedi.
‘ULUSLARARASI GÜÇ ODAKLARINA, KARANLIK ÇEVRELERE SIRTINI YASLAYAN PARTİ DEĞİLİZ’
AK Parti’nin uluslararası güç odaklarına ve birtakım çevrelere sırtını yaslayan bir parti olmadığını ifade eden Yılmaz, “Geçtiğimiz seçimlerde biliyorsunuz, Meclisimiz 5 yıllığına seçildi. Cumhur İttifakı olarak Mecliste net bir çoğunluğumuz var, çok şükür. Bir taraftan da Cumhurbaşkanımıza halkımız 5 yıl daha güven tazeledi, görev verdi. Bu 5 yıl çok kıymetlidir. Bu 5 yılı bizim çok iyi değerlendirmemiz lazım. Türkiye Yüzyılı dediğimiz vizyona, geçiş dönemi olarak görmemiz lazım bu 5 yılı. Artık bir yüzyıl geride kaldı, yeni bir yüzyıla giriyoruz ve bu yeni yüzyılı, 85 milyon olarak yeniden hep birlikte inşa etmemiz lazım. Demokrasimizle, hukukumuzla, kalkınmamızla, teknolojimizle, uluslararası ilişkilerimizle, her bakımdan Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada çok daha etkili bir güç haline getirmemiz lazım. Bu sadece Türkiye için değil, bölgemiz ve küresel ortam açısından da çok çok kıymetlidir. Bunu yapabilmemiz için de, demokratik olarak güçlü olmamız lazım. Genel seçimlerde, Allah milletimizden razı olsun, bize bu gücü verdi, şükranlarımızı sunuyoruz. Diyarbakırlı seçmenlerimiz olmak üzere. Tabi ki biz, halkla birlikte, milletle birlikte siyaset yapan bir partiyiz. AK Parti siyasetinin odağında, insan var. ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ zihniyeti var. Bir taraftan da AK Parti’nin politikaları, milletin talepleri ve beklentileri neyse, o çerçevede şekillenen politikalardır. Biz uluslararası güç odaklarına, birtakım karanlık çevrelere sırtını yaslayan bir parti değiliz. Bizim gücümüz milletten geliyor. Milletin bize verdiği güçle hareket ediyoruz. Dolayısıyla milletimizin değerleri neyse o değerler bizim değerlerimizdir. Beklentisi, talebi neyse, onlar bizim beklentimiz ve talebimizdir” diye konuştu.
‘BİRÇOK GENCİMİZİ BU TERÖR ÖRGÜTLERİ HEBA ETTİ’
Terör örgütlerinin, kandırılarak dağa kaçırılan çocukları heba ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Diyarbakır’da 480 bin insanımıza sosyal destek veriyoruz, yardımcı oluyoruz. Eğitimden sağlığa, altyapıya birçok hizmet götürüyoruz. Diyarbakır’ın havalimanı, bugün bölgemizin en güzel, en ileri havalimanlarından bir tanesidir. Bulvarlarıyla, başka birtakım hizmetleriyle bunları, vatandaşımıza mutlaka anlatmamız lazım. Yine demokraside insanların kimliği, inançlarıyla ilgili birçok engeli AK Parti’nin kaldırdığını, daha özgür bir ortam oluşturduğunu, temel hak ve hürriyetlerde Türkiye’yi farklı bir yere getirdiğini, vesayetçi birtakım odakları, çevreleri tasfiye ederek demokrasi anlamında Türkiye’yi normalleştirdiğini, çok iyi anlatmamız lazım. Maalesef, çabuk unutuyoruz. Geçmişte birtakım kelimeleri dahi telaffuz etmeye çekinirken, şimdi çok rahat bir ortamda her şeyi tartışıyorsak, bu kendiliğinden olmadı. Birçok mücadelelerle, riskleri göğüsleyerek, saldırılara açık durarak yapıldı bunlar. Bunları vatandaşımıza anlatmamız lazım. Birtakım ideolojik çevrelerin, vatandaşımızın zihninde gerçeklikten kopuk algılar oluşturmasına müsaade etmememiz lazım. Bu da teşkilatın görevidir. AK Parti’nin teşkilatları çok kıymetlidir. İşte bu ‘gönül işi’ teşkilatla, biz bunları aşabiliriz diye inanıyorum. Bunu yaptığımız zaman ben inanıyorum ki, önümüzdeki mahalli seçimlerde Diyarbakır, birçok çevreyi şaşırtan sonuçlar ortaya koyabilir. Diyarbakır’ın hizmete ihtiyacı var. İdeolojik çatışmaya, kavgaya değil, gençlerini geleceğe hazırlamaya ihtiyacı var. Diyarbakır annelerimizin yanından geliyoruz, birçok gencimizi bu terör örgütleri aldılar, heba ettiler. Bizim bu gençlerimizi okullarda yetiştirmemiz lazım. Teknoloji, sanat, kültürle tanıştırmamız, buluşturmamız lazım. Niçin gidip terör örgütlerine kurban olsun bu gençlerimiz? Bunu inanıyorum ki Diyarbakır halkına iyi anlatırsak, çok farklı neticeler çıkar ortaya” dedi.
‘BELEDİYEYİ SIÇRAMA TAHTASI GİBİ KULLANIYORLAR’
Bazı belediye başkanlarının, belediyeyi sıçrama tahtası olarak kullandığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
“İki tür belediyecilik var. Bir tanesi, belediyeyi halka hizmet etmek için belediyecilik yapanlar, diğeri belediyeyi bir araç olarak başka amaçlar için, kişisel veya ideolojik görenler. AK Parti, hiçbir zaman belediyeciliği başka amaçlar için kullanan bir parti olmadı. Halka hizmet için kullandı. Her zaman bu zihniyet içerisinde oldu. Samimi belediyecilik yaptı. Bazıları ise belediyeyi bir araç olarak kullandı. Farklı partiler var, metropollerde görüyorsunuz. Bazı belediye başkanları, belediye başkanlığı dışında her şeyi yapıyorlar. Gözleri başka yerde, belediyeyi bir sıçrama tahtası gibi kullanmaya çalışıyorlar. Öyle olunca da, samimi, gerçek, halkın hizmetinde bir belediye olmuyor, başka bir belediye oluyor. Biz inşallah, önümüzdeki yerel seçimlerde halkımızın çok daha geniş kesimlerini, samimi bir belediyecilikle, hizmet odaklı bir belediyecilikle buluşturacağız. Yerel yönetimler çok önemli. Halkın rahatı, huzuru için, ekonominin gelişmesi, yerel kalkınma için, yerel demokrasi için, her bakımdan. Belediyeler çok çok kıymetlidir. İnşallah Diyarbakır’da ve bütün illerimizde AK Parti olarak yerel seçimlerde farklı bir başarıyı da elde edeceğiz. Bunun yolu da belli daha çok çalışacağız, daha çok uğraşacağız.”
'KÜRESEL ÖLÇEKTE BÖLGEMİZDE YAŞANAN SIKINTILARA RAĞMEN BU HİZMETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ'
Diyarbakır'da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Şehir Buluşmaları 2023 Diyarbakır İş Dünyası Toplantısı'nda konuştu. Yılmaz, küresel sıkıntılara rağmen hizmetlerin sürdürüldüğünü ifade ederek, “Bizim başından beri sloganımız oldu, ‘Bölgesel milliyetçilik yapmamak.’ 'Etnik, dini, bölgesel milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Batıda ne varsa doğuda da olacak, kuzeyde ne varsa, güneyde de olacak. Bu zihniyetin bir sonucu olacak çok ciddi yatırımlar yaptık. Geçmişte ihmal edilmiş, yeterince hizmet görmemiş bölgelere tabiri caizse pozitif ayrımcılık yaptık. Olumlu yönde ayrımcılık yaptık. Ciddi kaynaklarla gerek şehir merkezlerinde, gerek kırsalda yaşam kalitesini artırmaya çalıştık. Bugün de küresel ölçekte bölgemizde yaşanan sıkıntılara rağmen bu hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Yatırıma, üretime, istihdama öncelik vererek Türkiye’yi büyütmeye gayret ediyoruz, Türkiye’nin büyümesinin de nimetlerini, kapsayıcı büyüme anlayışı içerisinde tüm kesimlerimize yaygınlaştırıyoruz. Türkiye’yi güvenliğiyle, huzuruyla, refahıyla, işiyle, aşıyla, büyük afetler ve küresel krizler karşısında direnciyle, Türkiye vizyonu çerçevesinde büyütüyoruz, güçlendiriyoruz. Bu bölgemizde, özellikle terör, güvenlik sorunları nedeniyle birçok hizmetin nasıl aksadığını, sermayenin, yatırımların bu bölgeden nasıl kaçıp başka bölgelere gittiğini, nitelikli insan gücünün nasıl kaybedildiğini ve bunun topluma ne tür maliyetler doğurduğunu, en iyi bu yörede yaşayan insanlarımız biliyor. Terörün, şiddetin, en büyük bedelini, bu bölgemizde yaşayan insanlarımız görüyorlar. Bu tehditlerin ortadan kalktığı, huzurun oluştuğu ortamda da en büyük faydayı burada yaşayan insanlarımız görüyor. Bizim amacımız şu, kısır çekişmelerle hiç kimseye fayda sağlamayacak çatışmalarla, kavgalarla enerjimizi, kaynaklarımızı harcamak yerine, ülkemizi hep birlikte çok daha güçlü noktaya taşımak, farklılıklarımızı zenginlik bilerek, bütün yörelerimizin zenginliklerini harekete geçirmek. Bütün gayemiz bu. Bunun da yolu, çokluk izinde birlik sağlamak. Birliğimizi beraberliğimizi bozmaya çalışanlara fırsat vermemek, aynı zamanda demokrasimize, temel hak ve özgürlüklere, hukuka hep birlikte sahip çıkmak ve insanların meşru taleplerini hep birlikte görüp, bunları daha yüksek standartlara taşımak. Bunu birlikte yapabiliriz diye inanıyorum" dedi.
'DEPREMİN YARALARINI SARMAK İÇİN YAPACAĞIMIZ HARCAMA 762 MİLYAR TÜRK LİRASI'
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremin etkilediği 11 ilde yaraları sarmak için 762 milyar Türk Lirası'nın harcanacağını ifade eden Yılmaz, “Depremden etkilenen illerimize 100 binlerce yeni konut inşa etmek üzere kolları sıvamış bulunmaktayız. Ülke genelinde depreme hazırlık amaçlı, depremden etkilenmemiş olsa da, riskleri azaltmaya dönük olarak 6,5 milyon konutumuzun yenilenmesi konusunda da kapsamlı bir kentsel dönüşüm sürecini başlatmış durumdayız. Sadece bu yıl merkezi yönetim bütçemizden depremin yaralarını sarmak için yapacağımız harcama, 762 milyar Türk Lirasıdır. Önümüzdeki iki yılda bu harcamalar yüksek düzeyde seyredecek. Bu dediğim de, sadece merkezi idarenin harcamasıdır. Yerel yönetimleri saymıyorum, kamu iktisadi teşekkülleri, sosyal güvenlik, iller bankası, bu tür harcamalar hariçtir. Bunları da katarsanız neredeyse 1 trilyon liraya yakın bir harcamadan bahsediyoruz, büyük bir yük gerçekten. 11 ilimizi, 14 milyonu aşkın vatandaşımızı etkileyen bir afetten bahsediyoruz. Ama inşallah devlet- millet dayanışması içinde bu ağır yükü de hep birlikte kaldıracağız” diye konuştu.
'BÜTÇE AÇIĞININ MİLLİ GELİRE ORANINI, AVRUPA BİRLİĞİ STANDARDINDA TUTMA HEDEFİMİZ VAR'
Deprem etkisi hariç, bütçe açığının milli gelire oranını, Avrupa Birliği standardında tutma hedeflerinin olduğunu belirten Yılmaz, şöyle dedi:
“Sıkıntılı bir süreçteyiz dünya olarak ve bölge olarak. Küresel kriz, küresel pandemi, bölgemizdeki savaşlar, bunlar yetmiyormuş gibi üstüne gelen yüz yılda bir olan afet, büyün bunlar elbet ekonomimiz üzerinde ciddi etkiler oluşturmuştur. Şimdi, son seçimlerin bize sağladığı siyasi istikrar ve güven içinde, 5 yıllık bir perspektif açıldı önümüzde, bu güven ve istikrar ortamında orta vadeli programımızı hazırlıyoruz. Eylül ayısının ilk yarısında inşallah bunu toplumla paylaşacağız. Ben de bu çerçevede çeşitli kesimlerle istişareler yürütüyorum. İşçi- işveren kesimiyle, tarım kesimiyle, farklı kesimlerle istişare ediyoruz. Sendikalarla istişare ediyoruz. Buralardan elde ettiğimiz verilerle, yine 3 temek unsuru olan bir orta vadeli programı toplumumuzla paylaşacağız. Bir taraftan depremin etkileri hariç olmak üzere, çünkü depremin etkisi tek seferlik etkidir. Bütçede elbette büyük bir yüktür ama birkaç yıl sonra bu yük ortadan kalkacak. Dolayısıyla yapısal bir bozulmaya yol açmıyor. Her yıl artan harcama kademeleri, bütçeyi yapısal olarak bozar. Deprem, belli bir sürede etkide bulunacak. Dolayısıyla deprem etkisi hariç, bütçe açığının milli gelire oranını, Avrupa Birliği standardında tutma hedefimiz var. Bu anlamda mali disipline önem veriyoruz” dedi.
'PARA POLİTİKALARIMIZDA CİDDİ BİR GÜNCELLEME SÖZ KONUSU'
Merkez Bankasıyla para politikalarıyla ilgili güncellemenin söz konusu olduğunu ifade eden Yılmaz, “İkinci başlıkta, para politikaları konusunda bir güncelleme yapmış durumundayız. Dünyanın, ülkemizin geldiği şartlar içerisinde, enflasyonla mücadele perspektifimiz içerisinde, para politikalarımızda bir güncelleme söz konusudur. Orda da gerekli çalışmaları Merkez Bankamız yürütüyor. Orta vadeli programda para politikasının ana çerçevesi de yeniden yer alacak. Tabii ki detayları ve bu işin uygulama kısmı, merkez bankamızın görevidir. Ancak hükümetle birlikte Merkez Bankamız da orta vadeli programda para politikamızın ana çerçevesiyle ilgili de bir takım ifadeler, genel politika öngörülerini otaya koymuş olacak. Orta vadeli programın üçüncü başlığı, maliye ve para politikaları dışında, yapısal reform başlığı olacak. Bunu da çok önemsiyoruz. Özellikle bu tür istişarelerden çıkan sonuçları, yapısal reformlara aktarmak istiyoruz. Onun da iki faydası var, yapısal reform yaptığınızda orta vadede iyi sonuçlar alıyorsunuz. Diğer taraftan kısa vadeli olarak da beklentileri iyileştiriyorsunuz. Yapısal reform yapabilen ülkeler, geleceğine daha fazla güven duyulan ülkelerdir. Dolayısıyla bu güven ortamını artırıcı etkisiyle, kısa vadede de yapısal reformların sonuçları ortaya çıkıyor. Biz de işgücü piyasalarından mesleki eğitime, vergi konularından finansa birçok alanda yapısal dönüşüm gerektiren alanlarda temel başlıkları yine orta vadeli programımıza koyacağız. Niçin önemli orta vadeli program? Öngörülebilirliği artıracak, belirsizlikleri azaltacak ve ülkemizin daha hızlı bir şekilde toparlanmasına vesile olacak. Bu çerçevede kamu ve özel sektör, sivil toplum, tüm unsurlarımızla inşallah ülke olarak, millet olarak, zorlukları aşacağız. Zor bir dönemdeyiz, doğru. Savaşlar, bulaşıcı hastalıklar, afetler, başımıza gelmedik kalmadı gerçekten. Ama bir taraftan da zor zamanlar, fırsatların da ortaya çıktığı zamanlardır. Normal zamanlarda yapamadığınız sıçramaları, aşamadığınız meseleleri, bu tür zamanlarda aşarsınız. Daha köklü tartışmalar yapıp, daha ciddi adımlar atmaya da imkan verir bu tür dönemler. Çok şükür güçlü, tecrübeli bir liderliğimiz var, kadrolarımız var ve zengin bir sivil toplumumuz, iş dünyamız var. Ben inanıyorum ki Türkiye olarak, önümüzdeki dönemi bu anlamda iyi değerlendirebilirsek, zorlukları birlikte göğüsleyip, fırsatları birlikte değerlendirebilirsek, Türkiye Yüzyılını da çok daha hızlı bir şekilde, hep birlikte inşa ederiz. Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda Diyarbakır’ımızın da yüzyılıdır, 81 ilimizin de, 85 milyon insanımızın da yüzyılı olacaktır. Hepimizin yüzyılı olacak, hepimizin katkısıyla, sahiplenmesiyle bu yüzyıl şekillenecek" dedi.
GENÇLİK BULUŞMALARINA KATILDI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kayapınar ilçesindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Aktif Yaşam Merkezi’nde düzenlenen programda gençlerle buluştu. Basına kapalı gerçekleşen programın ardından Yılmaz, kentten ayrıldı.