Cumhurbaşkanı Erdoğan: Küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tanıtım programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin çocuklarıyla inanç değerleri arasına kimsenin girmesine izin vermeyiz. Milletin evlatlarının camiye gidiyor, namaz kılıyor, başörtüsü takıyor diye fişlendiği, baskıya uğradığı, ötekileştirildiği kötü günler artık geride kaldı. Televizyon ekranlarından imam hatip okullarımızın öcüleştirildiği günler geride kaldı. Kılık kıyafetinden dolayı insanımızın horlandığı hakarete maruz bırakıldığı günler geride kaldı. Eski Türkiye'nin kötü alışkanlıklarının tekrar nüksettirilmesine müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ isimli yeni müfredatının tanıtım toplantısı Ataşehir Ahmet Keleşoğlu Fen Lisesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törene Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, İstanbul Valisi Davut Gül, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihad DEMİRLİ, Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu ile çok sayıda öğretmen ve öğrenci katıldı. Toplantı yeni müfredat programının tanıtım videosunun gösterimiyle başladı. Ardından öğrencilerin hazırladığı mini konseri ile devam etti. Konserin sonrasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin açılış konuşması yaparak yeni müfredat hakkında bilgiler verdi.
"1 TRİLYON 620 MİLYAR LİRAYI EĞİTİME TAHSİS ETTİK"
Tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni muhalif modelimizin öğrencilerimiz, ailelerimiz öğretmenlerimiz ülkemiz ve milletimiz için şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum. Modelimizin hazırlanmasında emeği ve katkısı olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Yeni modelimizin detaylarına geçmeden önce bazı temel gerçekleri ifade etmek istiyorum. Bundan 21 yıl evvel aziz milletimizin iradesini temsilen Türkiye'ye hizmet yolculuğuna başladığımızda dört önceliğimizden birinin eğitim olacağını ilan etmiştik. Bu sözümüze ve ahdimize hamdolsun bugüne kadar hep sadık kaldık. Her yıl bütçeden aslan payını, eğitime ayırdığımız gibi bu yıl da geleneği bozmayarak yaklaşık 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik. Eğitime harcanan her kuruşun, Türkiye'nin aydınlık yarılarına yapılan muazzam bir yatırım olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Çocuklarımıza daha iyi, daha kaliteli, zamanın şartlarına daha uygun bir eğitim verebilmek için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. Eğitimde yaptığımız hizmetlerin listesi oldukça kabarık. Sadece son bir yılda yaptıklarımızı dahi anlatsak uzun vakit alır. Ancak özetin de özeti mahiyetinde bazı rakamları sizlerle ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımla paylaşmakta fayda görüyorum" diye konuştu.
"BU ORANLARLA OECD ORTALAMASINI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE YAKALAMIŞ BULUNUYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için şartlı eğitim yardımından barınma ve bursların arttırılmasına, ücretsiz yemek hizmetinden, ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı adımlar attık. Sadece son bir yılda 19 milyon 600 bin öğretim materyalinin baskı ve dağıtımı yapalım. Yine bu sene 20 milyon 385 bin adet yardımcı kaynak kitabı 8-12’inci sınıf öğrencilerimize ulaştırdık. 2003 yılından bugüne kadar toplam 372 bin 995 adet yeni derslik yapımını tamamlayarak eğitim camiamızın hizmetine sunduk. Geride bıraktığımız bir yılda 13bin 715 yeni dersliği ülkemize kazandırdık. Derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 23’e Ortaöğretimde ise 22’ye indirdik. Bu oranlarla OECD ortalamasını önemli ölçüde yakalamış bulunuyoruz. Fırsat eşitliğini güçlendirmek için okul öncesi 5 yaş okullaşma oranını yüzde 95’e ilköğretimde yüzde 98’e çıkardık. Yaklaşık 19 milyon öğrenci, 1 milyonun üzerinde öğretmen, 74 binin üzerinde eğitim kurumuyla toplam 20 milyonluk büyük bir aile olduk, Elhamdülillah ailemiz her yıl daha da genişliyor" dedi.
"20 BİN YENİ ÖĞRETMENLE EĞİTİM ORDUMUZU DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ"
Erdoğan, "Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen ataması yapan hükümetiyiz. Öğretmen kadromuzu yaptığımız 800 bin yeni atamayla tahkim ettik. 2023 yılının Mayıs ayında tek seferde 45 bin öğretmenimizi öğrencileriyle buluşturduk. Böylece tarihimizin en büyük öğretmen atamasını gerçekleştirdik. Aynı şekilde 4 bin 366 engelli öğretmenin atama işlemlerini tamamladık. İnşallah bu sene atayacağımız 20 bin yeni öğretmenle eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Milli Eğitim Bakanlığımız süreci titizlikle ve şeffaf bir şekilde yürütüyor" diye konuştu.
"ÖĞRETMENLERİN EK GÖSTERGELERİNİ 3600’E ÇIKARDIK"
Erdoğan, "Sadece atama boyutunda değil, özlük hakları ve mali imkanlar açısından da öğretmenlerimizi destekliyoruz. Söz verdiğimiz üzere öğretmenlerin ek göstergelerini 3600’e çıkardık. Fatih Projesi'yle 619 bin etkileşimli tahtanın kurulumunu yaptık. Üniversiteye girişteki katsayı farklılıklarını giderdik. 4+4+4 sistemiyle eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkardık. Meslek okullarına, üvey evlat uygulamasına son verdik. Mesleki eğitim politika belgesini oluşturduk. Sektör içi okuldan, ortaokullarda mesleki yönlendirme atölyelerinin kurulmasına kadar farklı projeleri hayata geçirdik. Öğretmenlik mesleği ve milli eğitim akademisi kurulmasıyla ilgili kanunun hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında meclisimizde görüşmeleri başlayacak" dedi.
"EL ELE VEREREK KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME BELASININ ÖNÜNE GEÇECEĞİMİZE İNANIYORUM"
Erdoğan, "Kur'an-ı Kerim, Hazreti Peygamber'in hayatı ve çeşitli dersleri seçmeli hale getirdik. Bu sene seçimlik dersler havuzunu biraz daha genişlettik. Nezaket ve görgü kuralları, adabımuaşeret, Türk toplumsal yapısında aile gibi dersleri ilave ederek ailelerimizden gelen talebi karşıladık. Burada şunu vurgulamak durumundayım. Aile konusu son günlerde altını çizdiğim üzere bizim için hayati öneme sahiptir. Çok erken yaşlardan itibaren çocuklar küresel kültürün dayatmalarına maruz kalmaktadır. Bunların en başında da cinsiyetsizleştirme projeleri vardır. Çizgi filmlerden, sinema yapımlarına, dijital oyunlardan, sosyal medyaya kadar pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor. Amerika başta üzere birçok batı ülkesinde, ailelerin temel endişe kaynağı çocukları objeleştiren bu sapkın akımlardır. Hep beraber el ele vererek küresel cinsiyetsizleştirme belasının önüne geçeceğimize inanıyorum" diye konuştu.
"TEKNOLOJİ DEVRİMİ KARŞISINDA KENDİNİ YENİLEYEMEYENLER YARIŞIN DIŞINDA KALMAYA MAHKUMDUR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özetin özeti babındaki bu rakamların bize anlattığı şudur. Bundan 21 yıl önce eğitimle ilgili milletimize verdiğimiz sözü tuttuk. Sadece altyapıda değil uluslararası göstergelerde de çok iyi bir yerdeyiz. İnşallah bu başarımızı yenilerini ekleyerek sürdüreceğiz. Kıymetli misafirler, eğitimin amacı zihni açık, ufku açık, yeniliklere açık, bilgiyi ve bilgi teknolojilerini en doğru şekilde kullanabilen milli değerlerle donanmış özgüven ve ideal sahibi gençler yetiştirmektir. Bunun için değişimi kaçıran ve gerisinde kalan değil, değişimi yakalayan bir anlayışla hareket etmek gerekir. Dünya değişirken Türkiye nasıl aynı kalmıyorsa bütün unsurlarıyla eğitim sistemimizin de yerinde sayması beklenemez. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki her gün yeni bir gelişme oluyor, yeni fikirler, yeni buluşlar, yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Yapay zeka ve insansız teknolojiler giderek günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenileyemeyen bireyler, toplumlar ve ülkeler dünyadaki yarışın dışında kalmaya mahkumdur. Dünyanın hızına yetişemeyenler her gün biraz daha geriye gitmekten kendilerini kurtaramazlar. Çağın gerektirdiği bilgi ve becerileri edinmenin vasatı da eğitimdir. Değişim ve yenilenme, eğitimin ruhunda, özünde zaten var. Yeni bilgiler ortaya çıktıkça ademoğlu yeni sorular ve sorunlarla karşılaştıkça, ihtiyaçlar yenilendikçe, eğitimin de buna ayak uydurması, kendini buna uyarlaması beklenir" diye konuştu.
"EĞİTİM SİSTEMİMİZ DAHA ÇOK EZBERE VE EZBERCİLİĞE DAYANIYOR"
Erdoğan, "Eğitimin ömür boyu devam eden yaşayan canlı ve dinamik bir süreç olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Burada mühim olan yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamaktır. Esas mesele medeniyet tasavvurumuzun korunmasıdır. Önemli olan bu ülkenin varlığını, borçlu olduğu değerlerle olan bağının her şart altında muhafaza edilmesi. Maziden atiye köprü kuran, özgün, esnek ve geleceğe ilişkin beklentileri karşılayan bir anlayışla sürecin yönetilmesi gerekiyor. Daha önce eğitimin altyapısı gibi temel değerlerinde de sorunlar vardı. Cumhuriyet tarihimizin önemli bir bölümünde bize özgü, bizi yansıtan bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz daha çok ezbere ve ezberciliğe dayanıyor. Hayata hazırlamak yerine, sınava hazırlamayı önceliğe başarıyı sadece buna göre ölçen bir anlayış sisteme damgasını vurdu. Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen, düşünmeyi, soru sormayı, sorgulamayı yeterince teşvik etmeyen daha çok insan formatlamaya odaklı bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik" dedi.
"EN ÇETİN MÜCADELEYİ İŞTE BU JAKOBEN, YASAKÇI VE BASKICI ANLAYIŞA KARŞI VERDİK"
‘Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin bir başka özelliğiydi’ diyerek sözlerine devam eden Erdoğan, "Meslek liselerinin ve imam hatip okullarının katsayı engeliyle önü kesildi. Başörtüsü sadece lisede değil üniversitede, kamuda bile yasaktı. Değerli arkadaşlar, iktidarlarımız döneminde en çetin mücadeleyi işte bu jakoben, yasakçı ve baskıcı anlayışa karşı verdik. Fatih Projesi'nden seçmeli derslere, İmam hatiplerin orta kısımlarının açılmasından 4+4+4 sistemimize varıncaya kadar eğitimi özgürleştirme yolunda attığımız her adımda belli çevrelerin mukavemetiyle karşılaştık. Açık söylüyorum. Birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemediler. Adaletsizliklerin giderilmesini istemediler. Müfredatın zenginleşmesini istemediler. Okullar arasındaki eşitsizliğin kapanmasını istemediler. Göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağıladıkları insanların çocuklarının kendileriyle aynı imkanlara sahip olmasını hiçbir zaman istemediler" dedi.
"LAİKLİK MASKESİYLE KENDİ ZİHİN DÜNYALARINDAKİ FAŞİZMİ GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fakirin fakir, mazlumun, mazlum, imtiyazlıların da imtiyazlı olarak devam etmesi için her yolu denediler. Türkiye'de gerçek manada bir sınıfsal değişikliğin gerçekleşmemesi için her şeyi yaptılar. İş dünyasından siyasete, medyadan akademiye uzanan bir yelpaze de bu çevrelerin halen kümelendiğini biliyoruz. Eskisi kadar sesleri çıkmasa da, bunlar buldukları her fırsatı kullanıyor. Buna geçtiğimiz günlerde Ankara'daki bir ilçemizde yeniden şahit olduk. Öğrencilerimizin bir sınav öncesinde velileriyle birlikte camiye devam edilmesi veya davet edilmesi… Bakıyorsunuz birilerini son derece rahatsız ediyor. Dikkatinizi çekiyorum. Burada kimseyi zorlama yok, icbar etme yok, ayıplamak, kınamak yok, sadece gönüllülük esasına göre bir davet var. Ama aralarında gazeteci, siyasetçi, sendikacı olan kimi çevreler buna bile tahammül edemiyorlar. Güya laiklik maskesiyle kendi zihin dünyalarındaki faşizmi gizlemeye çalışıyor. Laikliği din ve inanç karşıtlığı gibi anlayan ve bunu herkese dayatan 28 Şubat artıklarına biz bugüne kadar boyun eğmedik. Bundan sonra da boyun eğmeyiz" diye konuştu.
"SIRF İDEOLOJİK DAYATMALAR SEBEBİYLE ÜLKEMİZE KAYBETTİRİLEN VAKTE, ENERJİYE ÜZÜLÜYORUZ"
Erdoğan, "Bu ülkenin çocuklarıyla inanç değerleri arasına kimsenin girmesine de izin vermeyiz. Milletin evlatlarının camiye gidiyor, namaz kılıyor, başörtüsü takıyor diye fişlendiği, baskıya uğradığı, ötekileştirildiği kötü günler artık geride kaldı. Televizyon ekranlarından imam hatip okullarımızın öcüleştirildiği günler geride kaldı. Kılık kıyafetinden dolayı insanımızın horlandığı hakarete maruz bırakıldığı günler geride kaldı. Eski Türkiye'nin kötü alışkanlıklarının tekrar nüksettirilmesine müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz. Burada şunu da çok net söylemek isterim. Şöyle geriye doğru baktığımızda inanın bazen içimiz kan ağlıyor. Geçmişte yapılan yanlışları düşündüğümüzde bu millete boşu boşuna çektirilen acılara üzülüyoruz. Sırf ideolojik dayatmalar sebebiyle ülkemize kaybettirilen vakte, enerjiye üzülüyoruz. Evlatlarımızın yıkılan hayallerine, karartılan geleceklerine üzülüyoruz. İnanç değerleriyle, okulları, üniversiteleri, kariyerleri arasında tercihe zorlanan gençlerimizin yürek burkan hikayelerine üzülüyoruz. Bir avuç azınlığın sessiz çoğunluğun haklarını nasıl kolayca gasp ettiğini gördükçe üzülüyoruz. Demokrasimiz adına icap duyuyoruz. İnşallah milletimizin ve yarınlarımız olan evlatlarımızın böyle bir duruma düşürülmesine, haklarına, hukuklarına ve özgürlüklerine el uzatılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
"HİÇ KİMSE ‘BEN YAPTIM, OLDU’ ANLAYIŞIYLA HAREKET ETMEDİ"
Erdoğan, "Burada şu hususun bilinmesini istiyorum. Türkiye'nin gözden çıkarabileceği tek bir evladı bile yoktur. Devletimize emanet edilen her çocuk bizim istikbalimizdir, yarınlarımızın güvencesidir. Her güzel başarılı ve millet menfaatine olan projeye karşı çıkarak bir yere varılmaz. Ortaya yenilikçi hiçbir proje sunmadan, hiçbir öneri getirmeden sadece istemeyiz diyerek ülkeye ve millete hizmet yapılmaz. Amaç bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse bakanlığımız ilk günden itibaren bu konuda zaten son derece şeffaf ve açık davrandı. Her hangi bir kısıtlama olmadan herkes kanaatini eleştirisini, düşüncesini, kaygılarını özgürce ifade etti. Hiç kimse ‘Ben yaptım, oldu’ anlayışıyla hareket etmedi. Az önce Milli Eğitim Bakanımız hazırlık aşamasına dair verileri paylaştı. Tüm bu gerçekler apaçık ortadayken aynı zihin dünyasının ürünü olan argümanların tedavüle konulmasını iyi niyetli görmüyoruz" dedi.
"EĞİTİM HAMLEMİZE KARŞI ÇIKANLARI KENDİLERİNİ SORGULAMAYA DAVET EDİYORUM"
Erdoğan, "Maarif bu kavramdan net kapacak kadar milletle ve milletin kökleriyle bağlarını koparmış olanlara söyleyecek söz bulamıyoruz. Pedagojik değil tamamen ideolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkanları bir an önce kendilerini sorgulamaya davet ediyorum. Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan gelin lütfen vazgeçin. Gelin evlatlarımızın gelecekleri, başarıları ve hayalleri arasına girmeyin. Ben de babayım. 4 çocuğumun 4’ü de imam hatip mezunu. Bunların içinde Harvard'da bitiren var. London School Of Economics’i bitiren var. Demek ki bak oluyor. Buraları bitirdiler. İmam hatipten oralara geçtiler. Ben, bu evlatlarımla iftihar ediyorum. Mesele imam hatibi bitirmek değil. İmam hatipten sonra bu yavrularımız nereleri bitirecek? O. Demek ki oluyor. Ve biz de bu çocuklarımızda iftihar ediyoruz. Harvard'sa Harvard… London School Of Economics ise London School Of Economics. Bak hepsine gidiyorlar ve bütün bunları yaparken de başarı dereceleriyle geliyorlar. Bakınız biz tıpkı hazırlık aşamasında olduğu gibi uygulama aşamasında da bu süreci ve kuşatıcı bir anlayışla yürütmek arzusundayız. Eğitim, öğretim konusunu günübirlik siyasi tartışmaların çekişme alanından uzak tutalım, yıpratmayalım istiyoruz. Bunda da samimiyiz, üstiniyet sahibiyiz" diye konuştu.
"EĞİTİM ÖĞRETİMDE YILLARIN HATTA İHMALLERİNİ TELAFİ ETMENİN ÇABASINDAYIZ"
Erdoğan, "Evlatlarımıza kazandırdıklarına bakmadan sadece ön yargılarından dolayı yeni modelimize karşı çıkanların da yapıcı davranmasını ümit ediyoruz. Değerli dostlar, eğitim öğretimde yılların hatta on yılların ihmallerini telafi etmenin çabasındayız. Bireyden aileye, aileden topluma, toplumdan millete uzanan süreçleri nitelikli eğitimle sağlamak için bütün imkanlarımızı seferber ettik. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir hukuk devleti olması gerçeğinden hareketle öncelikle eğitim öğretim hakkının önündeki engelleri biz kaldırdık. Çok engeller vardı. ‘Kaldırın şu engelleri’ dedik ve kaldırdık. Öğrencilerimizi okumaya, araştırmaya, düşünmeye sevk eden bir eğitim, öğretim sistemini yerleştirmeye çalışıyoruz. Eğitim sistemlerinin amacı iletişim becerisi yüksek, değişime uyum sağlayan, bilgi iletişim teknolojilerini verimli kullanan, kendisiyle ve toplumla barışık, bilgili, bilinçli, bilge ve özgür bireyler yetiştirmektir. Bizim de gayemiz ülkemizi 2053 ve 2071 Vizyonuna taşıyacak öncü, fıtrat üzere iyilik odaklı hak ve hakikat aşığı bir nesle sahip olmaktır" dedi.
"MİLLETİMİZİN KÖKLÜ TARİHİ, KÜLTÜRÜ, DEĞERLERİ MERKEZE ALAN BİR BAKIŞ AÇISIYLA HAZIRLANMIŞTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli Eğitim Bakanlığımız ülkemizin ‘Türkiye Yüzyılı’ hedefine ulaşmasında şüphesiz öncü rol üstlenmektedir. Maarif modeli, milletimizin köklü tarihini, kültürünü, değerlerini geçmişten gelen birikimini merkeze alan bir bakış açısıyla hazırlanmıştır. Modelimiz uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır. Yeni müfredatımızla öğrencilerimizin milli, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan, dikkat ve farkındalığı gelişmiş, eleştirel bakabilen, çözüm odaklı sorumluluk sahibi, yetkin şahsiyetler olarak yetiştirilmesini hedefliyoruz. Türkiye yüzyılı maarif modeliyle eğitim öğretim sistemimizin merkezine aldığımız insanı sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bütüncül olarak ele alıp onu bu yönleriyle geliştirmeye çalışıyoruz. Bu anlayışla evlatlarımızın kendilerine, ailelerine ve topluma karşı saygılı, çevreye, canlılara ve eşyalara değer katan sosyal sorumluluk programını eğitimimizin ayrılmaz bir parçası haline getirdik. Türkiye yüzyılı maarif modelimiz ile öğrencilerimizi yarıştırıcı ve ayrıştırıcı anlayışlardan uzak, bireysel farklılıkları göz önüne alan onların öğrenme ihtiyaçlarına ve hızlarına uygun farklılaştırılmış öğretim yaklaşımını önemli bir yenilik olarak hayata geçirdik" diye konuştu.
"ÖĞRENCİLERİN ÜST DÜZEY DÜŞÜNME KABİLİYETLERİ GELİŞMİŞ OLACAKTIR"
Erdoğan, "Uluslararası bir izleme sınavı olan PİSA sonuçlarını yeterli görmesek de son dönemlerde biz yükselişteyiz. Bu sınavın öngördüğü becerilerin öğrenciye kazandırılması hususunda dillendirilen eleştirilere de kulaklarımızı tıkamıyoruz. Maarif modelimiz beceri örgüsüne dayalı yaklaşımı ile öğrencilerimizin bu beceri düzeylerine ciddi katkı yapacaktır. Modelde ders içerikleriyle öğrenme becerikleri ilişkili hale getirildiğinden artık öğrencilerin kendi yeteneklerini keşfetmeleri daha da kolaylaşacak. Müfredatın güncel hayatla bağlantısı kuvvetlendirildiği için öğrencilerin öğrenmelerinin kalıcı duruma gelmesi inanıyorum ki artı olacaktır. Ders içerikleri gözlem, deney ve uygulama ağırlıklı yapılandırıldığından öğrencilerin üst düzey düşünme kabiliyetleri gelişmiş olacaktır. Ders içeriklerinde teknoloji uygulamalarına yer verildiğinden dolayı dijital okuryazarlık başta olmak üzere okuryazarlık becerileri inşallah daha da ilerleyecektir" dedi.
"KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZİN NESİLDEN NESİLE AKTARILMASI SAĞLANMIŞ OLACAKTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maarif modelinde Türkçe'miz bütün alanlarla irtibatlandırılmış, merkezi konuma oturtulmuş olacaktır. Böylece öğrencilerimizin hem kendilerini ifade etme yetilerinin gelişmesi hem de kültürel değerlerimizin nesilden nesile aktarılması sağlanmış olacaktır. Müfredat içeriği bilim, teknoloji ve çevre ile bağlantılı bir yapı esas alarak kurgulanmıştır. Öğrencilerimizin bilim ve teknolojinin sadece tüketicisi değil, aynı zamanda tasarlayıcısı, geliştiricisi, üreticisi olması hedeflenmiştir. Tüm bu çalışmaların nihai gayesi evlatlarımızı ruh, kalp ve beden bütünlüğünde ahlaklı, cesaretli, iradeli, üretken, merhametli, vatansever, sorgulayıcı, yetkin ve erdemli insanlar olarak yetiştirmektir. Çocuklarımızı ve gençlerimizi demokrasiye, cumhuriyete, bizi millet olarak bir arada tutan temel değerlere sahip çıkan, hakka ve hukuka riayet eden bireyler olarak geleceğe hazırlamayı hedefliyoruz. Bu hedeflerin gerçekleşmesinde en büyük görev öğretmenlerimize ve elbette kıymetli ailelerimize düşüyor. Yeni eğitim öğretim döneminde öğretmenlerimizin, Türkiye yüzyılı maarif modelini sahiplenerek başarıyla hayata geçireceklerine inanıyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız da yeni modelin öğretmenlerimize ve velilere anlatılması, toplumun kanaat önderlerinin desteğinin güçlü tutulması noktasında yoğun bir çalışma yürütecektir" diyerek sözlerini sonlandıran Erdoğan, hafta sonu Yüksek Öğretim Sınavlarına girecek olan öğrencilere de sınavda başarılar diledi.