Cumhurbaşkanı Erdoğan: Artık hastalarınızı Cleveland'a göndermeyin, Cleveland burada
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli Şehir Hastanesi'nin açılışında "Bugün Kocaeli Şehir Hastanemiz Allah’a hamdolsun 1218 yatağıyla, deprem izolatörlü modern inşaatıyla, her türlü imkana sahip birimleriyle gerçekten şu an bakıyorum iftihar ediyorum. Rabbime hamdolsun, bize böyle bir hastaneyi Kocaeli’ye de yapmayı nasip etti. Ben şimdi buradan sesleniyorum, ülkemizin parası olanlarına. Artık hastalarınızı Cleveland’a göndermeyin. İşte Cleveland burada" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İzmit’te, Kocaeli Şehir Hastanesi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katıldı. Törende Erdoğan’ın yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ve davetliler yer aldı.
Hastane kampüsü içerisinde kendisini bekleyenlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay bay Kemal sen hayatında böyle hastane gördün mü? Sen SSK Genel Müdürü olduğun zaman hastanelerimizin hali ortadaydı. Ah ah rahmetli Savaş Ay, hayatta olsaydı da onunla yaptığı programları bir daha görseydi. Neydi o hastanelerimizin hali? Neydi o kepazelikler? Hastanelerde, hastalarımız rehin alınır veya rehine alınır oralarda ölürlerdi. Hatırlıyorsunuz o günleri değil mi? Kimdi o zaman SSK’nın başında? Bay bay Kemal. Ya bunlara bu vatan teslim edilir mi? Hele hele az önce Önder Bey’in ifade ettiği gibi kardeşlerim, Kandil’e bu ülke teslim edilir mi? Terör örgütüne bu ülke teslim edilir mi? Dün Diyarbakır’daydık. Orada dün vatandaşlarımızın bize yakarışlarını gördük. Ne dediler biliyor musunuz? ‘Başkanım ne olur bizi bunların eline bırakmayı’ ya siz bizi bırakmadıktan sonra biz sizi bırakır mıyız? Biz bunların ne olduğunu biliyoruz. Kandil bizim Diyarbakır annelerimizin yavrularını kaçırdı mı? Hatta Diyarbakır’da şu an Edirne’de olan bir Selo var ya. Kardeşlerim, 50 bin Kürt kardeşimizi bunlar öldürdü mü? Hatta bu gençlerin üzerinden arabayla geçtiler. Bunları bu şekilde öldürdüler. Onlar da Kürt’tü. Hani siz Kürtlere Kadr-u Kıymet biçiyordunuz. Ne oldu? Kardeşlerim bunların derdi Kürt falan değil. Biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkes’iyle, Gürcü’süyle, Abaza’sıyla, Boşnak’ıyla tüm kardeşlerimizi yaratılanı severiz, yaratandan ötürü anlayışıyla seviyoruz. Bizde ayrım yok, bizde bölücülük yok" dedi.
'HATAY’DAKİ HASTANE 1,5 AY İÇERİSİNDE HİZMEYE GİRECEK'
Kocaeli Şehir Hastanesi’nin özelliklerine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da yapımına başlanan hastanenin 1,5 ay içerisinde tamamlanacağını ifade ederek, "Bugün Kocaeli Şehir Hastanemiz Allah’a hamdolsun 1218 yatağıyla, deprem izolatörlü modern inşaatıyla, her türlü imkana sahip birimleriyle gerçekten şu an bakıyorum iftihar ediyorum. Rabbime hamdolsun, bize böyle bir hastaneyi Kocaeli’ye de yapmayı nasip etti. Ben şimdi buradan sesleniyorum, ülkemizin parası olanlarına. Artık hastalarınızı Cleveland’a göndermeyin. İşte Cleveland burada. Doktorsa elhamdülillah doktorlarımız da onlardan geri değil. Moderniteyse burada, hasta bakıcısıyla bütün elemanlarıyla muhteşem bir hastane. İnşallah ülkemizin tüm büyükşehirlerini, bunun gibi şehir hastaneleriyle donatıyoruz. Şimdi sırada İzmir var, İzmir’i de inşallah bayram öncesinde yetiştirmeye çalışacağız. Orayı da açacağız. Bakınız İstanbul’da Çam Sakura muhteşem bir hastane. 45 günde kovidin olduğu dönemde biz ne yaptık Atatürk Havalimanı’na tuttuk, Murat Dilmener Hastanesi'ni yaptık 45 günde. Pakize Öz Hastanesi’ni Anadolu yakasında 45 günde yaptık. Niye? Benim insanıma bu yakışır da onun için. Türkiye’yi sağlık alanında sadece kendi vatandaşlarına hizmet etmekle kalmayıp, küresel bir cazibe merkezi haline dönüştürmekte kararlıyız. Bugün dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, vatandaşlarımız sağlık hizmetleri için nereyi tercih ediyor? Ülkesini tercih ediyor. Aynı şekilde yabancıların ülkemize olan ilgisi de giderek artıyor. Sağlık alanında kurduğumuz örnek altyapının, yaptığımız sistem reformunun, halen güçlendirmeyi sürdürdüğümüz insan gücünün kıymetini milletimiz gayet iyi biliyor. Buna karşılık muhalefet her gün yeni bir yalan ve iftira ile bu hizmetlere, bu eserlere saldırmayı sürdürüyor. Geçtiğimiz haftalarda Hatay’da inşasına başladığımız hastanenin temelinden bir fotoğraf karesi ile kendi aklında bizi ters köşe yapmak isteyen bir kendini bilmez vardı. İşte o hastane var ya inşallah bir buçuk ay içinde hizmete girecek. Bakalım dalgasını geçtikleri temelin üzerindeki hastane açıldığında bunu yapanlar çıkıp milletimizden özür dileme onurunu gösterebilecek mi?" diye konuştu.
'6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN YÜKÜNÜN ALTINDAN DEVLETİN GÜCÜ, KURUMLARIN KAPASİTESİYLE KALKTIK'
Türkiye’ye 21 yılda önemli eser ve projeler kazandırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı’nın kariyerinin önemli bir bölümü de şehir hastaneleriyle uğraşmakla geçti. Salgın ve deprem dönemlerinde bu hastanelerin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu hep beraber gördük. Türkiye asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yükününün altından devletinin gücü, kurumlarının kapasitesi, insanlarının fedakarlığı sayesinde ayağa kalktı. Sanıyorlar ki bu işler kendi kendine oluyor, kendi kendine ürüyor. Türkiye’nin 21 yılda elde ettiği demokrasi ve kalkınma kazanımlarına bakarak esip gürlüyorlar. Halbuki bu ülkede eser bırakmak, hizmet etmek, öyle bir baba yiğidin harcı değildir. Şayet öyle olsaydı, bizden önceki 10 yıllar boyunca Türkiye eser ve hizmet hasreti çekmezdi. Geçtiğimiz 20 yıla sığdırdığımız asırlık yatırımlar, daha öncesinden yapılır bugün Türkiye bambaşka bir yerde olurdu. Fakat eski Türkiye’nin düzeni buna uygun değildi. Arada rahmetli Menderes ve Özal gibi gayret sahibi liderler çıkmış olsa da düzen ülkemizin geri bırakılması, milletimizin baskı ve zulümle potansiyelinden uzak tutulması üzerine kuruluydu. Biz işte bu köhne düzeni değiştirdik. Milletimizin emanetini yere düşürmemek, mazlumların umutlarını diri tutmak için 21 yıldır her gün işte bu mücadeleyi verdik. Unutmayın kaderin üstündeki kadere olan imanımızla önümüzde çıkan hiçbir engele, kurulan hiçbir tuzağa, maruz kaldığımız hiçbir saldırıya aldırmadan yürüdük. Ne diyor şair ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan’ bu inançla gözümüzü hedeflerimizden bir an bile ayırmadık. Her güne işte bunları yapmakla başladık, her geceyi bu mücadeleyle bitirdik. İşte bugün yeni bir mücadelenin içindeyiz. Bu mücadele 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini milletimize, dostlarımıza, tüm insanlığa verme mücadelesidir. Hazır mıyız buna? Attığımız her adımda olduğu gibi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun da önüne türlü türlü engeller çıkartmak için çalışıyorlar."
'PKK’SINDAN FETÖSÜ’NE HEPSİYLE ANLAŞTILAR'
Millet İttifakı’na yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, "Ne yaptı bu muhalefet? 7’li bir masa kurdular. Kumar masası. Yetmedi PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütleriyle anlaştılar. O da yetmedi emperyalistlerin ve tefecilerin desteğini aldılar. Dikkat ederseniz bu koalisyonda her şey var. Ne ararsan bulunur, derde devadan gayrı. Ama milletin kendisi yok, vizyon zaten yok. Program deseniz bunların aklı zaten o kadarına ermez. Proje diye ortaya koydukları şeylerin yarısı yalan, yarışı yanlış konular. Bir kısmı da bizim zaten yaptığımız işler. Bunların yaptığı bir şey yok. Ne eğitimde, ne sağlıkta, ne adalette, ne emniyette, ne ulaşımda, ne tarımda, ne diplomaside, ne uluslararası münasebetlerde bunların yaptığı bir şey yok. Dolayısıyla bunların ülkeye ve millete herhangi bir vaatleri bulunmuyor. Tek yapacakları iş ortaklarının altlarına birer cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğu çekmek. Mavi boncuk dağıttıkları herkese bakanlık vermek. Kamudan atılan teröristleri yeniden devlete doldurmak, hazineyi tam takır edip ülkeyi yeniden işçi, memur ve emekli maaşı ödeyemez hale getirmek. Bunlar geçmişte bunu yaptılar hatırlayın. Bunları ödeyebilmek için Türkiye’yi tekrar eski hazinenin başındakiyle beraber, işte şu anda bir sözcüleri var ya, birlikte otelde kapalı kapılar arkasında IMF ile görüştüler. Peki biz ne yaptık? Şu anda bu masanın etrafında olanlardan bir tanesi, benim bir zamanlar bakanımdı. Hatırlıyorsunuz değil mi? Davos’ta oturduk, IMF’nin başındakiyle konuşuyoruz. O, şimdi Altılı Masa'nın etrafında olan kişi de o zaman da benim bakanım. Dedim ki ben IMF’nin başındaki o zata, bak dedim ikide bir Türkiye’ye adamlar gönderiyorsunuz, Türkiye’yi ben yönetiyorum. Siz değil. Siz taksitlerinizi almaya geliyor musunuz? Geliyorsunuz. Taksitlerinizi alıyor musunuz? Alıyorsunuz. 2013’e kadar devam ettik ve 2023’te yaptığımız bu görüşmeden sonra 2013’te bu ödemeyi bitirdik, IMF’yi Türkiye’den defettik. Ama CHP’ye sorarsan ne diyor? IMF ile oturup konuşmak lazım. O sizin işiniz. İşte Altılı Masa, Rabbim size zaten bu fırsatı vermeyecek de. Biz IMF ile değil, biz kendi kendimize yeteriz. 23,5 milyar dolar olan IMF borcunu 2013’te sıfırladık. Bitti. O zaman Merkez Bankası rezervi de 27,5 milyar dolardı. Şimdi hamdolsun 100 milyar doların üzerine Merkez Bankası’nın rezervi çıktı. Gümbür gümbür gidiyoruz. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar doların üzerine de bir ara Merkez Bankası’nın rezervi çıkmıştı. Şimdi yine onu yakalayacağız. Hiç endişeniz olmasın. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar hiç endişe etmeyin. Yaptıkları yatırımlar ve sağladıkları istihdamla ülkenin büyümesine katkıda bulunanları bunlar huzursuz ederler. Bay bay Kemal’in cumhurbaşkanlığında yapacakları işte bunlardan ibaret. Şimdi çıkıp buna itiraz edecekler. Oysa bunların hepsi de kendilerinin söylediği işler" dedi.
'14 MAYIS’TA DA MİLLETİMİZİN EN DOĞRUSUNU YAPACAĞINA YÜREKTEN İNANIYORUM'
Konuşmasının devamında muhalefeti eleştirmeye devam eden Erdoğan şunları söyledi:
"10- 11 tane büyükşehir belediyeniz var acaba ne yapıyorlar? Yaptıkları bir şey var mı? İstanbul’da yaptıkları bir şey var mı? Ankara’da yaptıkları bir şey var mı? İzmir’de yaptıkları bir şey var mı? Yok. Yapamazlar. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar. Şimdi bunlar bir şey yapıyorlar. Nedir o? Her ortağa bir cumhurbaşkanı yardımcılığı vereceğiz diye kendileri söylemedi mi? Daha şimdiden her gittiği yerde bakanlık dağıtmaya kendisi başlamadı mı? FETÖ’cülere ve PKK’lılara sizi devlete geri alacağız diye kendileri söz vermedi mi? Düşünebiliyor musunuz burası bir hukuk devleti, bu hukuk devletinde afedersiniz mahkumları şimdi tekrar içeri alacaklar. Selo’yu çıkaracaklarmış. Çocuk katilini çıkaracaklarmış, kardeşlerim benim milletim bu çocuk katilini dışarıya çıkarma sözü verenlerle beraber olur mu? Bu Selo ile beraber olur mu? İşte onun için 14 Mayıs’a kaldı 28 gün. Durmak yok. Yurt dışından bay bay Kemal 300 milyar dolar getireceğim diyerek ülkeyi tefecilere kendisi pazarlamıyor mu? Yahu sen devlet yönetmek nedir bilmezsin, anlamazsın. Kim sana bu sözü veriyor. Sen hangi makamdasın da şu anda tefeciler sana böyle bir parayı vereceğinin sözünü veriyor. Dünyada böyle bir şey var mı? Biz devlet yönetiyoruz, devlet. 20 yıldır elhamdülillah bu devleti yönettik, yönetiyoruz. Peki sen bakkal dükkanı bile yönetmedin. Bu tefeciler iki gün sonra alacakları için devletin gelirlerine el koyunca işçi, memur ve emekli maaşlarını kim ödeyecek? Geçmişte öyle olmadı mı? Memurların maaşını ödeyemez hale gelmediler mi? Yatırımcılar köşelerine çekildiklerine yeni teknoloji ve üretim tesislerini kim kuracak? Oralarda çalışmak için sabırsızlanan gençlerimize istihdamı kim sağlayacak? Bu listeyi uzatmak mümkün ama mesele 14 Mayıs’ta milletimizin hangi siyaset dilini ve hangi siyasetçi modelini tercih edeceğidir. Bir yanda bizim eser ve hizmet siyasetimiz var, diğer yanda bay bay Kemal’in iftira, yalan ve yıkım siyaseti var. Bir tarafta ilkeler birlikteliği olan Cumhur İttifakı var, diğer tarafta tamamen proje mahsulü 7 ortaklı bir kumar masası var. Biz bugüne kadar milletimizin ferasetine, irfanına, dirayetine hep güvendik. Hamdolsun hiç de hayal kırıklığına uğramadık. 14 Mayıs’ta da milletimizin en doğrusunu yapacağına yürekten inanıyorum."
'20 YILDA 150 MİLYARIN ÜZERİNDE YATIRIM YAPTIK'
Kocaeli’ye son 20 yılda son derece kıymetli yatırımlar yapıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yatırım tutarı 1,7 milyar lirayı geçen 40 farklı projesinin resmi açılışını buradan yapıyoruz. Ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin hala yapımı süren yaklaşık 4 milyar liralık yatırımı da daha var. İnşallah onları da en kısa sürede hizmete vereceğiz. Körfez temizliği, Kartepe teleferiği, millet bahçesi, Gebze- Darıca metro hattı, tramvay hattı ve altyapı projelerinden oluşan bu yatırımları yakından takip ediyoruz. Bugün Başiskele, Darıca, Derince, Dilovası, Gebze, Gölcük, Kartepe ve Körfez belediyelerimizin de yatırımlarını hizmete açıyoruz. Böylece şehir hastanesi hariç diğer kurumlarımız ve belediyelerimizle birlikte toplamda 2,3 milyar liralık bir yatırımı şehrimize kazandırıyoruz. Kocaeli’ye kazandırdıklarımız bunlardan ibaret değil, son 20 yılda şehrimize bugünün rakamlarıyla 150 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Eğitimde 12 bin 877 adet yeni derslik inşa ettik. Gebze Teknik Üniversitesi’ni faaliyete geçirdik. Gençlik ve sporda 17 bin 296 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık. 56 spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 4 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta toplamda 2 bin 822 yataklı 20 hastane dahil 89 adet sağlık tesisi kazandırdık. Şehir hastanemizi de bugün resmen hizmete açıyoruz" dedi.
'SADECE LAFLA OLMADIĞINI İSPATLADIK'
14 Mayıs’taki seçimin önemli olduğunu belirten Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"İşte seçinin arifesinde cumhurbaşkanı adayı olarak şu anda karşınızdayım. Cumhur İttifakı’nın milletvekilleri olarak karşınızdayız. Şimdi aynı soruları bir daha soruyorum. Kardeşlerim, işte adaylar. İşte başarılar, işte vizyonlar, işte sandık, işte Cumhuriyet’imizin yeni asrına adını verdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nı kime emanet edersiniz? Gözünüzün nuru evlatlarınızın istikbalini kime emanet edersiniz? Hayallerinizi hayata geçirmek için ülkenin yönetimini kime teslim edersiniz? Ülkenizi siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik gücüyle dünyada hak ettiği yeri alması için kime güvenirsiniz? Lütfen bu soruların cevabını aklınıza ve vicdanınıza danışarak verin, kararınızı ondan sonra belirleyin. Sadece lafla olmadığını ispatladık. İşte Togg’u gördünüz. Beğendiniz mi? TCG Anadolu’yu nasıl buldunuz? İHA’ları beğendiniz mi, SİHA’ları beğendiniz mi, Akıncı’yı beğendiniz mi, Kızılelma’yı beğendiniz mi? Daha da yapacağız. Daha güzellerini yapacağız çünkü bu millete bunlar yakışır. Onun için bu seçim Türkiye’ye 21 yıldır eser ve hizmet üretenlerle, 21 yıldır laftan başka hiçbir icraatları olmayanların seçimidir. Ülkeyi yönettiğimiz sürece kimi alanlarda belki eksiklerimiz olabilir, hatalarımız olabilir. Hepsine de eyvallah ama ülkemizin kalkınması, büyümesi, gelişmesi için gece gündüz çalıştığımızı kimse inkar edemez."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından kurdele kesildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, hastanenin bazı bölümlerini gezdi.
1218 YATAK KAPASİTESİNE SAHİP
Toplam 276 dönüm üzerine kurulan ve Türkiye’nin 21’inci şehir hastanesi olan Kocaeli Şehir Hastanesi’nin 368 bin 668 metrekarelik kapalı alanı bulunuyor. 5 kat 6 bloktan oluşan hastanede 218 adet poliklinik, 63 ameliyathane, 188 yoğun bakım yatağı hizmet verecek. 88 bin 200 metrekare kapalı otopark alanı olan hastane, 1218 yatak kapasitesine sahip. Helikopter pisti de bulunan sağlık kampüsünde, 30 yatak kapasiteli diyaliz merkezi ve spor salonu da hastalar için aktif olarak kullanılacak. İlk aşamada 300 doktorun hizmet vermeye başladığı hastanede bu sayının yakın zamanda 450’ye kadar çıkarılması planlanıyor. 7 ve üzerindeki depreme dayanıklı olarak inşa edilen hastanede toplamda 2 bin sağlık personeli çeşitli birimlerde görev yapacak.
DEPREMZEDELERLE İFTARDA BULUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli Şehir Hastanesi ve tamamlanan diğer yatırımların toplu açılış töreninin ardından deprem bölgesinden Kocaeli’ye gelen depremzedelerle birlikte iftar yemeğine katıldı. Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen iftar yemeğinde depremzedelere hitap eden Erdoğan, "Deprem bölgesinde dün itibariyle inşa süreci başlayan konut ve köy evi sayısı 100 bini buldu. Allah nasip ederse Şanlıurfa ile beraber bu sayı çok daha büyüyecek. Bayramda da depremzedelerimizi yalnız bırakmayacağız. İnşası tamamlanan köy evlerinin bazılarının teslimatını yapacağız. Hatay hariç tüm illerimizde enkaz kaldırma çalışmalarını bayrama kadar bitiriyoruz. Enkazlar kalkıp yeni inşaatlar yükseldikçe deprem bölgesinde umutların güçlendiğine şahit oluyoruz. Afette evi yıkılan, yakınını kaybeden, kurulu düzeni bozulan kardeşlerimiz bu çalışmaları gördükçe, hayata yeniden başlama şansı buluyor. Resmi kurumlardan belediyelerimize kadar devletimizin tüm birimleri, mülki idare amirlerimizden sağlıkçılarımıza, polislerimize, mimarlarımıza kadar tüm kamu personeli, gönüllüsünden hayırseverlerine kadar tüm sivil toplum, velhasıl, devletimiz ve milletimiz tüm imkanlarıyla, tam kadro sahada 7/24 esasına göre çalışmaktadır. Bölge dışında kalan illerimiz, deprem mağduru vilayetlerimize düzenli yardım gönderiyor. Kocaeli Valiliğimiz bugüne kadar toplam 1500 TIR dolusu yardım malzemesini bölgeye sevk etti. Kahramanmaraş’ta, ilimiz adına prefabrik ve konteyner çarşıların kurulumuna başlandı. Kocaeli Büyükşehir Belediyemiz arama- kurtarma ekiplerinden itfaiye ve iş makinelerine kadar elindeki tüm imkanlarını bölgeye yığdı. Hatay’ın Defne ilçesinde yıllık 250 bin kişiye hizmet verecek 54 yataklı Kocaeli Hastanesi’nin kurulumunu 20 günde tamamladı. Deprem bölgesindeki çalışmaları hızlandırmak amacıyla 7 ilimiz ile 250 belediyemizi kardeş ilan ettik. Bu kapsamda Kocaeli Büyükşehir Belediyemizi de Hatay ile kardeş yaptık. Kocaeli Büyükşehir Belediyemiz, ilçe belediyelerimizle iş birliği halinde Hatay’da günlük 25 bin kişilik sıcak yemek dağıtımı yapıyor. Bunun yanında konteyner kent ve prefabrik yapı kurulumunu yürütüyor. Tahrip olan altyapının onarılmasına kadar çok geniş bir alanda belediyelerimiz hizmetlerini başarıyla devam ettiriyor. Reklam ve şov yapmak yerine iş ve hizmet peşinde koşan tüm kurumlarımızdan, belediyelerimizden Allah razı olsun. İnşallah yaralarımızı tamamen sarıncaya, depremin izlerini tamamen silinceye kadar sahada olmayı sürdüreceğiz. Şehirlerimizi tekrar eski ihtişamına, kayıpları geri getiremesek de vatandaşlarımızı tekrar eski düzenine kavuşturuncaya dek, durmayacağız, dinlenmeyeceğiz, depremzedelerimize sahip çıkacağız" dedi.
'ÜLKENİN VE MİLLETİN GELECEĞİNE DAİR HİÇBİR UFUKLARI, HİÇBİR HAYALLERİ YOK'
Konuşmasında önümüzdeki seçimlerden de bahseden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Malumunuz ülkemiz 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlerin atmosferine girmiş durumdadır. Sandığın önümüze gelmesine 1 aydan az bir süre kaldı. Seçimler yaklaştıkça birileri yine ikbal derdine düştü. Tüm tuşlara aynı anda basmaya başladılar. Terör örgütünün uzantılarıyla iş birliğinden, sapkın yapılarla yürütülen pazarlıklara kadar her türlü yolu deniyorlar. Bizimle eser ve hizmet siyasetinde yarışmak yerine abuk subuk vaatlerle günü kurtarmaya çalışıyorlar. Onca yıldır yönettikleri belediyelerde yapmadıkları, önce söz verip üzerine beton döktükleri ne kadar iş varsa hepsini ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getiriyorlar. Bakın deprem felaketinin üzerinden 2 aydan fazla zaman geçti. İlk günlerde ortalığı ayağa kaldıranlardan, şimdiye kadar insanımızın derdine derman olacak hiçbir teklif gelmedi. Çünkü bunların millete umut olacak hiçbir projeleri yok. Mazilerinde ülkeye kazandırdıkları hiçbir yatırımları yok. Göğüslerini gererek örnek gösterebilecekleri hiçbir eserleri yok. Ülkenin ve milletin geleceğine dair hiçbir ufukları, hiçbir hayalleri yok. Gençlerimize umut aşılayacak, emek ürünü hiçbir vizyonları yok. Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek kapasiteleri ve çapları yok. Bakın biz bugün Kocaeli’de dev bir şehir hastanesinin açılışını yaptık. İnşallah birkaç hafta sonra İzmir’de de yine dev bir şehir hastanesinin açılışını yapacağız. Zira bu hastaneler eğer kovid döneminde olmasaydı, bizim halimiz ne olurdu. Seçim yenilgileri dışında siyasi hayatlarında anlatabilecekleri hiçbir hikayeleri yok. Peki bu yoklar ve yokluklar ittifakında ne var? Bolca anlaşmazlık var. Çekişme var. Bizans oyunu var. Yapılanı yıkma sözü var. Türkiye’yi eski günlerine geri döndürme taahhüdü var. Bir sene boyunca onlarca toplantı yüzlerce temas yaptılar. Ama adaylarını bile kavgasız belirleyemediler. Aynı masanın etrafına oturmuş 7 kişi daha birbirlerini idare edemiyor. Lafa gelince Türkiye’yi yönetmekten bahsediyorlar. Birilerine makam, mevki dağıtmak dışında ortada anlaştıkları hiçbir konu yok. Fakat ağızlarını her açtıklarında uzlaşmadan, uzlaşarak, anlaşarak ülkenin meselelerini çözmekten dem vuruyorlar. Bak şimdi her partinin genel başkanına birer cumhurbaşkanı yardımcılığı dağıtıyorlar. Bunların devleti yönetmek nedir haberleri yok. Böyle devlet yönetilir mi? Ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan israftan bahsediyorlar. İsrafın ta kendisi bu. Bunların tek derdi var. O da Kandil’den aldıkları talimatı yerine getirmek. Bunların tek derdi terör örgütleriyle el ele, omuz omuza, kardeşçe yürümek."
'ESKİ GÜNLERİ BİLMEYEN GENÇLERİMİZİ KANDIRABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR'
"Vatandaşın aklını, basiretini, ferasetini hafife alanlar şimdiye kadar hep kaybetmiştir. İnşallah yine kaybedecekler" diyen Erdoğan, "Düşünün şu Kocaeli’de devletin malını, mülkünü götüren, devletin malı mülkü üzerinden her şeyi hiç eden bu adam, şimdi benim Kocaelili kardeşlerimin karşısına tekrar milletvekili adayı olarak çıkarılıyor. Ama inşallah bunun bedelini çok ağır şekilde ödeyecekler. Hangi siyasi görüş mensubu olursa olsun milletimizin hiçbir ferdi ne kendi ne de evlatlarının istikbalini böyle bir yapıya emanet etmeyecektir. Bunlar eski günleri bilmeyen gençlerimizi kandırabileceklerini düşünüyorlar. Gençler Osmangazi Köprüsü’nün hesabını bunlara sormanız lazım. İnanın bunlar böyle Osmangazi Köprüsü’nü falan bırak, bir tahta köprü bile yapamazlar. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü yaptık, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni bunlara rağmen yaptık. Biz Fatih’in torunuyuz. Fatih kadırgaları karadan yürüttü. Biz de dedik ki, madem ecdadımız Fatih karadan yürüttü, biz de denizin altından Marmaray’ı yürüteceğiz dedik. Sonra o yetmedi, bir de Avrasya Tüneli’ni yaptık. İstanbul’dan İzmir’e 7 saat 15 dakikada gidiliyordu. Biz bunu 3 saat 15 dakikaya indirdik. İş bilenin, kılıç kuşananındır. Onlar laf üretir, biz iş üretiriz. Gençlere özellikle şunu hatırlatmak istiyorum. Bugünün gençleri ellerinin altındaki teknolojinin imkanları sayesinde geçmişi de bugünü de onların ciğerini de kendilerinden çok daha iyi biliyor. İnşallah sandıkta bu masaya en büyük tokadı gençlerimiz indirecek. Bu gençler o tokadı öyle indirecek ki, seçimden sonra masanın etrafında kimse kalmayacak. Gençler bunlar, siyasi mefta olacaklar. Ama çalışmamız lazım. 14 Mayıs’ta sandıkta bir kez daha aklı selimin galip geleceğine inanıyoruz. Bu süreçte 7’li koalisyon ne yaparsa yapsın, biz işimize bakıyoruz. Asıl gündemimize odaklanıyoruz. Seçim sürecinin depremzedelerimizin sıkıntılarını geri plana itmesine asla müsaade etmiyoruz. Bir taraftan afet mağdurlarını çadırlardan prefabrik ve konteyner kentlere taşırken, diğer taraftan hizmet ve eser siyasetimizde vites yükseltiyoruz. Biz Cumhur İttifakı ile 7’li koalisyon arasındaki gündem ve zihniyet farkını böylece ortaya koyuyoruz" dedi.