CHP'li Yücel: Sayın Erdoğan'ın derdi, koltuğunu koruyabilmek
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yüzde 50+1 sistemi değişmeli' sözlerine ilişkin, "Sayın Erdoğan'ın derdi, koltuğunu koruyabilmek. Sayın Erdoğan'ın derdi halkın dertlerini çözmek değil; 14 Mayıs seçimlerinde az bir farkla kazandığı cumhurbaşkanlığı makamını ileride yaşayacağımız seçimlerde bir sorun yaşamadan sürdürmek. Bu, sistemin iflasıdır" dedi.
CHP'li Yücel, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ettiği sırada, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Yücel, yerel seçimde de halkın dertleriyle dertlenen, halkın sorunlarına çözüm üreten adaylarla seçimlere gireceklerini belirterek, "Adaylarımızı belirlerken katılımcı, kapsayıcı ve demokratik yöntemler uygulanacaktır. Belediye başkan adaylarımız belirlenirken, aynı Merkez Yönetim Kurulumuz ve gölge kabinemiz belirlenirken olduğu gibi mümkün olduğunca 'eşit temsil' prensibine uyulmasına özen gösterileceğini de buradan bir kez daha ifade edeyim. MYK toplantımızın bir diğer gündemi, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in ve gölge bakan MYK üyelerimizin Hatay'a, deprem bölgesine yaptıkları ziyaret ve hazırladıkları raporlarıydı. MYK toplantısında deprem bölgesindeki çiftçilerin sorunlarını, milli eğitimdeki, tarımdaki, sağlıktaki sorunları ve çözümlerini konuştuk" dedi.
'ÜLKEMİZ ADINA ZİYADESİ İLE ÜZGÜNÜZ'
Ardından İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinen Yücel, "En son Gazze'nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi'ni ele geçirip zorla boşaltarak, yüzlerce hastayı ve onlarca prematüre bebeği sokağa attılar. Vefa Hastanesi'ni ise bombaladılar. Hastanelerin hedef alınması, uluslararası hukuka ve savaş hukukuna aykırıdır. İnsani olarak kabul edilemez. Gazze'de ateşkesin bir an önce sağlanarak, sivillere insani yardımın ulaştırılmasını istiyoruz. Gazze konusunda gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bir aydır ara bulucu ve garantör olmaya çalışıyor. Erdoğan, Astana'dan Almanya'ya gittiği her yerde bu talebini dile getiriyor, ülkemizin itibarını zedeliyor. Bölgede hiçbir ülke Erdoğan'ı ara bulucu, Türkiye'yi ise garantör olarak kabul etmiyor, Erdoğan ve Fidan'ın tek taraflı teklifleri karşılıksız kalıyor. Erdoğan, geçtiğimiz hafta Almanya'ya resmi bir ziyarette bulundu. Burada Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından gayet soğuk karşılandı, hatta Alman medyasında alay konusu oldu. Elbette bundan mutluluk duymuyoruz. Daha da ötesi, ülkemiz adına ziyadesiyle üzülüyoruz. Ancak Erdoğan'ın güven vermeyen, yalpalayan, tutarsız ve hamaset odaklı dış politika anlayışının kendisini ve ülkemizi dış dünyada getirdiği nokta ne yazık ki budur" diye konuştu.
'EN HAFİF TABİRİ İLE HAYALPERESTLİK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyaretinde Eurofighter savaş uçağı almak istediklerini ifade etmesini de değerlendiren Yücel, "Alman yetkililerin buna sessiz kalması üzerine Alman Başbakanının yanında, 'Dünyada savaş uçaklarını üreten sadece Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız' diyerek Türkiye'yi parasıyla uçak almak için kapı aşındıran bir ülke olarak göstermiştir. Geçmişte F-35 projesinden atılan, Rusya ziyaretinde SU-35 almak isteyen, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri'nden bir türlü F-16 uçağı bile alamayan bir ülke haline geldik. Ülkemizin ekonomisini yerle yeksan eden AK Parti'ye ve Erdoğan'a bir soru soralım; Erdoğan ABD'ye diyor ki, 'Neden Doğu Akdeniz'e uçak gemisi gönderiyorsun? Amerika nere, Doğu Akdeniz, İsrail, Filistin nere?' Bunu ifade eden Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ABD'ye gidip, ABD'li yatırımcılardan Türkiye'ye yatırım yapmasını istiyor. Amerika'dan buraya yatırımcı gelir mi? Tabii ki hayır. Halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekilinin Anayasa Mahkemesi kararına aykırı olarak cezaevinde tutulduğu bir ülkeye, yabancı yatırımcının gelmesini beklemek; en hafif tabiriyle hayalperestliktir" dedi.
'AK PARTİ'NİN ARTIK MHP'YE İHTİYACI KALMADI'
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yücel, bir gazetecinin, 'Cumhurbaşkanının açıklaması sonrası 50+1 tartışması yeniden alevlendi. Cumhurbaşkanlığı sisteminin iflas ettiği konusunda eleştiriler de var. Siz de bu değerlendirmeye katılıyor musunuz?' sorusuna, "AK Parti iktidarında ve özellikle tek adam yönetiminde halkımız, milletimiz zaten iflas etmiş durumda. Hayat pahalılığı, toplumun tüm kesimini zaten eziyor ve dünkü açıklama ile şunu görüyoruz; Sayın Erdoğan'ın derdi, koltuğunu koruyabilmek. Sayın Erdoğan'ın derdi halkın dertlerini çözmek değil; 14 Mayıs seçimlerinde az bir farkla kazandığı cumhurbaşkanlığı makamını ileride yaşayacağımız seçimlerde bir sorun yaşamadan sürdürmek. Bu, sistemin iflasıdır. Zaten halkımız, milletimiz iflas etmiş durumdadır. Ancak denge ve denetim mekanizmaları olmayan bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ülkemize hiçbir faydasının olmadığını yakın geçmişte yaşadık. Görüyoruz ki konumunu koruyabilmek için bir pozisyon değişikliği konumuna girmişler. Ama burada asıl merak ettiğimiz, bu konuda kesinlikle taviz vermeyeceğini söyleyen Devlet Bahçeli ve MHP kurmaylarının tavrı olacak. Acaba MHP kendilerinin dışlandığı, onlara gerek duyulmayan bu yeni senaryoyu nasıl değerlendirecek? Cumhur İttifakı'nda çok büyük bir kriz olduğu ortada. Bahçeli, o dönemde, 'yüzde 50+1' koşulunun tartışılmasının güvensizliğe neden olacağını vurguluyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 50+1 koşulunun partiler arası uzlaşmayı sağladığını ifade ediyordu. Demek ki AK Parti'nin MHP'ye artık ihtiyacı kalmadı. Hatta MHP'yi sırtında bir yük olarak görmeye başladı" diyerek yanıt verdi.
'BAZI İL VE İLÇELERDE BİRLİKTE HAREKET EDEBİLİRİZ'
Yücel, İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi Grup Sözcüsü Suat Sarı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne adaylığını açıklamasıyla ilgili de şunları söyledi:
"Tabii ki aday olabilirler. Aday adayı olabilirler. Yerel seçim yaklaştığı süreçte İYİ Parti'den de başka partilerden de İstanbul ile ilgili de başka il ve ilçeler ile ilgili de iddia ortaya koyan arkadaşlarımız olabilir. Buna saygı duyarız. Ancak önümüzdeki günler, seçim takvimi yaklaştıkça bu tip olaylarda iller, ilçeler bazında da birtakım birlikte hareket etme ya da ortak adayla süreci yönetme gibi durumlarla da karşılaşabiliriz. Şunu söyleyeyim; CHP, 81 vilayette ve tüm ilçelerde kendi adayları ile seçimi kazanacak şekilde seçimlere hazırlanmaktadır. Bugün MYK gündemimizin konularından biri de yerel seçim süreciydi. Yerel seçim sürecinde, bu sürecin nasıl yönetileceği ve başvuru sürecinin belirlenmesi gündemdeydi. Yerel Yönetimlerden ve Dayanıklı Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Gökhan Zeybek, bu konuda basın ve kamuoyu ile detayları paylaşacak. Ancak aday adayı olmak isteyen arkadaşlarımızın 21 Kasım ile 28 Kasım 2023 tarihleri arasında bu başvurularını yapabileceklerini sizlerle paylaşayım."