Bakan Pakdemirli: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ciddi rekorlara imza attık
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Türkiye, pandemiyi iyi değerlendirmiş ülkelerden birisidir. Tarımsal büyüme olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ciddi rekorlara imza attık. 117 milyon tondan 126 milyon tonluk bir bitkisel üretime geldik" dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, İzmir programı kapsamında İzmir Medya Platformu ve gazeteciler ile bir araya geldi. İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger'in de katıldığı programda Bakan Pakdemirli, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pandemi nedeniyle dünyanın hiç beklenmeyen bir oranda değiştiğini kaydeden Pakdemirli, "İki yıldır pandemiyle uğraşıyoruz, maskelerden kurtulabilmiş değiliz. Dünya hiç beklemediğimiz kadar değişti. Yeni normaller oluştu. Bundan sonra hem sosyal ilişkiler hem lojistikte çok farklı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Dış ticaret evrildi. Pazarlara olan yakınlık meselesi, çok daha önemli hale geldi ve Türkiye burada bir avantaj yakaladı. Atalarımızın söylediği bir şey vardır; düştüğü yerden bir avuç toprakla kalkmak. Türkiye, pandemiyi iyi değerlendirmiş ülkelerden birisidir. Tarımsal büyüme olarak da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ciddi rekorlara imza attık. 117 milyon tondan 126 milyon tonluk bir bitkisel üretime geldik. Türkiye 25 milyar doların üzerinde ihracat, 7 küsur milyar doların üzerinde bir dış ticaret fazlasıyla hem kendini hem de dünyayı beslemiş bir ülke olma özelliğini ispat etmiş durumda" dedi.
'TARIM BİR NEVİ SİYASETİN KAYNAĞIDIR'
İzmirlilerin sesinin Ankara'da daha gür duyulması gerektiğini belirten Pakdemirli, "İzmir'den ne kadar çok insanımızı Ankara'ya gönderirsek, İzmirlilerin Ankara'da sesi daha gür duyulur. Düşünce farklılıkları olabilir ama en nihayetinde mesele İzmir'den daha çok insanımızın Ankara'da yer alması meselesidir. Türkiye'de bazı şehirler, bu konuda başarılı ama Egeli kardeşlerim bu konuda biraz geride kalıyor. Daha fazla İzmirli kardeşlerimize Ankara'da sahip çıkmamız lazım. Türkiye 84 milyon vatandaşımızın yaşadığı bir yer. Tarım ve orman 84 milyonu ve 5 milyon çiftçilikle uğraşan vatandaşımızı dolayısıyla aileleriyle birlikte 20 milyonu ilgilendiriyor. Türkiye'de tarım her zaman çok önemli olmuştur. Bir nevi siyasetin de kaynağıdır. Kırsalda bir şeyler yapmak istiyorsanız, siyasetin ana unsurlarından biri olarak görülmüştür. Tarımın stratejik önemde olduğunu ve savunma sanayisi kadar önemli olduğunu söylemiştik" diye konuştu.
'DESTEKLERİN FAZLA OLDUĞU BİR DÖNEM'
Son yıllarda tarımda safların sıklaştığını ve neticelerinin de alındığını hatırlatan Pakdemirli, "Bu dönemde kuraklık gibi diğer etkilerle de mücadele etmek zorunda kaldık. Bitkisel üretimimiz 118 buçuk milyon tona düştü. Önemli olan üretimin sürdürülebilir bir şekilde devamlılığının sağlanmasıydı. Birçok konuda çiftçimizin yanında olduk. 20 yıl önce desteklerin olmadığı ama müdahale alımlarının olduğu bir dönemdi. AK Parti dönemi ise müdahale alımlarının olmadığı veya daha az olduğu, desteklerin fazla olduğu bir dönem oldu. Destekler, 29 milyar liraya kadar geldi. Piyasada çiftçimizin alın terinin sigortası olmasını sağladık. Desteğin artması ve müdahale alımları rakamsal başarının en önemli unsurlarından biri" dedi.
'PANDEMİ SONRASI NORMALİZASYON BAŞLAYACAK'
"Çiftçimizi üç koldan kuşattık ama beş koldan kuşatacak şekilde bir gelir koruma sigortası çıkardık" diyen Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:
"Çiftçimiz ürünün diktiği günden itibaren satacağı fiyatı biliyor. Fiyatı da garanti eden bir sistem. Amerika'da olan bir sistem. Önümüzdeki yıl bunu yaygınlaştıracağız. Sözleşmeli üretimle alakalı bir dijital tarım platformu kurduk. Bu konuyla ilgili de yasal düzenleme tekliflerimizi ilettik. Gazi Meclisi'miz de bunlarla alakalı çalışmasını bitirdiği zaman yasalaşacak. Çiftçimizi 5 taraftan kuşatacak bir sistematik içerisinde onları memnun etmeye çalışıyoruz. Bugün itibarıyla dünyada pandemi ile birlikte artan fiyatlar girdilere yansıyor. Tüketici tarafında da bu konuyla ilgili şikayet var. Pandeminin etkileri geçtikten sonra normalizasyon süreci başlayacaktır. Sağlıkla ilgili konularla paralel bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyoruz. Dünyadaki emtia fiyatlarıyla ilgili dengesizlikler biraz daha rayına oturur diye düşünüyoruz. Hem lojistik hem gıda üretimi hem emtia fiyatlarında ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada problem var. Pandemi etkileri bitince rahatlama bekliyoruz."
İZMİR'E 22 MİLYARLIK DESTEK YATIRIMI
19 yıllık sürede İzmir'e 22 milyarlık destek yatırımın yapıldığını belirten Pakdemirli, "Tarımsal üretim değeri 19 yılda 8 misli artmış durumda. Kırsal kalkınma desteklerinde 232 milyon lira hibemiz var. Dikili, Kınık, Bayındır ve Bergama'da tarıma dayalı organize sanayi bölgeleri tamamlandı. Orman alanında İzmir'e 155 milyon fidan diktik. Su alanda 20,2 milyar liralık yatırım var. İzmir'in farklılıkları bana göre zenginliktir. İzmir 81 ilden farklı. İzmir'in kozmopolit yapısı farklı bir noktaya geldi. Sıtkı beyin açıklaması talihsizdir. Hatadan dönmek de bir erdemdir. Ayrımcılığı doğru bulmuyorum. İzmir'in kendi toprağını bilen her insana gönlümüz de kalbimiz de açık. Bizim her an her saniye müjdemiz var. Yakın zamanda artan mazot ve gübreye yönelik girdi desteği sağlandı. Son dönemdeki en büyük müjdemiz; o oldu. Çiftçimize verilen destek yüzde 15 arttırılmış oldu. Gece çiftçimizin bir derdi var uyuyamıyorsa, bu derdin aynısı bizde var. Bakanlığımızın ışıkları açık ve uyuyamıyoruz demektir. Bu senenin bütçesi 29 milyara çıktı. Çiftçimiz, üreticimizi biz mağdur etmedik" diye konuştu.
'ÇİFTÇİMİZ PARA KAZANIYOR'
Tarım kesiminin kayrıldığını belirten Bakan Pakdemirli, "Tarım kesimi Türkiye'de en çok kayrılan kesimdir ve böyle olması lazımdır. Bu bizim kesimi şımartmaz. Faizlerin sürekli silinmesi, yapılandırılması da bizi çok doğru bir noktaya getirmez. Tarım da en nihayetinde bir ekonomidir. Son 3,5 senede Türkiye'de gerçekleri görmek istemeyenler, 'Borçluluk arttı' diyor. Borçluluk arttı ama Gayri Safi Milli Hasıla da arttı. Yüzde 80 oranında çiftçinin geliri artmış. 2018 yılında çiftçinin hasılaya göre yüzde 52'ye gelmiş borcu bugün yüzde 40'larda. Bunun anlamı şu; çiftçimiz para kazanıyor. Münferit örnekler maksatlı yapılıyor. Tüm sektörlerde bunun örneklerini görmek mümkün. Son 3,5 yılda çiftçimizin geliri artmıştır. Borçlarında azalma vardır" dedi.
'YÜZDE 47 ORANINDA SÜTE ZAM YAPILDI'
Yem fiyatlarındaki artışa da değinen Pakdemirli, "Türkiye hem ihracat hem de ithalat kapısı açık bir ülke olduğu için dünyadaki fiyatlar yansıyor. Boşta olan fonların da yatırım yapması gibi sebeplerle emtia fiyatları arttı. Son dönemde yaşanılan döviz geçirgenliği ile ciddi artış oldu. Yüzde 47 oranında süte zam yapıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından besici ve yetiştiricilerimize arpa ve mısır vermeye devam ediyoruz. Bunu ek ve gizli bir destek olarak veriyoruz. Hazine Maliye Bakanlığımız tarafından karşılanan bir sübvansiyon politikası izliyoruz. Tüketicimizin de bunları bir yandan astronomik rakamlara tüketmemesi gerekiyor. Şartların iyileştirilmesi konusunda çalışma yürütülüyor" diye konuştu.
'YEMEĞİN OLABİLİR AMA O ANDA ERTELE'
Gazetecilerden gelen soru üzerine orman yangınlarının yaşandığı dönemden söz eden Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Yangınlar dönemi ülkemiz için çok sıkıntılı bir dönemdi. Ağırlıklı olarak meteorolojik sebeplerden büyük yangınlar silsilesiyle karşılaştık. Türkiye Cumhuriyet tarihindeki en büyük yangınlarını yaşamak zorunda kaldı. Ben de o günlerde 40 günde eve 1 veya 2 gün girdim. Hem eşinizden hem de çocuklarınızdan geri dönüşler oluyor. Bizim oğlan beni itfaiyeci sanmaya başladı. En son oğlum annesine 'Bahçede yangın çıkaracağım. Çıkarırsam babam buraya gelir' demiş. Milletin bir derdi olduğu zaman yöneticilerin yanında olmasını Cumhurbaşkanı'mız bizzat arzu ediyor. Yöneticiler, vatandaşın yanında olduğunda vatandaş kendisini daha rahat hissediyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na da bu nedenle bir tavsiyede bulundum. Yemeğin olabilir, randevun olabilir ama o anda ertele. Kar küreme araçlarıyla ol, vatandaş, 'Belediye başkanımız yanımda' desin. Zor bir durum var. Arkadaşlar gereğini yapıyor, daha sabırlı olmamız lazım. Farklı bir görüntü verildiği zaman vatandaşın zihninde farklı görüntüler oluşuyor."
AGROEXPO AÇILDI
Türkiye'nin en büyük tarım fuarı, Avrupa'nın da dört büyük tarım fuarından olan Agroexpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı, Fuar İzmir'de başladı. 17'ncisi düzenlenen fuarın açılış törenine; Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Katar Devleti Belediye Bakanı Abdullah Bin Abdulaziz Bin Turki Al-Subaie ve tarım ve hayvancılık sektörünün önde gelen kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
'FUAR SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİNE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK'
Fuarın açılışında konuşan Bakan Pakdemirli, "Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın dört büyük tarım fuarından biri olan Agroexpo'yu, İzmir'in ve ülkemizin tarımsal potansiyelini gün yüzüne çıkaran bir fuar olması sebebiyle oldukça önemsediğimi belirtmek istiyorum. Fuarın sektörün gelişimine büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Son 3 yıldır, dünyada tarım anlayışının yeni boyutlar kazandığı bir döneme şahit oluyoruz. Pandemi ve iklim değişikliğiyle birlikte gıda arz güvenliğini sağlayan tarımsal üretimin, ne denli stratejik olduğunu bir kez daha anladık. Bu konular, gıda fiyatları ve üretim girdilerinde dalgalanmaların en yoğun hissedildiği bir dönemi de beraberinde getirdi. Bu zorlu dönemde bakanlık olarak tarım, gıda, su ve orman gibi hayati ve bir o kadar da spekülasyona açık alanlarda faaliyet gösterdiğimizi de özellikle belirtmek istiyorum. Tarımsal üretimi, son 20 yıldır olduğu gibi siyaset üstü bir mesele şeklinde görerek adımlarımızı attık. Doğru politikalar, yerinde müdahaleler ve uzun vadeli hedeflerle; sadece bugünün değil, geleceğin de planlamasını yaparak, projelerimizi ortaya koyuyoruz" dedi.
'ÜLKEMİZ KÖPRÜ VAZİFESİ GÖRÜYOR'
Tarımda sayısız projenin hayata geçirildiğine değinen Pakdemirli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin etkin karar alma mekanizmasıyla ülkemizin, tarım ve orman sektöründe bölgesinde lider, dünyada söz sahibi olma konumunu perçinleyerek, sayısız projeyi hayata geçirdik. Ülkemiz 1,5 milyar insana ve 20 trilyon doların üzerindeki ticaret hacmine sadece 4 saatlik uçuş mesafesinde. Ülkemiz Akdeniz'i Karadeniz'e bağlayan, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu'yu birleştiren bir köprü vazifesi görüyor. Bu avantajlara sahip olan ülkemizi, dünyanın tarımsal üretim üssü yapmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tabii bu avantajların yanı sıra Avrupa kıtasından daha fazla biyolojik çeşitliliğe sahip olan ülkemiz, zengin ürün yelpazesi ve bereketli topraklarıyla, tarımsal yatırımcılara büyük fırsatlar sunuyor" diye konuştu.
'TÜRKİYE, DÜNYANIN EN BÜYÜK 10'UNCU TARIM ÜLKESİ'
Türkiye'nin fındıkta, kirazda, incir ve kayısı üretiminde dünya lideri olduğunu belirten Pakdemirli, "Küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığında Avrupa'da birinciyiz. Su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa'da birinci sıraya yükseldik. Tarımsal alan bakımından, dünyada 31'inci sırada olmamıza rağmen tarımsal hasılada Avrupa'da lider, dünyada ilk 10 ülke içindeyiz. Diğer bir ifadeyle Türkiye, 25 milyar dolarlık ihracat ve 48 milyar dolarlık tarımsal hasılasıyla dünyanın en büyük onuncu tarım ülkesi. Türkiye, küresel tarım ekonomisinde güçlü bir aktör. Buradan tüm yerli ve yabancı yatırımcılara sesleniyorum; tarım ve hayvancılık yatırımları düşünüldüğünde, bu bölgede en uygun ve en avantajlı ülke, Türkiye'dir. Bakanlık olarak, tüm yatırımcılara gerekli katkıyı ve kolaylığı da sağlayacağımızı özellikle vurgulamak istiyorum" dedi.
'20 YILDA GÜÇLÜ TARIMSAL ÜRETİM ALTYAPISI OLUŞTURDUK'
Türkiye'nin son 20 yıldır tarımsal üretime yönelik verilen destek ve yatırımlarla dünya ile rekabet gücünün artırdığını kaydeden Pakdemirli, "Verimli ve etkin stratejik planlar oluşturarak, geleceğe yönelik bakış açımızı güçlendirdik. Kıtaların ve çıkar mücadelelerinin kesiştiği bir coğrafyada yer alan ülkemizin, tarım sektörünü yaptığımız çalışmalarla bölgesinde lider, dünyada söz sahibi konuma getirdik. Yeni uygulamalar geliştiriyoruz. Bu uygulamaları 5 başlık altında topladık; tarımsal destekler, sübvansiyonlu tarımsal krediler, müdahale alımları, gelir koruma sigortası ve sözleşmeli üretimdir. Buna, sürdürülebilir üretim için gereken 'beşi bir yerde' diyoruz. Son 20 yılda, reel rakamlarla toplam 462 milyar lira destek ödemesi yaptık. 2017 yılında 12,9 milyar lira olan tarımsal destek miktarını 2 kat artırarak 2022 yılında yaklaşık 25,8 milyar liraya çıkarmıştık" diye konuştu.
YETİŞTİRİCİLERE 8 MİLYAR ÖDEME
Müdahale alımlarına da değinen Bakan Pakdemirli, "Müdahale alımları ile üreticimizin alın teri ve emeğine sahip çıkıyor, üretici dostu politikalar yürütüyoruz. Alım fiyatlarını hasat öncesi açıklayarak üreticimizi ezdirmiyor, piyasayı etkin bir şekilde regüle ediyoruz" dedi.
Sübvansiyonlu tarımsal kredileri ile ilgili Pakdemirli, "Çiftçilerimizin finansman ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılamak amacıyla uygun faizli kredi kullanma imkanı sağladık. Bu kapsamda; 2021 yılında, çiftçilerimiz toplam 114 milyar liraya yakın tarımsal kredi kullandı. Bu kredilerin yarıdan fazlası olan 66 milyar lirasını sübvansiyonlu krediler oluşturmakta" diye konuştu.
Sözleşmeli üretim konusunda kanuni düzenlemeler için gerekli girişimleri yaptıklarını hatırlatan Bakan Pakdemirli, sözleşmeli tarımın en kısa sürede yasalaşarak, ülke tarımına değer katmaya devam edeceğini söyledi. Pakdemirli, Türkiye'nin, bulunduğu coğrafyada en büyük ve en güçlü tarımsal Ar-Ge altyapısına sahip ülke olduğunu da dile getirerek, "Elektronik Hayvan Takip Sistemi'miz, diğer adıyla Elektronik Küpe, ülkemizin milli sermaye ve milli Ar-Ge ile geliştirilen ilk hayvan takip sistemidir. Elektronik küpe ile aslında hayvanların kulağına minik bir cep telefonu takıyoruz. Sistem sayesinde; büyükbaş hayvanların takipleri, sanal karantina, kızgınlık ve beslenme yapısı yakından takip edilecek" dedi.
'TÜM ÇALIŞMALARIMIZ ÜRETİCİLERİMİZ İÇİN'
Süt sığırcılığı işletmelerinde süt veriminde yüzde 25 artış tespit edildiğini söyleyen Pakdemirli, "Buzağı veriminde yüzde 20 artış ve sağlık giderlerinde yüzde 15 azalış tespit edilmiştir. Eğer bu sistemi sadece damızlık dişi hayvanlarımıza takabilirsek, ilave yem ve girdi kullanmadan yılda 1 milyon daha fazla buzağı, 2-3 milyon ton ilave süt elde edebiliriz. Elde edilen verim ve hayvan sayısı ile sağlık giderlerinin azalmasını dahil ettiğimizde, bu teknolojinin yaygın kullanımı sonucunda ülke ekonomisine kısa vadede yıllık 5 milyar, orta vadede ise 10 milyar lira katkı sunmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
Tarımsal hasılada kırılan rekora dikkat çeken Pakdemirli, "Tarımsal hasılamız son 3 yılda yüzde 78 artışla, 2020 yılında 337 milyar liraya ulaşarak, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. 2021 yılında ise tarımsal ihracatımız, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 21 artışla 25 milyar dolara, dış ticaret fazlamız ise yüzde 31 artışla 7,2 milyar dolara yükseldi. Ayrıca Uluslararası Ticaret Merkezi'nin (ITC) 2020 yılında yayınladığı; ülkeler bazında kendi kendine yeterliliğe baktığımızda; Çin'de yüzde 46, Almanya'da yüzde 78, ABD'de yüzde 88 iken, bu oran Türkiye'de yüzde 136 olarak gerçekleşmiştir. Bu veriler, ülkemizin tarım ve gıda ürünlerinde kendi kendine yeterli olduğunu ve 'net ihracatçı' konumda oluğunu tam olarak göstermektedir" dedi.
'BU YIL HACİM 2 MİLYAR DOLARA ULAŞACAK'
Fuarın önemini vurgulayan Pakdemirli, "Geçtiğimiz yıl fuarda sadece alım heyeti-ikili görüşmeleri ile 1,5 milyar dolarlık iş hacmi oluşturulduğunu, bu yıl ise bu hacmin 2 milyar dolara ulaşacağını özellikle belirtmek isterim. Bu minvalde, 17'ncisi düzenlenen İzmir Tarım Fuarı'na, bin 050 firmanın katılımı ve 58'i aşkın ülkeden 390 bin ziyaretçi geleceğinden yola çıkarak Agroexpo'nun İzmir ve ülkemiz adına ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Muhakkak ki fuarda; tarımsal üretimde verimlilik ve kaliteyi önemli ölçüde etkileyen teknolojik gelişmeler takip edilecektir" diye konuştu.
Hükümet ve bakanlıkça ayrılan kaynağın yanı sıra belediyelerin tarıma ayrıca kaynak ayırmasını olumlu karşıladıklarını dile getiren Pakdemirli, "Belediyelerin de ekstra kaynak ayırması, vatandaşın ayağına gitmesi bizi memnun eder. Ancak yapılan işlerin ayak izinin daha büyük olmasını arzu ediyoruz. Değerli başkanımdan da arzu ediyorum. Yapılan işlerde alkışlamayı bilir, başkanın yanında oluruz. Medyaya gösterdiğimiz kısmından daha büyük ayak izlerinin olmasını arzu ediyorum. Bir İzmirli olarak bunu arzu ediyorum" dedi.
Agroexpo katılımcılarının İzmir'den ve İzmirli üreticilerden ilham alabileceği çok şey olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer ise "'Başka Bir Tarım Mümkün' derken, tam olarak neyi değiştirdik ve değiştiriyoruz; kısaca bunları paylaşmak istiyorum. Birincisi, atalık tohumları ve yerli hayvan ırklarını desteklemek. İkincisi, küçük üreticiyi desteklemek. İzmir'de gördük ki atalık tohumlarla ve küçük üreticilerimizle şehirlerdeki nüfusu pekala doyurabiliriz. Üstelik şimdikinden daha iyi, daha adil ve daha temiz bir gıda üretim zinciri kurabiliriz. Bu değişimi gerçekleştirmek için iki konuda kamunun düzenleyici olması gerekiyor; planlama ve örgütlenme" diye konuştu.
Açılışın ardından Katar Devleti Belediye Bakanı Abdullah Bin Abdulaziz Bin Turki Al-Subaie ile bir araya gelen Bakan Pakdemirli, görüşme sonrası fuar alanında bulunan stantları gezdi.
PAKDEMİRLİ İZTO VE İKÇÜ’YÜ ZİYARET ETTİ
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, fuar açılışının ardından İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) sanayicilerle bir araya geldi. Daha sonra Bakan Pakdemirli İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’ni (İKÇÜ) ziyaret etti. Bakan Pakdemirli, üniversite ziyaretinin ardından Ankara’ya hareket etti.