APA Başkanı ve TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Asamble üyelerine 'Gazze' mektubu
Asya Parlamenter Asamblesi (APA) Başkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Asamble üyesi ülkelerin parlamento başkanlarına mektup göndererek, Filistinlilere yaşatılan acılardan duyduğu rahatsızlığı dile getirip, Orta Doğu'da barış ve güvenliğin sağlanması ve sürdürülmesi için ortak siyasi sorumluluğun yerine getirilmesi çağrısında bulundu.
TBMM Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, ASYA Parlamenter Asamblesi (APA) Başkanı ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, APA üyesi ülkelerin parlamentolarına gönderdiği mektubunda, bölgede son zamanlarda şiddetlenen çatışmalardan, yaşanan çok sayıdaki sivil kayıplarından ve Filistinlilere yaşatılan korkunç acılardan derin rahatsızlık duyduğunu, uluslararası hukukun bariz ihlali ve uluslararası toplumun eylemsizliğini esefle karşıladığını belirtti. Gazze şeridinde her geçen gün kötüleşen insani durum karşısında son derece endişeli olduğunu ifade eden Kurtulmuş, APA Başkanı sıfatıyla bildirmek istediği konulara ilişkin, "Kim tarafından ve ne amaçla olursa olsun, sivillere yönelik her türlü saldırıyı şiddetle kınıyorum. Siviller arasında, birinin diğerine üstünlüğüne dayalı ırkçı bir düşünceyle hiyerarşik bir ayrımcılık yaratılmasını da aynı şekilde kınıyor ve kati surette reddediyorum. Filistinliler hakları ve onurları açısından aynı şekilde korunmayı ve saygıyı hak ediyorlar. Hiçbir şey İsrail'in insanlığa karşı suça varan barbar saldırılarını haklı gösteremez" dedi.
'SİVİL NÜFUSUN ZORLA YERİNDEN EDİLMESİ YASAKTIR'
Çaresiz sivillerin tıbbi tedavi ve barınmak için kaldıkları hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını, camileri ve kiliseleri hedef alan saldırılarla Gazze'deki durumun halihazırda endişe verici vahşet düzeyine ulaştığını vurgulayan Kurtulmuş, "İsrail'in askeri saldırganlığı ağır bombardımanlar ve karadan işgal ile yoğunlaşırken, Gazze'de yaşayan ve yarısını çocukların oluşturduğu iki milyondan fazla insan, elektriksiz, gıdasız, susuz ve hayatta kalmak için gerekli diğer temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde, tam bir kuşatma ve tecrit altında çaresiz bir durumda bırakılmıştır. Uluslararası hukuk hiçbir kafa karışıklığına yer bırakmayacak şekilde açıktır. Sivillerin hayatını tehlikeye atan topyekun kuşatma uygulanması, sivillerin hayatta kalmaları için gerekli olan temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakılması, toplu cezalandırma eylemleri, sivillere, sivil unsurlar ve altyapıya yönelik doğrudan veya ayrım gözetmeyen saldırıların yanı sıra sivil nüfusun zorla yerinden edilmesi yasaktır. Bu tür ağır ihlallerin derhal durdurulması çağrısında bulunuyorum" ifadelerini kullandı.
'ULUSLARARASI TOPLUM, ÇABALARINI İKİ KATINA ÇIKARMALI'
Kurtulmuş, Gazze'de devam eden insani krizin boyutları göz önünde bulundurulduğunda, çatışmaların durdurulmasını sağlayacak acil, kalıcı ve sürdürülebilir bir insani ateşkes çağrısında bulunan ve aynı zamanda kuşatma altındaki bölgede mahsur kalan sivillere acil ve kimsenin engel olmayacağı insani yardım sağlanmasını talep eden Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun son kararına da katıldığını belirtti. Kurtulmuş, mektubunda ayrıca şu ifadelere yer verdi:
"Devam etmekte olan çatışmanın bölgenin diğer alanlarına sıçraması ciddi endişe kaynağı olmakla birlikte, uluslararası toplum, gerilimin azaltılması ve insani ateşkesin sağlanması için çabalarını iki katına çıkarmalıdır. Bu bağlamda, parlamenter diplomasi araçlarının da üstleneceği bir rol vardır. Asya Parlamenter Asamblesi ve diğer parlamentolar arası mekanizmalar aracılığıyla, Orta Doğu'da ve diğer her yerde barış ve güvenliğin sağlanması ve sürdürülmesi için ortak siyasi sorumluluğumuzu yerine getirmek hepimizin görevidir. Şiddet kısır döngüsünü kırmak için devam etmekte olan çatışmanın temel nedenleri, yani on yıllardır süren yasa dışı İsrail işgali, yerleşim ve demografik mühendislik ve buna son vermenin yolları gerektiği gibi ele alınmalıdır. Statükoyu ve kutsal mekanların kutsiyetini hiçe sayan provokasyonlar da son bulmalıdır. Çatışmaya kalıcı bir çözüm ancak 1967 öncesi sınırları esas alan, başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi olarak hemhudut bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olacaktır. Tüm uluslararası toplum, bu amaç doğrultusunda çalışmalıdır."
FİLİSTİN DE APA'YA ÜYE
Türkiye'nin, 2000 yılında üyesi olduğu APA, ülkelerin kendi bölgelerinde barış, istikrar, ekonomik konular ile sosyal ve kültür alanlarda iş birliğini arttırmak ve bölgesel sorunlara parlamenter boyutta çözümler getirmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Türkiye ve Filistin'in de aralarında bulunduğu 43 ülke parlamentosunun üye, 14 ülke parlamentosu ile 15 uluslararası kuruluşun ise gözlemci üye olduğu APA'da, 'Ekonomik ve Sürdürülebilir Kalkınma Daimi Komitesi', 'Siyasi İşler Daimi Komitesi', 'Bütçe ve Planlama Daimi Komitesi', 'Sosyal ve Kültürel Daimi İşler Komitesi' yer alıyor. TBMM, Kasım 2017'de ev sahipliğini üstlendiği APA 10'uncu Genel Kurulu'ndan bu yana 'APA Dönem Başkanlığı' görevini yürütüyor.