'7'nci Yargı Paketi' TBMM Adalet Komisyonu'nda
Kamuoyunda '7'nci Yargı Paketi' olarak bilinen teklifin görüşmeleri, TBMM Adalet Komisyonu'nda başladı.
TBMM Adalet Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler başkanlığında, '7'nci Yargı Paketi' olarak bilinen, 'İcra İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 48 Maddelik Yasa Teklifi'ni görüşmek üzere toplandı. Toplantıda, ilk imza sahibi AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, sunum yaptı. Teklifin detaylarını paylaşan Yurdunuseven, "Kamuoyunda '7'nci Yargı Paketi’ olarak da bilinen bu kanun teklifiyle İcra ve İflas Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Arabuluculuk Kanunu ve Avukatlık Kanunu başta olmak üzere 21 farklı kanunda değişiklik yapmayı hedefliyoruz. Yargı reformlarına bir yenisini daha ekliyoruz" dedi.
UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE
Yurdunuseven, teklifle; uyuşturucu ile ilgili önemli düzenlemeler getirildiğini belirterek şöyle dedi:
"Uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığıyla daha etkin mücadele edilmesini amaçlıyoruz. Uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığı kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlığı ile aile ve iş yaşamına ve genel olarak toplumsal düzene büyük zararlar vermektedir. Ülkemizde bağımlılıkla mücadele her boyutuyla ele alınmaktadır. Bağımlılık tedavisiyle rehabilitasyon konusunda halihazırda çeşitli hizmetler verilmektedir. Danışma merkezi, ayakta ve yataklı arındırma ve rehabilitasyon merkezi, sosyal uyum merkezi gibi madde bağımlılığı bulunan kişilere ve ailelerine yönelik danışma, psikoeğitim, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri veren pek çok farklı merkez süreç içinde bağımlılıkla mücadele sistemimize dahil edilmiştir. Bağımlılıkla mücadelenin daha etkin bir şekilde yapılmasını temin etmek amacıyla kanuni birtakım tedbirlerin alınması zaruretle hasıl olmuştur. Bu kapsamda, sentetik uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin ticareti suçunun alt sınırını 10 yıldan 15 yıl hapse çıkarıyoruz. Böylelikle, bu maddelerin bireylere ve topluma verdiği zararların önüne geçilmesini ve bu maddelerin imal ve ticaretiyle daha etkin mücadele edilmesini hedefliyoruz, cezanın caydırıcılığını daha da artırıyoruz."
Teklifle, uyuşturucu madde kullananlar hakkında uygulanacak tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri sürecinin daha etkin bir şekilde işletilebilmesi amacıyla bazı düzenlemelerin yapıldığına dikkat çeken Yurdunuseven, "Buna göre, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma süresi bir yıldan iki yıla çıkarılarak şüphelinin daha uzun süre tedavi ve denetim altında tutulması sağlanmaktadır. Ayrıca, Cumhuriyet Savcısının erteleme süresi içerisinde uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için şüpheliyi yılda en az 2 kez sağlık kurum ve kuruluşlarına sevk etmesi zorunlu hale getirilmektedir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’na eklenen 12/a maddesiyle uyuşturucu madde bağımlılarına özgü iyileştirme tedbirleri geliştirilmektedir. Bu kapsamda, Cumhuriyet Savcısı tarafından hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçundan dolayı denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri verilen şüpheliyle ilgili olarak denetimli serbestlik müdürlüğünce en az 3 yükümlülük kararı verilmesi sağlanarak şüphelinin daha sıkı kontrol edilmesi ve ıslahının sağlanması amaçlanmaktadır" ifadelerini kullandı.
KADIN MAHKUMLARIN CEZALARI
Yurdunuseven, kadın mahkumlarla ilgili yapılacak düzenlemelere ilişkin de "18 yaşını doldurmamış çocuğu olan ve on yıldan az hapis cezasına mahkum edilen kadın hükümlülerin cezalarının infazı belirli yükümlülükler altında bir yıla kadar ertelenebilecektir. Ayrıca, erteleme süresi altı aylık periyotlarla iki yıla kadar uzatılabilecektir. Önemle vurgulanmalıdır ki erteleme kararının verilebilmesi bakımından herhangi bir suç sınırlaması bulunmamaktadır. Bununla birlikte, infazın ertelenmesinin toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmaması da gerekmektedir. Engellilik nedeniyle bakıma muhtaç olma veya ağır hastalık hali Adli Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca da onaylanan bir raporla belgelendirilecektir. Çocuğun iyileşmesi, hükümlünün ertelemenin amacına veya yükümlülüklere aykırı davrandığının tespit edilmesi ya da erteleme süresi içinde hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılması hallerinde erteleme kararı kaldırılarak ceza derhal infaz edilecektir. Hükümlü hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından erteleme süresi boyunca yurt dışına çıkmama hükümlerine karar verilecektir" bilgisini paylaştı.
GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI
Teklifle, göçmen kaçakçılığıyla daha etkin mücadele edilmesi amacıyla suçun cezasının alt sınırını artırdıklarını aktaran Yurdunuseven, "Ülkemiz coğrafi konumu itibarıyla çoğu zaman transit ülke ya da hedef ülke olarak göçmen kaçakçılığı suçundan doğrudan etkilenmektedir. Bu kapsamda, göçmen kaçakçılığıyla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın artırılması amacıyla göçmen kaçakçılığı suçunun cezasının alt sınırını üç yıldan beş yıla çıkarıyoruz" dedi.
Kiracı sorununu çözmek için arabuluculuğun zorunlu hale getirildiğini kaydeden Yurdunseven, diğer düzenlemeler ile ilgili de şu bilgeleri verdi:
"Terör eylemleri nedeniyle vefat eden ceza infaz kurum personelinin aile bireylerinin istihdamına yönelik düzenleme yapıyoruz. Terör eylemleri nedeniyle hayatını kaybeden ceza infaz kurumu müdürü, infaz ve koruma başmemuru ve infaz ve koruma memuru ünvanlı ceza infaz kurumu personelinin aile bireylerine tanınan 1 kişilik kamuda istihdam hakkının 2 kişiye çıkarılması sağlanmaktadır. Böylelikle sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak vefat eden bu kişilerin aile bireylerine ek istihdam hakkı tanınmaktadır. Teklifle İcra İflas Kanunu’muzda önemli değişiklikler yapıyoruz. Malumunuz olduğu üzere, kesinleşen icra takiplerinde alacaklının talebiyle borçluya ait konutta icra müdürünün kararı üzerine haciz işlemleri yapılmaktadır. Haciz işlemlerinin yerine getirilmesinde ölçülülük ilkesinin bir gereği olarak alacaklının olduğu kadar borçlunun da haklarının gözetilmesi gerekmektedir. Kişilerin konutları onların özel hayatının en mahrem yerleridir. Bu itibarla, özel hayatın korunması ve gizliliği farklı düzenlemelerle güvence altına alınmıştır. Teklifle yapılan değişikliğe göre, borçlunun konutunda haciz yapılabilmesi ancak mahkeme kararıyla mümkün olabilecektir. Ayrıca teklifle aile bireylerine ait kişisel eşyalar ile ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyaları haczi caiz olmayan mallar arasına alınmaktadır."
Teklifin görüşmeleri Komisyon'da devam ediyor.