Manavgat'taki büyük yangın 7'nci gününde
Antalya'nın Manavgat ilçesindeki orman yangınları, 7'nci gününe girdi. Manavgat yangını ilçenin batısında Beydiğin, Sırtköy, Çardak ve Kızıldağ mahallelerinde sürüyor. Doğuda Gebece ve Ahmetler mahallerindeki yangın kontrol altına alındı, fakat soğutma çalışmaları yapılamadı. Gündoğmuş'ta ilçe merkezinin tahliyesine neden olan yangın ise merkezden uzaklaştı, sarp arazide devam ediyor.
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz günü saat 12.05'te 4 farklı noktada başlayan orman yangınları, 7'nci gününe girdi. Manavgat'a sınır ilçeler Akseki, Gündoğmuş ve Alanya'nın bazı mahallelerine de sıçrayan yangında, 7 kişi yaşamını yitirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu bölgedeki söndürme çalışmalarını koordine ediyor.
Manavgat yangını ilçenin batısında Beydiğin, Sırtköy, Çardak ve Kızıldağ mahallelerinde sürüyor. Dün öğleden sonra Beydiğin ve Sırtköy mahallelerinde etkili olan yangın, akşam saatlerinde büyük bir ormanlık alanı yok ederek Kızıldağ Mahallesi'ne ulaştı. Havanın kararmasıyla birlikte vatandaşlar, yangının önünü kesmek için iş makineleri ve elektrikli testerelerle ağaç kesimi yaparak, yangının geleceği bölgeyle yerleşim merkezi arasında tampon bölge oluşturmaya çalıştı.
ENERJİ SANTRALİ YANGINDA KALDI
Yangın bölgesinde bir kadın 8 ineği ile yavrularını kurtarmak için yangın bölgesinden çıkarırken, bir kadın da kucağında 'Boncuk' adlı köpeği ve ailesiyle birlikte evini terk etmek zorunda kaldı. Dağlık ve etrafı tamamen ormanlık olan Kızıldağ Mahallesi'ndeki bütün evler tahliye edildi. Bölgede 4 milyon euroluk güneş enerji santrali de yangın içerisinde kaldı. Rüzgarın da etkisini sürdürdüğü yangın bölgesinde söndürme mücadelesi gece boyunca karadan devam etti.
RAFTİNG MERKEZİNİ TEHDİT
Kızıldağ Mahallesi'ndeki ormanlık alanları da yok eden yangın Çardak'a doğru ilerlerken, dünyaca ünlü rafting merkezi Beşkonak bölgesini de tehdit etmeye başladı. Beşkonak'taki Köprülü Kanyon'da bulunan rafting işletmecileri işletmelerini kapatıp, faaliyetlerini durdurarak tüm çalışanlarıyla birlikte yangının önünü kesebilmek için bölgeye geldi. Raftingcilerin içinde Sudan, Gine gibi Afrika ülkeleri ve bazı Avrupa ülkelerinden Antalya'ya üniversite eğitimi için gelip yaz döneminde çalışan öğrenciler de bulunuyor. Rafting çalışanları ellerinde kazma, kürek, elektrikli testere ve baltalarla yangının Taşağıl, Beşkonak bölgesine ilerlemesine engel olmak için Çardak ve Kızıldağ ile Beydiğin aralarındaki bölgelerde iş makinaları ve bölge halkının da tampon bölgeler oluşturduğu çalışmalara katıldı.
'SAĞLIK OLSUN TÜRKİYE'
Bölgedeki rafting işletmecilerinden Bekir Ünal, "İşletmelerimizi üç gündür kapattık. Yangın bölgesine hem su ve erzak hem fiziksel olarak yardımda bulunuyoruz. Şu anda tampon bölge oluşturuyoruz, yanımızdaki çalışan personelleler ile birlikte bölgede çalışıyoruz. Yangınla mücadeleye faydamız olsun. Sudan, Gine ve Avrupa'nın farklı ülkelerinden gelen arkadaşlarla yangına yardım ediyoruz" dedi.
Tampon bölge için kesilen ağaçların taşınmasına yardım eden Kamboçya'dan gelen üniversite öğrencileri Muhammed Osman ve Ömer Culla, öğrenci olduklarını belirterek, "Yangın çıktı, bu durumda bırakmayacağız, yardım edeceğiz, elimden geleni yapıyoruz. Sağlık olsun Türkiye" diye konuştu.
Manavgat'ın doğusundaki Gebece ve Ahmetler mahallelerindeki yangın ise dün akşam saatlerinde kontrol altına alındı, ancak soğutma çalışmaları yapılamadı.
GÜNDOĞMUŞ YANGINI SÜRÜYOR
Gündoğmuş ilçesindeki orman yangınını söndürme çalışmalarına gece de devam edildi. Karadan yapılan müdahaleye sabahın ilk ışıklarıyla birlikte havadan da destek verildi. Ortakonuş Mahallesi'ndeki ormanlık alanda başlayan, Senir Mahallesi ve çıkışındaki Ümütlü Mahallesi'nde devam eden yangın dün ilçe merkezini tehdit edince 2 bin 100 nüfuslu Gündoğmuş tedbir amaçlı boşaltıldı. Yoğun hava müdahalesi sonrasında ilçe merkezine yaklaşan alevler söndürüldü. Rüzgarın etkisiyle anlık olarak bazı bölgelerde etkili olan yangın, ekiplerin yoğun çabasıyla kısmen kontrol altına alındı. Ekipler, yangın olan bölgelerde söndürme çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
YANAN AĞAÇLARA BAKINCA GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Manavgat'ta 7 gündür devam eden yangında birçok mahalle ve yerleşim yeri yandı. Yangının ilk başladığı noktalardan olan ve neredeyse tamamı yanan Kalemler Mahallesi'nde yaşananlar ise yürek burkuyor. Yangın sırasında eşi Mehmet Yılmaz ile mahalledeki evlerinde bulunan Gül Yılmaz, canlarını zor kurtardı. 8 yıl önce pankreas kanserine yakalanan, aynı zamanda diyabet, astım hastalıkları olan ve çeşitli hastalıklar nedeniyle bir dizi ameliyat geçiren Gül Yılmaz, hastalıklarına iyi geleceğini düşündüğü için ormanın içindeki evlerini tadilat yaptırıp yerleşti. Ancak Gül Yılmaz, mutluluğunun geçen hafta çıkan yangınla son bulduğunu ifade etti.
Alevlerin evlerinin önüne kadar geldiğini fark eden Yılmaz çifti, araçlarına binip ayrıldı. Yangında evlerinin bir bölümü zarar gören Gül Yılmaz, şimdi de kesilen elektrikle ilgili sıkıntı yaşıyor. Diyabet nedeniyle günde 4 kez kullanmak zorunda olduğu, soğukta beklemesi gereken iğnelerini elektrik olmadığı için evinde tutamıyor. 8 kilometre uzaklıktaki bir markete iğnelerini bırakan Gül Yılmaz, günde 4 kez gidip geliyor, buz bulabilirse de evindeki straforun içinde bir gün iğnelerini soğukta bekletiyor.
'ATEŞLERİN İÇİNDE KALDIK'
Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Gül Yılmaz, nefes alamadığı için, eşinin kendisini kurtarmaya çalıştığını söyleyerek, "Kabus yaşadık. Cehennemi yaşadık, ateşlerin içinde kaldık. Alevlerin içinden geçtik, çok zordu. Ben kanserle savaşıyorum. Şu an anlatırken aynı şeyleri tekrar yaşıyorum. Çok kötüydü. Çok öfkeliyim çünkü saat 22.00 gibi biz o yangını gördük. Belki 10 kilometre uzaktaydı. Yangın buralara gelinceye kadar müdahale edilmedi. Torunlarım var, 2- 3 saat mahsur kalmışlar ama kimse görmemiş onları. Eşim beni kaçırıyordu ama alevlerin arasından geçiyorduk. Çünkü ben nefes alamıyordum. Beni kurtarmaya çalışıyordu" dedi.
Evlerinde uzun zaman elektrik olmadığını söyleyen Yılmaz, "İlaçlarımı koymak için adeta buz dileniyorum. Günde 4 kez bu ilaçları kullanıyorum. 8 kilometre uzakta bir market var. Şu anda ilaçlarım orada dolapta duruyor. Her gün çocuklarımızla günde birkaç kez gidip getiriyoruz. Buz bulabilirsek akşama kadar onun içerisinde durabiliyor. Birer kalem getirdik, buzla idare etmeye çalışıyoruz. Perişanız, rezalet durumdayız. Yıkıntıların içindeyiz. Bütün emeklerimiz gitti" diye konuştu.
'BENİM CİĞERLERİM GİTTİ'
Evlerine 'yarı hasarlı' diye rapor tutulduğunu belirten Gül Yılmaz, "Büyük tadilat lazım. Yıktırmam ben evimi. Eşimin ana ocağı burası. Çok hevesle yapmıştım burayı. Çok mutluydum ben burada. Orman vardı, ağaçlar vardı, nefes alıyordum. Kanserimi bu ağaçlar sayesinde yendim. Şu an bakıyorum ve canım çok acıyor. Benim ciğerlerim gitti. Ne yapacağım bilmiyorum çünkü nefes alamıyorum. Her dakika ilaç kullanıyorum" dedi.
'ÖNCE YÜZÜM ŞİMDİ DE ANILARIM YANDI'
Antalya'nın Manavgat ilçesi Gebece Mahallesi'nde dünyaya gelen, Türkiye'nin ilk yüz nakillisi Uğur Acar, henüz 35 günlükken evlerinde çıkan yangında yüzünü kaybettiğini, 7 gündür süren yangında da 27 yıllık anılarının yok olduğunu söyledi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde, 21 Ocak 2012'de, Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyon sonunda Türkiye'nin ilk yüz nakillisi olan Acar, Türkiye'nin kendisini ve Gebece Mahallesi'ni yüz nakli ameliyatından sonra tanıdığını belirtti. Acar, "Maalesef bebekken beni yakalayan yangın peşimi yine bırakmadı. 27 yıl sonra arkamdan takip edercesine gelip bu kez de anılarımı yaktı" dedi.
Gebece'ye Kurban Bayramı'nda gittiğini belirten Acar, "Bayramdan sonra Akdeniz Üniversitesi'ndeki işime döndüm. Son görüşüm bu oldu. Yangının boyutu çok büyük, Manavgat ve Gebece'de yaşayanlara 'geçmiş olsun' dileklerimi iletiyorum. 2 orman çalışanının hayatını kaybettiği Beloluk mevkisi çocukluğumun ve unutulmaz anılarımın olduğu yerlerdir. Şimdi çocukluk anılarım kül oldu" diye konuştu.
Yaptığı telefon görüşmesinde, yayla evlerinin 25- 30'unun yandığını öğrendiğini belirten Acar, "Ormanlarımız, tarlalarımız ve evlerimiz yanmış. Geçmiş olsun, biz yine ayağa kalkarız" dedi.
HABİBE TEYZENİN KEÇİLERİ GELDİ
Öte yandan Manavgat'ı etkisi altına alan orman yangınlarında evini ve hayvanlarını kaybeden Habibe Güven'e (60), Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen aracılığıyla Konya'dan bağış kampanyasında gelen 2 keçi teslim edildi. Oymapınar Mahallesi'nde yangından sonra hayvanları ölen ve tek geçim kaynağının keçileri olduğunu belirten Güven, Manavgat Belediyesi ekiplerince keçilerin ve yemlerin getirildiğini görünce duygusal anlar yaşadı. Güven, evinin ve ahırının yandığını gözyaşlarıyla anlatıp, kendisini unutmadığı için Sözen'e teşekkür etti.
Manavgat halkının zor günlerden geçtiğini ve tüm acıların birlikte üstesinden geleceklerini belirten Başkan Sözen, yaraları bir nebze de olsa sarmaya çalıştıklarını söyledi. Sözen, "Manavgat'ımızda hayatı durma noktasına getiren yangınlardan sonra halkımızla birlikte tüm yaralarımızı birlikte sarmaya çalışıyoruz. Tüm Türkiye'nin yardım kampanyamıza seferber olmasından sonra Konya'dan duyarlı bir vatandaşımız Manavgat'a keçi gönderdi. Biz de Habibe Güven'in yangında mağdur olduğu haberini alınca acısını biraz hafifletmek amacıyla kendisine 2 keçi teslim etmek istedik" dedi.
6 KİŞİLİK AİLE HAVUZA GİREREK YANGINDAN KURTULDU
Antalya'nın Aksu ilçesinde yaşayan ve tarımla uğraşan Harun Yılmaz, geçen hafta iş yerinden yıllık izne ayrıldı. Ailesiyle baba ocağına giden Yılmaz, burada bir anda alevlerin evlerine doğru geldiğini gördü. 3 çocuğunu, eşini ve Alzheimer hastası anneannesini yanına alan Yılmaz, otomobille bölgeden ayrılmaya çalıştı. Girdiği yolda alevlerin arasından geçen Yılmaz, bir süre sonra döndüğü yolun da çıkmaz sokak olduğunu gördü. Arkasından aracına doğru gelen alevleri çaresizce izleyen Yılmaz, bu sırada kapısı kapalı olan villayı fark etti. Kendisi ile ailesini duvardan atlayarak villanın bahçesine sokan Yılmaz, yanındakilerle buradaki yüzme havuzuna girdi. Alevlerin iyice yaklaşmasıyla sıcaklık artınca çocuklarını suya sokup çıkaran Yılmaz, panik içinde ağlayan çocuklarını sakinleştirmeye çalıştı. Saatler süren bekleyişin ardından alevler, villanın etrafındaki ormanları yaktı ve son olarak villaya sıçradı. Alevleri gören Yılmaz, villanın çökeceğini düşünerek ailesiyle aracını bırakıp kaçarak, güvenli bölgeye ulaştı.
GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI
Yangının ardından ailesiyle birlikte beklediği havuza tekrar giden Harun Yılmaz, villanın yanarak çöktüğünü gördü. Cep telefonu kamerası ile yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatırken video çeken Yılmaz, "Arabayla buraya kadar geldim. Arkamdan çok kuvvetli bir şekilde yangın geliyordu. Kendimiz havuza attık. Üstümüzde alevler vardı. Çocukları havuza batıra çıkara hayatta kaldık. Son anda hayatımızı kurtardık. Bu havuz olmasaydı hepimiz ölüyorduk. Köyümüzde sağlam 5 ev kalmış sadece" dedi.
'DÖNSEM ARABANIN İÇİNDE HEPİMİZ YANACAKTIK'
Yangının ilk çıkışını gördüklerini ancak evlere ulaşacağını düşünmediklerini söyleyen Yılmaz, "Yıllık izne çıkmış babamı ziyaret gelmiştim. Kozalaklar atınca bir anda yangın evimizin önüne geldi. Kaçarken yanlış yola girmişim. Kaçacak bir yerimiz yoktu. Tekrar dönsem arabanın içerisinde hepimiz yanacaktık. Burada havuz olduğunu görünce korkuluk demirlerinin üzerinden atlayıp buraya girdik. Uzun süre havuzun içerisinde kaldık. Villa tutuştu, yıkılsaydı yine ölecektik. Havuzdan çıktık ve çocukları güvenli bir alana ulaştırınca gidip yardım istedim" diye konuştu.
'BİR ANDA ETRAFIMIZI SARDI'
Havuzda yanmayız, diye düşünerek suya girdiklerini söyleyen Yılmaz, şunları anlattı:
"Geldiğimizde alevler bir anda sardı etrafımızı. Havuzda yanmayız, diye düşündüm. Çocukların hepsini kucakladık. Çocuklar 'Baba öleceğiz' diye ağlıyordu. Çocukları sürekli suya batırıp çıkarıyorduk. Çocuklarıma bir şey olursa ne yaparım diye düşündüm. Bir şey olsaydı intihar ederdim. Bir baba olarak babalığımı yapamadım, diye. Çocuklarım hala şokta. Uyurken bile 'Yangın var. Ev yanıyor' diye bağırıp uyanıyorlar."
13 YIL SONRA AYNI BÖLGE TEHLİKEDE
Manavgat'ın Taşağıl Mahallesi'nde, 31 Temmuz 2008 tarihinde çıkan ve 5 gün sonra kontrol altına alınabilen Taşağıl orman yangını, Türkiye'nin en büyük orman yangını olarak tarihe geçmişti. Manavgat ve Serik ilçeleri sınırlarında 16 bin hektar ormanlık alanın kül olduğu yangında yüz binlerce ağaç ve canlı yok olmuştu. 13 yıl sonra yine bölgede yangın, tehdit unsuru oldu. Taşağıl Orman İşletme Müdürlüğü sınırlarında bulunan Kızıldağ Mahallesi, Taşağıl'ın kuzeyinde kalıyor. 13 yıl önce yanmayan bu noktalar ise 7 gündür süren yangınla tamamen küle dönmek üzere. Ekiplerin hem havadan hem de karadan müdahalesi sürüyor. Yangın söndürme uçakları ve helikopterleri alevlere sürekli su taşıyarak büyümesini engellemeye çalışıyor. Yangının Kızıldağ'ı aşması halinde bölgedeki yerleşim yerleri Demirciler Mahallesi, Köprülü Kanyon'un bulunduğu Beşkonak Mahallesi yangından zarar görebilir.
ŞARKICI YUSUF GÜNEY GÖZALTINDA
Bölgedeki çalışmalara yangın söndürme tüpleriyle destek veren şarkıcı Yusuf Güney, dün gece Çardak Mahallesi Balamut mevkisinde, yangın söndürme işlemi yapan orman memurları ile tartışma yaşadı. İddiaya göre Güney, istediği yerlere müdahale etmedikleri gerekçesiyle kavga ettiği orman memurlarının üzerine yürüdü ve yanındaki tabancasıyla birkaç el havaya ateş etti. Bölgedeki jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınan Güney, Taşağıl Jandarma Karakolu'na götürüldü. Şarkıcı Güney'in karakoldaki sorgusu sürüyor.
HELİKOPTER BAKANLIK İZNİNİ BEKLİYOR
Antalya'da, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Türkiye'nin dört bir yanında devam eden orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmak üzere yangın söndürme helikopteri kiralanması için gerekli görüşmeleri tamamladıklarını söyledi. Başkan Uysal, Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı olarak yapılacak kiralama için bir Rus firmasıyla görüşmeleri tamamladıklarını ve 3.5 ton su kapasiteli helikopterin kiralanması için anlaştıklarını açıkladı. Ancak mevzuat gereği Tarım ve Orman Bakanlığı'nın izninin gerektiğine dikkat çeken Başkan Uysal, dün saat 18.49 itibariyle Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı olarak izin ve onaylar için gerekli yazışmayı yaptıklarını kaydetti. Başkan Uysal, şöyle konuştu:
"Bütün sahalarda iş makinalarıyla, arazözlerle yangınla mücadele devam ediyor. Bu yangın hiç istenmeyecek boyutlarda genişledi ve büyüdü. Havadan mücadele gerekiyor. 'Havadan mücadeleye nasıl katkıda bulunabiliriz' diye iki gündür bir Rus firması ile görüşüyoruz. Havadan yangına müdahale edebilecek bir helikopter kiralanması ile ilgili mutabık kaldık. Yasal zorunluluk nedeni ile Tarım ve Orman Bakanlığımıza müracaat ettik. Dün saat 18.49 itibari ile dilekçemizi sunduk. Cevap bekliyoruz."
JANDARMA VE MAHALLELİDEN SÖNDÜRME TÜPÜYLE MÜDAHALE
Antalya'nın Gündoğmuş ilçesinde orman yangınları devam ediyor. Senir Mahallesi'nde gece şiddeti artan yangında 30 ev, kullanılamaz hale geldi. Yangın nedeniyle mahalle, tahliye edildi. Çeşitli illerden yardıma gelen itfaiye ve orman işçileri, yangını söndürmeye çalışırken, yanan evlerde soğutma işlemi yaparak olası ikinci yangına karşı çalışma gerçekleştirdi. Ayrıca mahalle sakinleri ile jandarma ekipleri, mahalleye ormanlık alandan gelmeye devam eden yangını söndürmek için seferber oldu. Hem mahalleli hem jandarma, ellerine aldıkları yangın söndürme tüpleriyle alevlerin olduğunu noktaya giderek söndürmek için ellerinden geleni yaptı. Halk ile jandarma, orman işçileri ve itfaiye ekipleriyle beraber gece gündüz demeden yangınları söndürmek için nöbete devam ediyor.
AMCASININ EVİNİ KORUMAK İSTERKEN YARALANDI
Gece rüzgarın da etkisiyle mahallede birçok evin yanmasına neden olan yangını söndürmek için alevlerin arasına giren Mehmet Ünal, "Yangın esnasında amcamın evi yanıyordu. Onu kurtarmaya çalışırken tahta parçası başıma düştü. Yangın söndü sanıyorduk ama gece saatlerinde buraya doğru geldi ve burayı yakıp geçti" dedi.
ANTALYA HAYVANAT BAHÇESİ ZİYARETE KAPATILDI
Öte yandan Antalya Büyükşehir Belediyesi, orman yangını ihtimaline karşı kentte ormanlara girişin yasaklanmasının ardından Antalya Doğal Yaşam Parkı ve Hayvanat Bahçesi'ni de ziyarete kapattı. Manavgat'ta başlayan Akseki, Gündoğmuş ve Alanya'nın bazı mahallelerine de sıçrayan orman yangınları kontrol altına alınmaya çalışılırken, tedbir amaçlı Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçelerinden biri olan Büyükşehir Belediyesi Antalya Doğal Yaşam Parkı ve Hayvanat Bahçesi 1 Eylül'e kadar ziyarete kapatıldı.
KUMLUCA'DA YANGIN NÖBETİ
Kumluca ilçesine bağlı Erentepe Mahallesi'nde de halk, tırmık, çapa, kürek ve su tankerleriyle mahalle girişinde ve yüksek noktalarda yangın nöbeti tutuyor. İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıktaki mahallede nöbete başlayan halk, olası orman yangınında ilk müdahaleyi yapıp büyümesini önlemeyi amaçlıyor. Muhtar Hayrettin Acar, "Manavgat'taki yangınlarda dolayı ciğerlerimiz yanıyor. Tüm çoluk çocuk, Erentepe'nin güzel insanları ile birlikte biz de yangın yaşamamak için Kumluca çukurunun yanmaması için 7/24 nöbet tutmaktayız. Manavgat yandı bizler de yanmayalım. Dağda taşta her yerde nöbet tutuyoruz" dedi.
Mahalle halkından nöbete katılan Kemal Uğurlu (70), "Yabancı kimse giremiyor bizim köyümüze. Kolaçan edip bakıyoruz" derken, Bilal Demir (32), "Yabancı plakalı bir araç gördüğümüz zaman fotoğrafını çekip hemen jandarmaya atıyoruz. Biz Kumluca'daki ormanlarımıza sahip çıkıyoruz. Bir tanesinin bile yanmasını istemiyoruz" diye konuştu.
Erentepe'de yangın nöbetinde halka ücretsiz dondurma dağıtan dondurmacı Mustafa Gür de "Bu benin baba mesleğim. Ormanların yakılmamasını istiyoruz. Nöbetteyiz. Yangın nöbeti tutan vatandaşlarımıza ücretsiz dondurma dağıtıyoruz" dedi.
YANGINDA TOMALAR DEVREYE GİRDİ
Emniyet Genel Müdürlüğü, Antalya ve Muğla'daki yangın söndürme çalışmalarına destek vermek amacıyla bölgeye 112 adet Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) sevk etti. Gündoğmuş ilçesindeki yangınları söndürme çalışmalarında TOMA'lar devreye girdi.
Senir Mahallesi'nde rüzgarın etkisiyle şiddetini artıran yangını söndürme çalışmalarında itfaiye ve orman ekiplerine mahalle sakinleri de yangın söndürme tüpleriyle destek veriyor. TOMA'lar, Senir'deki yangında alevlerin olduğu noktalara su atıyor.
TÜRKİYE'NİN YÜREĞİNİ SIZLATAN FOTOĞRAFTAKİ KADIN, EVİNİN YANDIĞINI BİLMİYOR
Antalya Manavgat'taki yangın, 7'nci günde de devam ederken, birçok mahallede evler, kullanılamaz hale geldi. Yangında küle dönen evinin önüne attığı yatakta uyurken çekilen fotoğrafı sosyal medyada binlerce kullanıcı tarafından paylaşılan kadının ise Fatma Öksüzoğlu (87) olduğu öğrenildi. DHA'nın ulaştığı Öksüzoğlu'nun, Alzheimer hastası olduğu ve evinin yandığını hatırlamadığı öğrenildi. Fotoğrafın sosyal medyada gündem olmasıyla devlet kurumları yardımcı olup, Fatma Öksüzoğlu'nu bakımevine götürmek istedi ancak kızı Makbule Öksüzoğlu, "Annemi kimseye vermem" diyerek, kabul etmedi.
Annesinin tek çocuğu olduğunu söyleyen Makbule Öksüzoğlu, "Annemle beraber kalıyorum. İkimiz beraber yaşıyoruz. Yangının olduğu gece uyumadık. Gece 2 gibi duman bastı. Ahırdaki hayvanları saldık. Arabaya binip denize doğru gittik. Çocuklarım eve bakmak için döndüler ama söndüremediler. Evimiz tamamen kül oldu. Eşim 4 ay önce hayatını kaybetti. Annemle beraber kalıyorduk" dedi.
Annesinin Alzheimer ve tansiyon hastası olduğunu belirten Öksüzoğlu, "Evinin yandığından haberi yok. İlk 'Anne evimiz yandı' dedim. 'Ay kocaman ev yandı mı?' dedi sonra unuttu. Şimdi akrabalarımın yanında kalıyorum. Köyde açık ev bulursak orada kalacağız. Annemi almak için geldiler, vermedim. Vermem, o zaten beni görmeden durmaz. Beni 'Anne' diye çağırır. Ben neredeysem o da orada. Bir anneme bakamayacak değilim. Bir o bir ben varım zaten. Benden başkası bakamaz ona" diye konuştu.
YANAN EVLERE 'KIRMIZI ÇARPI'
Manavgat'ta 28 Temmuz günü dört ayrı kırsal mahallede çıkan orman yangınında toplam 2 bin 800 ev etkilendi. Yangın devam ederken, sayı da artmaya devam ediyor.
Bu arada, Çevre ve Şehircilik bakanlığı ile jandarma ekipleri, yangında zarar gören Bucakşeyhler Mahallesi'nde yıkımına karar verilen evleri tek tek işaretliyor. Yıkılacak evlerin duvarına sprey boyayla kırmızı çarpı işareti konuluyor.
Mahalle muhtarı Halit Demir, yangının Akseki tarafından geldiğini ve çok büyük olunca vatandaşın ne yapacağını şaşırdığını belirterek, su ve elektriklerin bir haftadır kesik olduğunu söyledi. Mahallede 45 evin yandığını belirten muhtar Demir, "Şimdi işaretleme ve yıkımlar başladı. Arkasından da TOKİ'nin gireceği söyleniyor. Vatandaşın halini gördünüz çok mağdur" dedi.
Sabaha karşı ulaşan yangınla büyük zararın oluştuğu Bucakşeyhler'de oturan Mahmut Rüzgar ise Manavgat'tan gelen oğlu Bekir Rüzgar tarafından kurtarıldı. Bekir Rüzgar, "Saat 4.30 gibi bana telefon geldi, Oymapınar'da yangın çıktı diye. Manavgat'tan buraya gelmem 15 dakika sürer. Geldim, elektrik su yoktu, babamı evden indirmem 5-10 dakika sürdü. Garajda traktör vardı, babam 'gel traktörü çıkaralım' dedi. 'Yok baba kaçalım' dedim. Buradan bindim arabaya tepeden aşağı indik. Bir anda geldi, yapacak hiçbir şeyimiz yok. Evimizde de hiçbir şeyimiz kalmadı. Komşularla birlikte traktörlerimiz yandı" diye konuştu.
İMAM LOJMANINDA KALIYORLAR
Mahalledeki yangında evlerini kaybeden 2- 3 aile ise yangından zarar görmeyen imam lojmanının odalarını paylaşıyor. Bazıları da lojmanın önüne çıkartılan kanepelerde sabahlıyor.
Yangının dört taraftan birden saldırdığını ve canlarını zor kurtardıklarını anlatan Sadettin Bodur, "Ayağımıza ayakkabı dahi giymeye fırsat olmadı. Can kaybımız yok. Yıkımı yapılan ev benim. Yerle bir oldu, hiçbir şeyimiz kalmadı, bağ, bahçe, ev ne varsa gitti. Dışarılardayız. Çadırlar konuldu ama dışarıda yatıyoruz, kanepeler var orada" dedi.
Yangında evlerini kaybeden Gülsüm Bodur ise, "Kepçenin şu an yıktığı ev bizim. Uzakta dediler gece aradı çocuklarım ben bu kadar geleceğini sanmadım. 9- 10 köy ilerdeki yangın buraya gelmez dedik. Yattık, oturduk. Her tarafımızdan bir geldi mi, yalın ayak inmişim, çakıla basınca yalın ayak indiğimi anladım. Evde ayakkabılarım var ama dönüp de bir tane ayakkabı alamadım. Şimdi imam lojmanı odalarını paylaştık iki aile, orada kalıyoruz" diye konuştu.
GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI
Kendisinin bağ evi, kardeşi Gülsüm Bodur'un ise evi yandığı için büyük üzüntü duyduğunu belirten Kemal Bodur ise yaşananları anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Bodur, "Benim bağ evim yandı, Manavgat'ta evim var başımı sokuyorum ama onlar kül oldu. Hepsi kardeşim, amacımın oğlu, ablam" diye anlatarak gözyaşlarına hakim olamadı.
Antalya'da ikamet eden Fatma Efe ise kız kardeşi ve akrabalarının evlerinin yandığını ve yardım edebilmek için köye geldiğini belirterek, "Bacıma, yeğenlerime yardıma geldik. Hepsi bitti, yandılar, keçiler, evler, zeytinler hepsi bitti. Kız kardeşimin, yeğenlerimin her şeyleri yandı. Hayırlısı kuzum Allah insanlarımıza güç kuvvet versin. Çok üzüldük. Destek olalım diye geldik. Caminin lojmanına sığınıyorlar" dedi.
ELBİSE YIĞINLARI OLUŞTU
Mahalledeki bir alanda yardım amaçlı birçok ilden toplanıp getirilen elbiseler dikkat çekiyor. Evi yanan Arif Küçük, elbise türü yardımlar gönderilmemesini istedi. Küçük, "Haddinden fazla malzeme geldi. Artık buraya malzeme gelmemesi lazım. Su verildi. Elektrik verilmesi lazım. Yiyecek gıda malzemeleri verilmesi lazım. Mahallede aşevine ihtiyacımız var" diye konuştu.
TAHLİYE EDİLEN MAHALLEDE, İMAM BEKÇİLİK YAPIYOR
Manavgat’ta yangının devam ettiği nokta Kızıldağ Mahallesi tedbir amaçlı boşaltıldı. Merkez, Yukarıköy, Çorak, Demirciler, Dinel ve Okumuşlar mevkilerinin boşaltıldığı mahallenin 13 yıllık imamı Hüseyin Durmaz, evlerin hem zarar görmemesi hem de olası yangını görüp ihbar etmek için bekçilik yapıyor. Yaşlılar, kadın ve çocukların akrabalarının yanına gittiğini belirten Durmaz, "Erkekler ise orman yangınıyla mücadele ediyor. Ben köyü tahliye ettirdim. Köyün yolu çıkmaz sokak. Eğer yangın yola inerse komple yanardık. Şimdi duman geliyor ama müdahale de ediliyor. Köyde tek kaldım, bekçilik yapıyorum" dedi.
Diğer yandan yangının mahallenin bitişiğindeki dağa sıçraması halinde Konya'ya kadar 60 kilometrelik Isparta'ya kadar ise 40 kilometrelik ormanlık alanın tehlikeye gireceği bildirildi.
ŞARKICI YUSUF GÜNEY SERBEST
Manavgat'taki yangın söndürme çalışmaları sırasında orman memurları ile tartıştıktan sonra yanındaki tabancasıyla birkaç el havaya ateş ettiği iddiasıyla jandarma tarafından gözaltına alınan şarkıcı Yusuf Güney, geceyi Taşağıl Jandarma Karakolu'nda geçirdi. Karakolda ifadesinin alınmasının ardından Güney, savcının talimatıyla serbest bırakıldı. Hakkındaki soruşturmanın devam edeceği Yusuf Güney, gözaltına alındığının haber olmasının ardından Twitter'da trend topic (TT) oldu.
GÜNDOĞMUŞ-ANTALYA YOLU TRAFİĞE KAPATILDI
Gündoğmuş ilçesinde orman yangınları rüzgarın etkisiyle şehir merkezinden kara yoluna doğru ilerliyor. Yangının seyrini sürdürmesi üzerine polis ekipleri Gündoğmuş- Manavgat kara yolundan Gündoğmuş ilçe merkezine girişi trafiğe kapattı. Araç girişine izin verilmeyen yolda sadece itfaiye, arazözler, su tankerleri gibi acil olacak araçların girişine izin veriliyor. Yangına ekipler karadan ve havadan müdahale ederek yangını söndürmeye çalışıyor.
TIRMIKLA SET KURUP, AĞAÇLARI KESİYORLAR
Mahalle sakinleri ise, kara yoluna kadar ilerleyen yangına müdahale etmek için elektrikli ağaç kesme makinesiyle ağaçları keserken, tırmıklarla da topraktan set oluşturuyor. Yaşanan orman yangınlarından dolayı ilçe merkezinin üzerini duman bulutları kapladı. Yangını söndürmek için havadan müdahale eden helikopterler ise dumanlar arasında gözükmezken, güneş ise kızıla döndü.
HAVA UNSURLARI TELSİZ KONUŞMASI
Bölgedeki durum, hava unsunlarının telsiz konuşmalarına da yansıdı. Konuşmalarda, "Senir- Gündoğmuş yolunu alevler kapattı", "İlceden çıkış kapanıyor. Çok acil çok acil bu koordinata çalışalım kim varsa. 364912 - 315805. Acil yol kenarı", "Senir- Gündoğmus yolunu alevler kapatti. Çok acil en yakın hava aracı", "Görüş iyice düştü, artık çalışamıyoruz buraya. Gündoğmuş'un kuzey doğusundaki ilk noktaya çalışmaya devam ediyoruz. Yolu kapanmasına neden olan bu duman bir süre sonra su aldığımız yerde de görüs düşmeye başlayacak malumat" ifadeleri yer aldı.
YARALI HAYVANLAR TEDAVİ EDİLİYOR
Manavgat yangınının ardından yürek burkan görüntüler yaşanmaya devam ediyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri yangında yaralanan hayvanların tedavisi için yoğun çaba harcıyor. Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü'ne bağlı veteriner hekimler ile gönüllü veteriner ekipleri bölgede çalışmalarını sürdürüyor. Veteriner hekimler Karaavca- Değirmenli köyünde yaptıkları incelemelerde yaralanan hayvanları tedavi ediyor. Büyük- küçükbaş hayvan muayene ve tedavilerini yapan veteriner hekimler civcivlerin de muayenelerini hassas bir şekilde yaptı. Kurtulan yaralı hayvanların hayata tutunmasına yardımcı olan Büyükşehir ekipleri yanan bir kaplumbağayı da tedavi etti. Kaplumbağanın yanan ayakları ilaçla temizlendikten sonra yanık merhemi sürüldü.
Manavgat'taki büyük yangın 7'nci gününde (12)
YANGINDA ŞEHİT MEZARINA ZARAR GELMEDİ
Senir Mahallesi'nde devam eden yangına, mahalleli, jandarma, çevik kuvvet, itfaiye ve su takviye ekipleri canla başla müdahale ediyor. Çok sayıda tarım arazisi ve evin zarar gördüğü yangında, mahalle mezarlığı da yandı. Alevler Şehit Hüseyin Yıldız’ın (53) mezarına 1 metre kala söndü. Yıldız'ın mezarı ve başında bulunan Türk bayrağına zarar gelmedi.
‘ATEŞ 1 METRE KALA DURMUŞ’
Hüseyin Yıldız'ın okul arkadaşı Ahmet Tahir Özkan, ilkokulu birlikte okuduklarını, büyüklerinde ise farklı illerde çalışmaya başladıklarını anlattı. Yıldız'ın Manavgat'ta PTT'de çalıştığı sırada görev şehidi olduğunu aktaran Özkan, "PTT'de çalıştığı sırada trafik kazası yaptı ve görev şehidi oldu.
Cenabı Allah'ın takdiriyle yangın mezara hiç zarar vermemiş. Yangın, mezarın başındaki Türk bayrağına da zarar vermemiş. Bu ilahi bir takdirdir. Yangın mezarın 1 metre civarında durmuş. Burada hiçbir müdahale yok. Ateş buralara geldiği zaman hepimiz köyü terk etmiştik. Yukarıdaki ve dibinde bulunan tüm mezarlar yanmış. Orman yanmış, ağaç yanmış ağaçtan düşen herhangi bir şey düşüp bayrağa zarar vermemiş" dedi.
ÇAVUŞOĞLU KOMUTA MERKEZİNDE
Yangının başladığı ilk saatlerden itibaren Manavgat'a gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mobil yangın yönetim aracından söndürme çalışmalarını takip etti. Çavuşoğlu, Orman Genel Müdürlüğü'nün Manavgat Ulualan Yangın Yönetim Merkezi'nde bulunan mobil yangın yönetim aracından söndürme çalışmalarını takip ederek, çalışanlardan bilgi aldı.
BAKAN KURUM GEBECE'DE
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum ise Manavgat'ta yangından etkilenen bölgeleri inceledi. Gebece Mahallesi'nde yangın söndürme çalışmalarına katılan itfaiye ekipleri ve vatandaşlarla bir araya gelen Kurum, "Bugün bir olma günüdür, siyaset yapma günü değildir. Bugün buradaki olaylar üzerinden rant devşirme günü değildir. Bugün su olup yangının üzerine atma günüdür. Vatandaşlarımız bizlere, evlerine ne kadar kısa sürede kavuşabileceklerini soruyorlar. Biz de vatandaşlarımızın tüm zararlarını karşılayana kadar, tüm evlerini yeniden yapana kadar burada olacağız" dedi. Bakan Kurum, daha sonra Hocalı Mahallesi'ne geçti.
JANDARMA BİLEZİKLERİNİ BULDU
Jandarma Genel Komutanlığı, Antalya'nın Akseki ilçesindeki yangında evi yıkılan bir vatandaşın, enkaz altında kalan 8 bileziğinin bulunarak teslim edildiğini duyurdu. Sosyal medya hesaplarından fotoğraf paylaşan komutanlık, "Antalya Akseki'de ikamet eden ve yangın sebebiyle evi yıkılan Süleyman Amcamızın 8 bileziği, Jandarma Komandolarımız tarafından yapılan aramalar sonucunda enkaz altında bulunarak kendisine teslim edilmiştir" ifadesine yer verdi.
YANAN EVLER YIKILIYOR
Manavgat Belediyesi, çeşitli mahallelerde yangın felaketine maruz kalarak kullanılamayacak duruma geldiği için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yıkımı istenen evlerde çalışmalara başlandı. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen'in talimatı üzerine harekete geçen Belediye Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, 3 paletli ekskavatör, 3 kazıyıcı yükleyici, 2 yükleyici, 10 kamyon, 3 TIR ve toplam 25 kişilik ekiple, köylere ulaşarak yıkımlara başladı.
BAKANLIK BELİRLEDİ
Bakanlığın belirlemelerine göre, Karaöz'de belirlenen 74 evden 16'sı, Aksaz'da belirlenen 32 evden 15'i, Hocalı'da belirlenen 20 evden 6'sı yıkıldı. Saraçlı Mahallesi'nde de 111 yapının yıkılacağı belirtildi. Hocalı Mahallesi'nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan yapılacak tebliğler sonrasında yıkımların hızlandırılacağı belirtildi. Manavgat Belediyesi ekipleri, Aşağı Işıklar Mahallesi'nde de 2 evin yıkımını gerçekleştirdi.
BAŞKAN SÖZEN MAĞDURLARI TESELLİ ETTİ
Manavgat Belediye Başkanı Sözen, yıkımlar sırasında mahalleleri tek tek ziyaret etti. Başkan Sözen'in, evlerin yıkımı sırasında oldukça üzgün olduğunu gözlendi. Başkan Sözen, vatandaşlarla sohbet ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Manavgat Belediyesi'nin her an yangınzedelerin yanında olduğunu dile getiren Sözen, "Bakanlığın yıkım için tespit ettiği yanan evlerin yıkımlarını tebligatlar yapıldıkça gerçekleştiriyoruz. Böyle olmasını biz de istemezdik. Ne söylesek yetersiz kalıyor" dedi.
ELLERİNDE TIRMIK VE AĞAÇ DALLARIYLA YANGINLARI SÖNDÜRMEK İÇİN ÇALIŞIYORLAR
Antalya'nın Gündoğmuş ilçesinde orman yangınlarını söndürme çalışmaları devam ediyor. Yangınların söndürülmesi için çalışan ekiplere mahalle sakinleri de destek veriyor. Mahalle sakinleri kısıtlı imkanlarla ellerine aldıkları tırmık, ağaç dalları ve ağaç kesme motorlarıyla yangınları söndürmek için gece gündüz çalışıyor. Yangın rüzgarın etkisiyle Gündoğmuş'tan Manavgat'a doğru ilerlerken, mahalle sakinleri eski orman deposu yolunda hazır bekledi. Yangının azaldığı noktada orman içerisine girerek söndürme çalışması yapan vatandaş, yangının zaman zaman alevlendiği noktalarda alandan uzaklaşarak yol kenarında çaresizce ellerinde tırmık ve ağaç dallarıyla ormanın yanışını izledi. Yangını söndürmek için çabalayan mahalle sakinleri bazen yorgun düşerken, bazı vatandaşlar da alanda bulunan mahalle sakinlerine yiyecek ve içecek getirerek destek verdi. Acıkan ve bulunduğu alanda oturan mahalle sakinleri yemeklerini yedikten sonra tekrar tırmık ve ağaç dallarıyla ilerleyen yangını söndürmek için hazır beklemeye geçti. Yangında alevlerin azaldığı noktada gökyüzünü ve araçların geçtiği kara yolu zaman zaman duman altında kaldı. Yoğun yangının dumanından vatandaşlar araçlarını zorlukla geçirirken, itfaiye ekipleri de anonslarla vatandaşları dikkatli olmaları ve helikopterin geçtiği esnada rüzgara dikkat etmeleri konusunda anonsla uyardı.
KIZILDAĞ'DAKİ YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ
Manavgat’ta yangının devam ettiği noktalardan Kızıldağ Mahallesi'ndeki yangın, ekiplerin yoğun çalışması sonucu söndürüldü. Bölgede şu an soğutma çalışması yapılıyor.
ÜÇ BAKANDAN YANGIN AÇIKLAMASI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Manavgat’ta AFAD Koordinasyon Merkezi’ndeki koordinasyon toplantısı sonrasında açıklamada bulundu.
'KRİTİK BİR GÜN OLACAK'
Kritik bir günün geride kaldığını, yarın da özellikle rüzgarın kuvvetli olması sebebiyle başka bir kritik gün olacağını belirten Mevlüt Çavuşoğlu, bu zorlu günde tüm orman teşkilatı ve başta belediyeler tüm kurumların elinden gelen gayreti gösterdiğini söyledi. Antalya’da bugüne kadar 19 noktada yangın başladığını, 14’ünün kontrol altına alındığını belirten Bakan Çavuşoğlu, "Esasen bu başlayan bazı noktaların yayılmasıyla 5 noktada çalışmalar devam ediyor" dedi.
YANGINLARDA SON DURUM
Çavuşoğlu, yangınlarla ilgili şu bilgileri verdi:
"Gündoğmuş Çayırucu’ndaki yangının bu gece kontrol altına alınabileceğini bildirdiler. Bugün üç bölgede Gülendağı, Gündoğmuş, Demirciler’de kahraman personelimiz ateş altında kaldı. Çok şükür yaralanmadan, yanık olmadan yine kahraman çalışma arkadaşlarımız sayesinde kurtarmış olduk. Rüzgar çok farklı yönlerden esiyor ve yarın çok kritik bir gün olacağını düşünüyoruz. Rüzgarın özellikle güçlü olması sebebiyle. Gündoğmuş’un güneybatısında hem Alara çayının Alanya tarafından hem de kuzey batısından aşağıya doğru gelme riski var. Bu yönde tedbirler alındı. Yarın sabah erken saatlerden itibaren helikopter ve uçaklarla burayı destekleyeceğiz. Taşağıl, Demirciler bölgesi bugün çok zorladı. Taşağıl bölgesinde aşağıda biraz daha kontrol altına alındı, Demirciler bölgesinde devam ediyor. Kritik bölgelere sıçramasını engellediler. Karadan çalışmalar devam ediyor, yarın sabah erken havadan da çalışmalar devam edecek."
UKRAYNA’DAN 4 HELİKOPTER DAHA GELİYOR
Yangınların başladığı günden bu yana Antalya’da 6 bin 524 personel, 8 uçak, 2 İHA, 30 helikopter, 456 arazöz, 426 iş makinası ve 172 itfaiye aracıyla toplamda 1841 aracın yangınlara müdahale ettiğini açıklayan Çavuşoğlu, "Yarın Ukrayna’dan 4 tane daha yangın söndürme helikopteri gelecek. Bir şirketten bulduk. Bu helikopterlerin bir avantajı da akşam saatlerinde de yangına müdahale edebilecek. Tüm imkanlarımızla seferberlik halinde Antalya ve Antalya dışından gelen tüm değişik kurumların iş birliği ve uyum içinde yangınla mücadelemizi sürdürüyoruz. Başta Muğla diğer bölgelerde de yangınla mücadelemizde gayret sarf ediyorlar. Isparta Sütçüler bölgesinde tarım ve orman bakanımız bölgeye gitti ve oradaki yangın da kontrol altına alındı" dedi.
'TEKLİFLERİ GURUR YA DA KİBİR OLSUN DİYE REDDETMEMİZ SÖZKONUSU DEĞİL'
Türkiye’de özellikle dışarıdan gelecek yardımları reddettikleri, kabul etmediklerine dair iddialara cevap verdiğini de hatırlatan Bakan Çavuşoğlu, "Bir kere daha söylemek isterim ki hiçbir zaman sadece bugün değil, hele hele böyle bir afette hiç olmaz. Bize gelen teklifleri sırf gurur ya da kibir olsun diye reddetmemiz söz konusu değil. Çünkü ormanlarımız, mahallelerimiz, şehirlerimiz yanıyor. Böyle bir durumda biz nasıl böyle durum içine düşen ülkelere ve toplumlara yardım ettiysek, farklı ülkelerden gelen teklifleri de titizlikle değerlendirdik. Birçok ülke gönlünden kopanı söyledi, biz de ihtiyacımız varsa o yardımları kabul ettik. Ama bizim daha çok helikopter ve uçağa ihtiyacımız vardı, helikopterde kullanacak bazı araç gereçlere ihtiyacımız vardı ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürdük. Hem ikili ülkeler düzeyinde hem de AB ve BM’nin bazı ajansları Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi onların böyle yüksek kapasiteleri var, o düzeyde temaslarımızı sürdürdük" dedi.
YUNANİSTAN TARTIŞMASINA YANIT VERDİ
Bu ülkelerden yardımların ulaştığını da anlatan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"AB içinde önce verebilirim deyip de sonra kendi bölgesindeki yangınlardan dolayı veremeyeceğini söyleyen ülkeler de oldu. Başta Fransa olmak üzere. Yunanistan da komşumuz olduğu için, ‘Niye yardımı kabul etmiyoruz, ilişkilerimiz kötü olduğu için mi Yunanistan’dan gelen yardım teklifini reddediyoruz’ gibi sorular, yorumlar geldi. Hayır böyle bir şey söz konusu değil, geçmişte de depremler, yangınlar ve buna benzer afetler olduğu zaman Türkiye ve Yunanistan birbirine yardım etmiştir. Yunanistan Dışişleri Bakanı bu teklifte bulundu fakat AB üzerinden ilana çıkıldığında kendileri buna olumlu dönüş yapamadı, daha sonra neden yapamadıklarını, neden uçak veremeyeceklerini büyükelçimizi arayıp açıklamada bulundular. Biz de bu nezaketleri için çok teşekkür ediyoruz. Çünkü Yunanistan’da değişik bölgelerde yangınlar var. İtalya’da çok bölgede yangınlar var. Dolayısıyla her ülke kendisini düşünmek ve yanı başındaki ülkeye destek olmak zorunda. Biz de imkanı olan ve işimize yarayacak olan yardımların gelmesi için sadece ülkelerden değil, özel şirketlerle de temaslara geçerek onları imkanlar çerçevesinde getirdik getirmeye de devam ediyoruz."
SAHADA İNSANÜSTÜ BİR GAYRET
28 Temmuz’da başlayan yangının ilk saatleri itibarıyla devletin tüm kurumlarıyla Manavgat, Akseki, Alanya, Muğla, Adana, Osmaniye, Mersin ve Van’da olduğunu dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, ilgili tüm bakanlar ve tüm kurumlarla her yerde yeşil vatanı, ormanları ve evleri korumak için canlarını ortaya koyarak yangınla mücadele verildiğini kaydetti. Kurum, "Antalya’da milletimizle bir beraber olarak, yeri geldi vatandaşımız tırmığını aldı ormancımız ve itfaiyecimizle birlikte mücadele verdi, vermeye devam ediyor. İnsanüstü bir gayretle sahada mücadele yapılmaktadır" dedi.
48 MAHALLE DOĞRUDAN ETKİLENDİ
Yangında Antalya’da 48 mahallenin doğrudan etkilendiğini, tamamen boşaltılan mahalle sayısının 31, kısmen zarar gören de 17 mahalle olduğunu belirten Kurum, yangından doğrudan etkilenen 670 vatandaşın, 654’ünün hastane tedavileri yapılarak taburcu edildiğini, 9’unun da hastanede tedavisinin devam ettiğini açıkladı. 1882 afetzedeye Aile Bakanlığının psikososyal destek verdiğini belirten Kurum, zarar gören hayvanlar için 70 veteriner hekimin 7 gün 24 saat hizmet verdiğini kaydetti.
KONTEYNERLER KURULUYOR
59 kişinin yurtta kaldığını da anlatan Kurum, "Daha çok vatandaşımız yerleşim bölgesinden ayrılmak istemiyor. Biz de hızlı bir şekilde AFAD koordinasyonda çadırlar ve konteynerlerimizi kurmaya başladık. Kalemler ve Evrenseki ile diğer mahallelerimizde acil yerleşime ihtiyaç duyan vatandaşlarımız için toplam 62 konteyner ve 122 çadır kurduk. Hayvanlarımız için geçici barınmasını sağlayacak ahır talepleri var, Tarım İl Müdürlüğü koordinasyonunda ahırların da geçici kurulumunu sağlıyoruz. Lavabo ve duş ihtiyaçları için toplam 15 merkez alana konteynerleri kurduk" dedi.
912 AİLEYE 12 MİLYON 200 BİN LİRA ÖDENDİ
Kızılay koordinasyonunda beslenme ihtiyaçlarını gidermek için 13 bin 500 öğün yemek dağıtımı gerçekleştirildiğini belirten Kurum, "Hasar tespitlerine başlandı. Bu kapsamda Antalya’ya 47.5 milyon lira ödenek gönderildi. Zarar tespitleri kapsamında şu ana kadar 912 ailemize toplam 12 milyon 200 bin lira yardım yapıldı ve yardımlar devam ediyor. Vatandaşımızın yaralarını saracak adımları atacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatı, bölgede zarar gören hayvanların bire bir değeri neyse tespitleri arkadaşlarımız yapıyor ve bu değerleri karşılayacak adımları atıyoruz" diye konuştu.
Yapı hasarlarına ilişkin de Manavgat’ta 300 kişilik ekiple 33 mahallede çalışmalar yapıldığını belirten Kurum, "Akseki, Alanya ve Manavgat’ta toplamda 2 bin 926 binada yaklaşık 6 bin bağımsız binada tespit yapıldı ve 1071’i konut, diğerleri ticarethane, ahır ve diğer müştemilatlar olmak üzere toplam 1960 birimde hasar, acil yıkılacak yapı tespitleri yaptık. Yangından zarar gören mahallelerimizin hepsine ulaşıldı ve 3 mahalle haricinde elektrik verilemeyen mahalle kalmadı. Konteynerler kuruluyor ve oralara kalıcı enerji verilecek. Şu an itibarıyla iki mahallemiz dışında tüm mahallerimize de içme suyu verilmiş durumda" dedi.
ÖÇK, DOĞAL SİT VE ORMAN ALANINA KONUT YAPILMAYACAK
Konutların kendi yöresel mimarisiyle inşa edileceğini de anlatan Kurum, altında ahırı deposu, üstünde 3-1 varsa 3+1, 2+1 konutu varsa aynısı olacak şekilde yapılacağını söyledi. Kurum, "Bu konutlarımız hiçbir şekilde özel çevre koruma bölgeleri, doğal sit alanları veya orman alanlarına yapılmayacak. Bunun altını çizerek ifade ediyorum, aynı köylümüzün yeri nereyse oraya yapılacak veya hazine mülkiyetine yerleşime uygun alanlara yapacağız. Dolayısıyla herhangi bir doğal sit alanı, özel çevre koruma bölgesi veya orman alanını bugüne kadar imara açmadığımız gibi bu yangından sonra da ne Antalya ne Muğla ne Marmaris ne de Bodrum’da imara açmayacağız. Yine aynı yerine yapacağız" dedi.
AHIRLAR 2- 3 AY İÇİNDE TAMAMLANACAK
Konutların TOKİ Başkanlığı eliyle yapılacağını da kaydeden Kurum, şöyle devam etti:
"İlk önce ahırlarımızın ihalelerini kısa bir zamanda yapmak istiyoruz. Çünkü vatandaşımızın hayvanları şu an yaylalarda ve iki ay sonra ahırlarına gelecek. Ahırlarımızı 2- 3 ay içinde bölgede zarar gören ne kadar ahır varsa yaymadan gelmeye müteakip mevcut yerlerine yapacağız. Konutlarımızla ilgili de 1 ay içinde ihalelerimizi yapıp en geç önümüzdeki yaza kadar toplamda 1037 konutumuzu hızlı şekilde çalışacağız. Diğer taraftan evi yıkılan, tamamen zarar gören vatandaşlarımıza eşya ve kira yardımı yapılıyor. Bu çerçevede ilk 10 bin lira aktarıldı. Aktarılmaya devam ediyor" diye konuştu.
DİĞER AFET BÖLGELERİ
Muğla ve Marmaris’te de tespitlerin devam ettiğini anlatan Kurum, Osmaniye Kadirli’de 7 bina, Mersin’de Aydıncık’ta 57, Silifke’de 20 olmak üzere 77 bina, Adana Kozan’da 6 köyde 61 binanın yangından zarar gördüğünün tespit edildiğini söyledi. Kurum, Van Başkale’deki sel felaketinde zarar gören 178 konut ve diğer ticarethane, ahır, samanlık olmak üzere 26 bağımsız bölümle ilgili de hasar tespit ve enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiğini dile getirdi.
GÖRÜLMEMİŞ BİR AFET
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, zor bir süreç, olağanüstü bir durum ve görülmemiş bir afet olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Topyekün mücadele var, belli noktalarda kontrol altına aldık, devam eden yerler var, yeni başlayan yerler olabiliyor. Sıcaklığın 45 dereceye kadar yükselmesi, nemin yok denecek kadar az olması mücadelede bazen zorluklar yaşanıyor. Ama onlarca helikopter ve uçak, binlerce arkadaşımız, iş makinası, arazözler insanüstü bir mücadele var arazide. Temennimiz en kısa sürede bitirilmesi. Bir taraftan yangının yerleşim yerleriyle ve diğer ormanlarla bağını koparmak için de yeni yollar açıyoruz, boşluklar bırakıp yangının oralarda bitirilmesi için de çok büyük bir gayret var. Çalışan arkadaşlarımıza minnettarız. Köyünü, ormanını korumaya çalışan arkadaşlarımız olağanüstü gayretleri var."
DEZENFORMASYON UYARISI
Yangını söndürdükten sonra izlerini kaldırmak için de topyekün bir mücadele verileceğini dile getiren Karaismailoğlu, "Bunların hepsini geçmişinden daha iyi olacak şekilde çözeriz, vatandaşlarımız müsterih olsun. Tabii böyle insanüstü mücadele yapılırken, diğer taraftan da oturdukları yerden dezenformasyonla olağanüstü gayret gösteren arkadaşlarımızın moralini bozmaya da hiç kimsenin hakkı yok. Vatandaşlarımız lütfen bunları dikkate almasın. İnşallah bu afetin de üstesinden kısa sürede geleceğiz ve afetin izlerini kısa sürede ortadan kaldırıp afet öncesinden daha iyi bir yaşam kalitesine vatandaşımızı kavuşturacağız" diye konuştu.
'BURAYA GELİP SELFİE ÇEKİP GİTMİYORUZ'
Sosyal medyadaki yanan evlerle ilgili ev projeleri hazırlandığı gibi tartışmalara ilişkin soruyu yanıtlayan Murat Kurum, şöyle konuştu:
"Maalesef hem sosyal medyada hem yangın üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışan odakları görüyoruz. Maalesef üzülerek izliyoruz. Bugün birlik beraberlik, su olup yangına akma günüdür. Biz bu anlayışıyla, seferberlik ruhuyla, devlet millet kaynaşmasıyla, burada biz dışarıdan izlemiyoruz. Buraya gelip selfie çekip gitmiyoruz, bilfiil uykusuz kalarak tüm ekibimizle sahada vatandaşımızla beraberiz. Yeri geliyor onlarla yangın söndürüyoruz, yeri geliyor onların zararlarını giderebilmek adına çalışma yapıyoruz. Ancak maalesef belli odaklar işte buradan nasıl bir siyasi rant üretirim, buradaki uyumu, ahengi, kaynaşmayı, milletin moralini ve kahramanca çalışan arkadaşlarımızın moralini nasıl bozarım anlayışıyla bir tezgah yürütmekte, bir algı peşinde. Ama biz açıkçası milletimizle beraber yeni konutlarımızı, mevcut yerlerine nasıl yapabilir ve onların mağduriyetini bir gün, bir saat önce nasıl ortadan kaldırabiliriz, bunun için çalışıyoruz, bu anlayışla da çalışmaya devam edeceğiz."