Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'nin kapatılması davası başladı
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'nin, kanun ve ahlaka aykırı faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla, kapatılması talebiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Dernek başkanı Gülsüm Kav, "Derneğin kapatılması, tüm kadınların yaşam hakkına müdahaledir. Yürürlükte olan sözleşmede, tüm haklarımızı kazanmak, öldürülmemek, amacımıza ulaşmak için mücadelemiz devam edecek" dedi.
İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Şule Çet, Eda Küçükbaltacılar ve Helin Palandöken'in de aralarında olduğu öldürülen kadınların anneleri, şiddet mağdurları, CHP Milletvekili Gamze Taşçıer, HDP Milletvekili Oya Ersoy, TİP Milletvekili Saliha Sera Kadıgil, farklı şehirlerden baro temsilcileri ile STK'lar katıldı. Derneği savunmak için Türkiye Barolar Birliği ve 36 barodan 280 avukat vekalet sunduğu duruşmada, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği de müdahillik talebinde bulundu.
"KADIN CİNAYETLERİ BİR HALK SAĞLIĞI VE ADALET SORUNU OLDU"
Başkan Gülsüm Kav, 2009 yılı sonunda Münevver Karabulut cinayeti sonrası yaşananların toplumu etkilediğini, o günden bugüne 'Asla yalnız yürümeyeceksin' anlayışıyla hareket ettiklerini söyledi. Kav "Münevver Karabulut cinayetiyle başlayan süreçte kadın cinayetleri bir halk sağlığı ve adalet sorunu oldu. Cinayet dosyalarına müdahillik talebinde bulunduk. Bir hakimin tüzel kişiliğimiz olmadığı gerekçesiyle müdahillik talebimizi reddetmesi nedeniyle, öldürülen kadınların aileleriyle birlikte derneğimizi kurduk. Ailelerin önce acılarını paylaşıp, sonra dava süreçlerini takip ederken, bir süre sonra aileler bize ulaşmaya başladı. Kadınların öldürülme şekilleri bize dersler verdi. Ayşe Paşalı'nın ölümünde, koruma kanunun yetersizliğini gördük. Ölüm gerçekleşmeden önce ne yapabiliriz diye düşündük. Kadınların sadece şiddete uğraması karşısında değil, tüm hak ve özgürlükleri için hak arayan bir dernek olduk" diye konuştu. Kav, Derneğin kapatılmasının, tüm kadınların yaşam hakkına müdahale olduğunu ileri sürerek, "Yürürlükte olan sözleşmede tüm haklarımızı kazanmak, öldürülmemek için mücadelemiz devam edecek" dedi. Duruşmada, öldürülen kadınların aileleri ise Derneğin her zaman yanlarında olduğunu, destek verdiğini belirterek kapatılmamasını istedi.
Mahkeme, katılma talebinde bulunanların, davayla doğrudan ilişkileri olmadığı gerekçesiyle müdahillik taleplerinin reddine karar verdi. Dava konusu, İstanbul Valiliği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü'nün soruşturma ve kovuşturma dosyalarının gönderilmesi istendi.
"GÜZEL AHLAK KAZANACAK DİYE İNANIYORUZ"
Adliye önünde açıklama yapan Dernek Başkanı Gülsüm Kav, "Dün İstanbul Güngören'de 5'nci kattan düşerek hayatını kaybeden bir kadın kardeşimiz oldu. Onun çocuğu, 'Annemi babam itti' diyerek gerçeği söylemek zorunda kaldı. Şimdi çocukların gözleri önünde annelerin öldürülmesi dünyada hangi ahlaka sığabilir. Bizim derneğimize ahlak ve hukukla ilgili laflar söyleyerek dava açanlar, insanlık tarihi boyunca böyle bir ahlak var mıdır? O yüzden bu dava etik davasıdır, güzel ahlak kazanacak diye inanıyoruz. Hukuk kazanacak diye inanıyoruz" dedi.
ŞİKAYETLER NEDENİYLE KAPATILMA İSTENDİ
İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü, 29 Mart 2021 tarihli yazısında, "Dernek hakkında, 'Kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mevhumunu, kadınları ve çocukları yok sayarak parçaladığı, bu kişiler üzerinden menfaat elde ettiği, toplumda kaos yaratıp mağduriyetleri artırmayı amaçladığı, Cumhurbaşkanı hakkında hakaret söylemleri olduğu, aileyi ve toplumu parçalamayı amaçladığı, Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak gibi isimlerle terör faaliyetine katılan kadınları savunarak yayın yaptığı' içeriğinde şikayetler olduğu, bu kapsamda gereğinin yapılması istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu, bu doğrultuda Derneğin kapatılması talebiyle dava açtı.