Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

İzmir'de sokakta akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin davada 2'nci duruşma

İzmir'de sokakta yürürken elektrik akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) ölümüne ilişkin davada, bugün 2'nci duruşma görülecek.

ABONE OL
Kadir ÖZEN/İZMİR, (DHA)

İzmir'de 12 Temmuz saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı'da metrekareye 39,7 kilogram yağış düştü. Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçelerinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı. Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi.

14 KİŞİ TUTUKLANDI

Soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı. Hakkında gözaltı kararı verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, 1 şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi. Tutuklanan şüphelilerden Zekeriya T. daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmada 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. Savcılık talimatı ile 26 Temmuz'da Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSU Genel Müdür Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit, gözaltına alındı. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

ZİNCİRLEME KUSUR

Olayla ilgili 5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay'ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı. Olaya birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi.

CEZALAR YARI ORANDA ARTIRILDI

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. İddianamede İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da aralarında bulunduğu 13'ü tutuklu 42 kişi hakkında 'Taksirle öldürme' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Suçun bilinçli taksir nedeniyle işlenmesi nedeniyle TCK'nın 22/3'ün maddesi gereğince sanıklara verilecek cezanın yarı oranında artırılarak 22,5'ar yıla çıkarılması talep edildi. İddianame, mahkemeye gönderildi. Sanıkların, kusurlarının yoğunluğu, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman dikkate alınmak suretiyle eylemlerinin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep edildi. İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame, kabul edildi.

MAHKEMENİN İLK GÜNÜ 11 SAAT SÜRDÜ

Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 22,5'ar yıla kadar hapis cezası istenen 13'ü tutuklu 42 sanık, 15 Eylül'de İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Necati Kayaközü temsil eti. İki gün süren duruşmanın ilk gününde tutuklu sanıklar Gediz Elektrik şirketinde teknik şef Ahmet Orhan Kaygısız, Gediz Elektrik şirketinde arıza onarım müdürü Ali Külak, İZSU'nun ihalesini alan özel bir firma sahibi Arif Kapuş, İZSU'da Kanalizasyon Daire Başkanı tutuklu sanık Barış Koç, mazgal ihalesini alan firmada işçi Barış Sevgili, ihaleyi verdiği taşeron firmada mühendis tutuklu sanık Doğan Kılıç, Gediz Elektrik AŞ'de arıza onarım ekibinde işçi olarak çalışan tutuklu sanık Fırat Akbay, Gediz Enerji Yatırımları A.Ş.'de arıza onarımın bölge yöneticisi olarak çalışan Mehmet Fatih Tosun, İZSU çalışanlarından Mehmet Zeki Aytulun, Gediz Enerji Yatırımlar A.Ş.'de arıza onarım mühendisi tutuklu sanık Mert Ceylan, Gediz Elektrik A.Ş.'de arıza onarım biriminde işçi tutuklu sanık Mesut Türkan, İZSU Kanalizasyon Daire Başkanlığı'nda şube müdürü tutuklu sanık Ömer Karabilgin ve Gediz Arıza Birimi tutuklu sanık Yavuz Üner ile avukatları dinlendi.

'BENİM ÇOCUĞUM GERİ GELMİYOR'

Yargılamanın 2'nci gününde de diğer tutuksuz sanıklar ile ölenlerin yakınlarının ifadeleri dinlendi. Özge Ceren Deniz'in annesi Filiz Abi, "Yazıklar olsun size. Hepiniz suçu birbirinize atıyorsunuz. Hamile kadın da içeride kalacak, hasta olan da. Müebbet istiyorum. Hepsinin içeride çürümesini istiyorum. Kızım tek başıma Avrupa'ya gidip, geliyordu. Avrupa'da bir şey olmadı, orada oldu. Belediye başkanlarının da ceza almasını istiyorum. '55 gün hapiste yattım' diyorsunuz; ama benim çocuğum geri gelmiyor" dedi.

İLK DURUŞMADA MÜTALAA VERİLDİ

Öktemay'ın annesi Nevin Öktemay da "Keşke oradan ben geçseydim de ben ölseydim. Evladım ölmeseydi. Geri getirsinler oğlumu" dedi. Öktemay'ın babası Yalçın Öktemay ile Deniz'in babası Ahmet Abi de şikayetçi olduklarını söyledi. İlk duruşması 20 saat süren davanın ikinci gününün sonunda savcılık makamını temsil eden İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Necati Kayaközü, mütalaa verdi. 13 tutuklu sanığın tutukluluğunun devamını istedi. Ayrıca yeni bilirkişi raporunun alınmasını talep etti. Mahkeme başkanı, adli kontrolün yetersiz kalacağından tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkemece adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağı ile yargılanan tutuksuz sanıklardan hamile Alara E.'nin ev hapsi kararının kaldırılmasına karar verildi.

'KİMSE KUSURLU DEĞİL AMA İKİ KİŞİ ÖLMÜŞ'

Kararın ardından salonda sanık yakınlarının sesinin yankılanmasının ardından mahkeme başkanı, "İki gündür burada sanık dinliyoruz. Kimse kusurlu değil ama iki kişi ölmüş. Herkes bunun bilincine göre hareket etsin. 7 gün içerisinde itiraz edebilirsiniz" dedi. Mahkeme ara kararında ayrıca Gediz Şirketi'ne yazı yazılmasına, sanıkların HTS kayıtlarının istenmesine, İzmir Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon'a (Aykome) 6 ay öncesine ilişkin çalışma yapılıp yapılmadığı ve izin alınıp alınmadığına ilişkin yazı yazılmasına karar veridi. Mahkeme, duruşma savcısının keşifle birlikte yeni bir bilirkişi raporunun da alınması talebinin daha sonra değerlendirilmesine karar verdi. Bugün görülecek 2'nci duruşmada, 13'ü tutuklu 42 sanığın yargılanmasına devam edilecek.

'TÜRK ADALETİNE GÜVENİYORUM'

İzmir'de yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle 13'ü tutuklu 42 sanığın yargılanması öncesi adliye önünde açıklama yapıldı. Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi, "Kızım Özge Ceren, GDZ Elektrik ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İZSU) ihmalleri sonucu ölmeseydi, doktor olacaktı. Binlerce insanı kurtaracaktı. GDZ Elektrik ve İZSU, suçu birbirine atarak kurtulmaya çalışıyor. Bundan sonra Türkiye sokaklarında hiçbir insan elektrik çarpması sonucu ölmesin. Türk adaletine güveniyorum" dedi.

'ÖLÜMLER GÖZ GÖZE GÖRE GELMİŞTİR'

Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi'nin avukatı Ayşe Sarıçiçek de "Geçen duruşma sanıklar suçu birbirine atarak suçtan kurtulmaya çalışmışlardır. Duruşmada görülen şudur ki hiç kimse işini gereği gibi yapmamıştır. Ölümler göz göze göre gelmiştir. Adaleti olan güvenimiz tamdır. Suçlulara gereken cezanın verileceğini İnancımız tam" diye konuştu.

İnanç Öktemay'ın ailesinin avukatı Cenk Düzgüner de "Hem İZSU'nun hem Gediz'in yaptığı çalışmaları birbirlerinin üzerine atmaları, aile olarak ve onların vekilleri olarak bizleri çok rahatsız ediyor. Sorumluluğu bulunan herkesin cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

İKİNCİ DURUŞMA BAŞLADI

İzmir'de sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin 13'ü tutuklu, 42 sanığın yargılandığı davada, ikinci duruşma başladı. Duruşmada ilk olarak Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile oturuma katılan bir taşeron firmada elektrik mühendisi olan tutuksuz sanık Ahmet Çelik dinlendi. Bahse konu işin yapıldığı tarihlerde Bursa'da olduğunu belirten Çelik, "İşi yapan firma ile bu tarihlerde hukuki bir bağım yok. İlk günden beri olayın içinde olduğum için çok üzgünüm ve bu olayla anıldığım için utanç duymaktayım. 2016'da işin yerini görmeye gelmiştim. Firmada bir görevim yoktu" dedi.

'RAPORA İTİRAZ EDECEĞİZ'

Ardından dinlenen Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü tutuksuz sanık Ali Arcan, "Sahada arıza faaliyetlerini yürüten ekipler, endüstri meslek lisesi elektrik bölümü veya ön lisans elektrik bölümü mezunlarıdır. Ekipler sahada en az 2 kişi çalışırlar. 1 kişinin müdahale hakkı yok. Bana bağlı olan ekiplerin beni bilgilendirme zorunluluğu yok. Bu olaydan da bilgim yok. Bu olay ilgili hiçbir sorumluluğum yok. Ayrıca bilirkişi raporundaki aleyhime tespitler doğru değildir. Rapora itiraz edeceğiz. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

Mağdur avukatlarından Ayşe Sarıçiçek, sanık Arcan'ın görev tanımında yapılan işi denetlemenin de yer aldığını belirtti. Arcan ise arıza birimlerinin kendisine ait olmadığını söyledi.

'KABLO IZGARAYA TEMAS ETSEYDİ, YÜZLERCE İNSAN ÖLÜRDÜ'

SEGBİS'le duruşmaya bağlanan Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı, eski İZSU Genel Müdürü tutuksuz sanık Ali Hıdır Köseoğlu, "İzmir'in böyle bir olayla anılmayı hak etmediğine inanıyorum. 30 yıldır yerel yönetimlerde görev yapan harita mühendisiyim. 5 yıl İZSU Genel Müdürlüğü'nde çalıştım. Bilirkişi raporu üzerine konuşacağım. Ortada bir suç, mağduriyet var. İZSU'nun burada kusuru olmadığını anlatacağım. Bilirkişi raporlarında, 'Görevleri devreden devrettiği için suçlu bulunamaz' diyor. İZSU teşkilat şemasında her bir daire başkanımız en az 20 yıldır çalışan arkadaşlarımızdır. İZSU yaptığı hiçbir faaliyetinde başkalarına zarar vermez. Bu ızgaranın altında mazgal var. Kablo, boru içerisinde ve ızgarayla bir teması yok. İki ızgara arasında kablolar var. Arkadaşlarımız plastik boru üzerine alarak yapıyorlar. Daha sonra orası araç trafiğine açık olarak 4 ay kapalı kalıyor. O bölge için defalarca mor uyarı vardı. Günlerce yağmur yağdı. Kablo ızgaraya temas etseydi, yüzlerce insan ölürdü. Orada çalışma yapan bir arkadaşım kabloya zarar verseydi, çok farklı sonuçları olurdu" dedi.

'NE BENİM NE DE BANA BAĞLI BİRİMLERİN GÖREVİ DEĞİLDİR'

Gediz Elektrik'ten Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü, tutuksuz sanık Ekrem Yıldırım, "2019 yılında yapılan kablo tesisi ile ilgili bir bilgim ya da görevim yok. Arızaların takibi ya da tamiri bana bağlı birimlerin görevi değil. Sahada bir yapılanması olan bir birim değilim. EPDK tarafından yayınlanan yayınların planlanıp, bütçesinin oluşturulması sorumluluğum var. Sahada meydana gelen olaylar ne benim ne de bana bağlı birimlerin görevi değildir. Söz konusu noktada 2022 yılında bakım çalışmaları yapılmış ve EPDK'ya bildirilmiştir. 2024 yılında yapılacak bakımlar da planlanıp bildirilmiştir. Arıza onarım işi dahil olmak üzere bütün işler için bir iş emri oluşturulur. Bu ihbarlara istinaden oluşturulan iş emirleri ve yapılan işlerde ben ve bana bağlı birimlerin sorumluluğu ve görevi bulunmamaktadır" diye konuştu.

'57 SANTİMETRELİK KABLO KANAL DERİNLİĞİ YÖNETMELİĞE UYGUNDUR'

Gediz elektrik teknisyeni ve kabul heyetinde görev yapan tutuksuz sanık Erman Çalık, yaşanan olayın kendisinin görev ve sorumluluklarının dışında olduğunu söyledi. Çalık, "Kabul heyetinin kabloların derinliğini kontrol etme görevi bulunmamaktadır. Kabul heyeti iş bitiminden sonra giderek incelemelerde bulunur. Bu incelemeler, gözle görülebilecek incelemelerdir. Olaya konu yerde 80 santimetre doğal gaz borusu bulunmuş ve buna göre çalışma yapılmıştır. Söz konusu borunun derinliği 36+11 santimetredir. Kablo kanal derinliğinin 57 santimetre olduğu bilirkişi incelemelerinde tespit edilmiştir. Bu derinlik, yönetmeliğe uygundur" dedi.

'SORUŞTURMA İZNİ ALINMASI GEREK'

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan'ın savunması öncesinde, avukatı Ercan Demir, müvekkilinin soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmasının farklı bir kanuna tabii olması gerektiğini belirtip, soruşturma izni alınması gerektiğini söyledi. Erdoğan'ın 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'a tabi tutulması gerektiği belirten Avukat Demir, "Yaşanan bu kanunsuzluk nedeniyle müvekkilim bugün burada savunma yapmayacaktır" dedi. Savcı, Avukat Demir'in bu talebine cevap verdi.

İŞİN YAPILDIĞI TARİHLERDE GÖREV VE SORUMLULUĞUM YOK’

Mahkeme heyeti, Erdoğan’dan savunmasın yapmasını istedi. Erdoğan, savunmasında, "İşin yapıldığı tarihlerde idarede hiçbir görev ve sorumluluğum bulunmamaktadır. Bu nedenle 4 Ocak'ta yapılan çalışmalar hakkında daire başkanı arkadaşımız gerekli izahatları verdi. 20 Haziran tarihinde göreve vekaleten atandım. Eylül ayında ise asaleten atandım. Genel müdürler, kurumların sadece yöneticileri değildir. Abisi ve koruyucusudur. Bu olay olduğundan bu yana Adalet Bakanlığı'na elimizden geldiğince yardım ettik. Yargılanmaktan kaçmamak gerekiyordu. Elimizden gelen yardımı yaptık. Üzerime atılı suçlamaları ve beyanları kabul etmiyorum" dedi. Bugün görülen 2'nci duruşmanın ilk oturumuna ara verildi.

'ARIZA ONARIM ÜNİTESİNDE ÇALIŞTIĞIM İÇİN BURADAYIM'

İzmir'de yağışlı havada sokakta yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay (44) ve Özge Ceren Deniz'in (23) ölümüne ilişkin 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle 13'ü tutuklu 42 sanığın yargılanmasına verilen aranın ardından devam edildi. Tutuksuz sanık Mehmet Zeki Alkan, savunmasında olay yerinde çalışması olmadığını belirtip, "Vardiyam 07.00-15.00. Olayın geçtiği trafo 1027. Benimle alakası yok. Sadece benzer ihbar olduğu ve arıza onarım ünitesinde çalıştığım için buradayım. 12 Temmuz'da bize telsiz üzerinden bilgi geldi. Anonstan 10-15 dakika sonra oraya giderek enerjiyi kestik. Olayın meydana geldiği 12 Temmuz'da 15.00-23.00 vardiyasında çalıştım" dedi.

'IZGARANIN YAPIMINDA BULUNMADIM'

Tutuksuz sanıklardan Mustafa Atakan da savunmasında, 2006 yılında İZSU'da kanalizasyon ve temizlik işçisi olarak işe başladığını belirterek, "2011 yılında geçirdiğim bir kazadan dolayı sağ gözümü kaybettim ve beni gözlemci olarak atadılar. Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım. 2 Ocak'tan itibaren izinliydim. Görmedim" dedi. Atakan, görev tanımında iş sırasında orada bulunmak olmadığını ve görevinin yapım alanına giderek işin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek olduğunu söyledi.

BANA BAĞLI BİRİMLERİN GÖREV VE SORUMLULUĞU YOKTUR

Gdz A.Ş'de planlama ve teknoloji direktörü olan tutuksuz sanık Necati Ergin de kendisinin ve kendisine bağlı birimlerin olaya ilişkin görev ve sorumlulukları olmadıklarını belirtip, savunmasında şunları söyledi:

"Yargılananlar arasında sadece sistem işletme sorumlusu olan Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Anladığım kadarıyla bilirkişi raporunda kendisi hakkında saha sorumlusu gibi yanlış bir algı yaratılmış. Kendisi bana bağlı olduğu için ben de buradayım. Benim ve bana bağlı birimlerin sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur. O nedenle 9 Ocak'taki çalışmayla ilgili de bilgim yok. Bilirkişilerin ifade ettiği gibi sistem içerisinde doğrudan haberleşme yazılımı söz konusu değildir."

'KUSURUM BULUNMAMAKTADIR'

Bir diğer tutuksuz sanık İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi de "657 Saylı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak 2023 tarihinden itibaren genel müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a tabi olmayı talep ediyorum. İZSU teşkilat şemasında her birimin görevi ayrı ayrı belirlenmiştir. Dava konusu yağmur suyu ızgaraları gibi yağmur suyu ızgaralarının yapımı, bakımı, onarımı gibi teknik çalışmaların yönetilmesi, görev tanımında İzmir merkezde Kanalizasyon Dairesi'nce yürütülmektedir. Yani ızgaraların yapılması, denetlenmesi, temizlik ve bakımlarının yapılmasında görevim bulunmamaktadır. İddianamede, iddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır. Bu da iddianamenin ne kadar kısa sürede acelece hazırlandığının kanıtıdır. Genel müdür yardımcısı olarak söz konusu konuda görev ve sorumluluğum bulunmadığından iddianamede ifade edildiği gibi kusurum bulunmamaktadır" dedi.

'TEKNİK HUSUSLARLA İLGİLİ YÖNELTİLEN SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM'

Tutuksuz yargılanan Gdz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel de ifadesinde "Organizasyon şeması ve bunun içinde görev dağılımları verilmiştir. 2015 tarihindeki olaya ilişkin bir bilgim yok. O zaman Gdz Elektrik'te çalışmıyordum. 9 Ocak'taki arızayı, olaydan sonra öğrendim. Elektrik dağıtım faaliyeti Türkiye'de yapılan bir faaliyet. Tüm faaliyetleri kamu tarafından denetlenir. Şirket olarak 2023 yılı yatırım gerçekleşmemiz yüzde 120 oldu. Gerekli yatırımları yapmamak imkansız. Teknik hususlarla ilgili yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

TAŞERON SÖZLEŞMESİNDE YAZI UYUMSUZLUĞU

Oturumda son olarak tutuksuz sanık olan taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit'in de savunması alındı. Avukatı olmadan savunma yapan Özpelit'e mahkeme hakimi taşeronluk sözleşmesine ilişkin sorular sordu. Mahkeme başkanı, Demircan A.Ş. ile taşeronluk sözleşmesinde Özpelit'in imzasının olduğunu söyledi. İmzayı inceleyen Özpelit, kendisine ait olduğunu kabul etti. Mahkeme Başkanı, Demircan A.Ş.'nin yazı cevabı ile Özpelit'in yazı cevabını uyumlu olmadığını kaydetti. Mahkeme Başkanı, Demircan A.Ş.'nin yazısında alt taşeron firma olarak Özpelit ile çalıştıklarını söylediklerini aktarıp, sözleşmede ayrıca Konak bölgesinde iş yapıldığı ifadesine dikkati çekti. Bunun üzerine sanık Halit Özpelit, "Benim çalışma alanım Konak değil, Güzelyalı ve Karabağlar" diye karşılık verdi.

Davanın 2'nci duruşmasının bugün görülen ilk oturumunda, tutuksuz 20 sanık dinlendi. Böylelikle 13'ü tutuklu 42 sanığın tamamı savunmalarını yapmış oldu. Duruşma yarına ertelendi.

Diğer Haberler

  1. Ülkesine dönüş yolundaki Suriyeli Muhammed: Türkler bizi ziyarete gelsin
  2. Adana'da 36 aracın lastiğini kesen şüpheli: Kafamız güzeldi, hatırlamıyorum
  3. Yılbaşı rezervasyonlarında yüzde 20'lik artış
  4. Diyarbakır'ı etkisi altına alan sis 5’inci gününde; İstanbul ve İzmir uçak seferleri iptal edildi
  5. İpsala ve Esendere'de 493 kilo uyuşturucu ele geçirildi
  6. Beşiktaş'ta cipte mıknatıslı uyuşturucu düzeneği; şasideki zuladan esrar çıktı
  7. Sednaya Cezaevi'nde 14 yıl tutuklu kaldıktan sonra kurtulan oğlunu arıyor
  8. DHA'ya 'En Başarılı Haber Ajansı' ödülü
  9. Bakan Yerlikaya: 2024'te yetkisiz 'çakar' kullanan 11 bin 591 sürücüye işlem yapıldı
  10. Kağıthane'de cinsel gücü artırıcı ilaç diyerek sahte ürün satanlara operasyon

© Copyright 2024

DHA