Erdoğan: Bize düşen asıl görev en büyük yıkıma uğrayan Hatay'ı bir an önce ayağa kaldırmak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'ın İskenderun ilçesinde deprem konutları ve yeni devlet hastaneleri temel atma törenine katıldı. Erdoğan, "Bize düşen asıl görev can kaybı yaşanan 11 ilimizi ve özellikle en büyük yıkıma ve acıya maruz kalan Hatay'ı bir an önce ayağa kaldırmaktır. Ancak bu şekilde insanlarımızın yeniden hayata tutunmalarını, umutlarını yeşertmelerini, geleceklerine güvenle bakmalarını sağlayabiliriz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay'ın İskenderun ilçesinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte deprem konutları ve yeni devlet hastaneleri temel atma törenine katıldı. Programda, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da yer aldı. İskenderun Kaymakamlığı önünde düzenlenen programda konuşan Devlet Bahçeli, "Artık her türlü sağduyunun ötesinde milleti bütünüyle sevmek zamanıdır. Her zaman kardeşliğimizi yaşatmak birlikte ve bir arada olmak zamanıdır. Bugün için 9 Temmuz 2018 yılında Türkiye'de bir yönetim değişikliği oldu. O günden bugüne Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ülkeyi yönetmektedir. Bu yönetimin lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendidir. Kadrosu birikimli, tecrübeli, kabiliyetli insanlardan oluşmaktadır. Bugünkü yönetimin uygulamalarını yakinen takip ettiğimizde her türlü şartlar altında enkazlar kaldırılıyor. Acılara son veriliyor. İnsanlarımız geleceğe hazırlanıyor. Bununla ilgili de önemli adımlar atılıyor. 46'ncı gününde dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir başarıyı fark etmemek mümkün değildir. 46 gün içerisinde çadırlar kuruldu, konteynerler geldi, aşevleri açıldı, sosyal faaliyetler hep beraber oldu. Ama bunun yanında bir yıl içerisinde yapılması düşünülen kalıcı konutların da 7 binin üzerinde temeli atıldı. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Televizyonlardaki karartıcı sözlere inanamayız. Bu millet bizimdir bu devlet bizimdir ve her şeyden evvel de güçlüdür. Onun için ben Cumhur İttifakı'nın önümüzdeki dönemde milletimizin takdiriyle yarıda bırakılmayacak, iktidarı Allah'ın izniyle sürekli ve kalıcı olacaktır" dedi.
'BİZE DÜŞEN AYAĞA KALDIRMAKTIR'
Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize düşen asıl görev can kaybı yaşanan 11 ilimizi ve özellikle en büyük yıkıma ve acıya maruz kalan Hatay'ı bir an önce ayağa kaldırmaktır. Ancak bu şekilde insanlarımızın yeniden hayata tutunmalarını, umutlarını yeşertmelerini, geleceklerine güvenle bakmalarını sağlayabiliriz. Attığımız her adımı, başlattığımız her projeyi bu gayeyle planlıyor ve yürütüyoruz. Hamdolsun yaklaşık 1,5 ay içerisinde arama-kurtarma çalışmalarının bittiği, enkaz kaldırma faaliyetlerinin hızla sürdüğü geçici barınma merkezlerinin yaygınlaştırıldığı kalıcı konutların inşasına başlandığı bir döneme girdik. Geçici barınma için 125 bini AFAD tarafından olmak üzere 156 bin çadır dağıtılmış veya kurulmuştur. AFAD tarafından 22 bin ve bağış olarak da 14 bin olmak üzere toplam 36 bin konteynerin altyapısı kurulumu nakli sürmektedir. Bu konteyner sayısı mevcut başvuruyu fazlasıyla karşılayacak seviyededir. Yaklaşık 309 bin aileye 10 bin liralık ödemeler yapılmış, 101 bin aileye de 15 bin liralık taşınma paralarının ödemesine başlanmıştır. Kalıcı konutlarla ilgili hazırlıkları da inşaat safhasına getirdik. Birileri bize kalıcı konutların yapımı kadim şehirlerimizin imarı ve ihyası konusunda acele ettiğimizi söylüyor. İleri sürülen gerekçelerin ilmi ve teknik geçerliliğinin olmadığını Van'dan, Elazığ ve Malatya depremlerine kadar yaptığımız çalışmalarda gördük. Daha önemlisi bu şehirlerde yaşayan milyonlarca insanımızın kimsenin keyfini bekleyecek, kimsenin hesaplarının tekemmülünü bekleyecek vakti de sabrı da dermanı da yoktur. İşte biz bunun için bir yılda 309 bin konut yaparak altyapısıyla işyerleriyle sosyal ve kültürel birimleriyle tüm ihtiyaçları tamamlayarak şehirlerimizi ayağa kaldırma sözü verdik. Seçimleri daha önce açıkladığımız 14 Mayıs'ta yapma kararımızın gerisinde de aynı anlayış vardır. Deprem bölgesinde yürüttüğümüz çalışmalar, seçim atmosferinden etkilenmesin. Bu iş bir an önce ülkenin gündeminden çıksın istedik. Bakanlıklarımızla kurumlarımızla belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımızla, özel sektörümüzle tam kapasite sahadayız" dedi.
'BUNLARI BAŞARAN BAŞKA BİR ÜLKE BULAMAZSINIZ'
Türkiye'nin gücü, hükümetinin kararlılığı, milletinin inancıyla deprem felaketinin yıkıcı etkilerinden kısa sürede üstesinden gelindiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
"Dünyada 500 kilometrelik bir alana yayılan böylesine büyük bir felaketin yıkıcı etkilerinin bu kadar kısa sürede üstesinden gelip, kalıcı konutların inşasına başlayabilecek başka bir ülke bulamazsınız. Türkiye devletinin gücü, hükümetinin kararlılığı, milletinin inancıyla bunu başarmıştır. Ülkemizin Türkiye Yüzyılı olarak ifade ettiğimiz Cumhuriyetimizin yeni asrıyla ilgili hedeflerine ulaşabilmesinin birinci şartı deprem yaralarını sarmaktır. Hatay yaralıyken kalan 80 vilayetimiz sağlıklı olamaz. Hatay hüzünlüyken kalan 80 vilayetimiz neşeyle hayatına devam edemez. Deprem şehirlerimizin tamamı için aynı durum geçerlidir. Bu imtihanı hep birlikte verecek bu felaketin izlerini hep birlikte ortadan kaldıracağız. Bunun için hızla yürüttüğümüz geçici barınma merkezlerinin kurulumu yardım faaliyetleri, kalıcı konutların inşası, mevcut yerlerin ihyası programlarında herhangi bir kesintiye veya gecikmeye izin veremeyiz. Bakanlarımız, deprem gününden biz de depremin 3'üncü gününden beri buralardayız. Cumhurbaşkanı olarak her şehrimizi defalarca Cumhur İttifakı olarak ziyaret ettik. Yapılan çalışmaları yakından izliyoruz. Zihnimiz de gönlümüz de hep sizlerle birlikte. Ramazan ayını da depremzede kardeşlerimizle geçiriyoruz."
'BU BELEDİYELER NEREDE?'
Ana muhalefetin 11 büyükşehir belediyesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi:
"Kimi deprem turistleri sadece fotoğraf çektirmek, görüntü vermek için arada bir buralara uğrayabilir. O arada yalan yanlış laflar da edebilirler. Siz onlara aldanmayın. Keşke bunun yerine ellerindeki imkânları geçici barınma merkezleri kurarak yardım faaliyetlerini sürdürerek yüreklerini depremzede kardeşlerimize açarak kullanabilseler de insanlarımızın gönüllerini alabilseler. İnşallah o da olur. Bugün ana muhalefetin 10'u aşkın 11 büyükşehir belediyesi var. Nerede bu belediyeler? Bu belediyeler acaba buralara uğradı mı? Biz sorumluluğumuzun gereğini, kendimize yakışanı sizlerin beklediği işleri yaparak deprem şehirlerimizi bir yılda ayağa kaldırma sözümüzü tutmaya bakacağız. Bugüne kadar milletimize verdiğimiz her sözü nasıl tuttuysak her afette kayıpları nasıl telafi ettiysek inşallah bu defada da yapacağız. Hiç kimse endişeye tereddütte kapılmasın. Biz burası CHP'li demedik. Biz ne dedik, bunlar da bizim vatanımız bunlar da bizim vatandaşımızdır dedik. Tek yapamayacağımız şey ölenleri geri getirmektir. Onun dışındaki her kaybı telafi edecek güce, imkâna kararlılığa sahibiz."
'HASTANELER KURUYORUZ'
Depremin ardından Arsuz ve Hassa'da 100'er ve Belen'de de 30 yataklı devlet hastanelerini tamamlayarak hizmete aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nasıl rekor sürelerde acil durum hastaneleri inşa ettiysek Hatay'da da bunu yapacağız. Biz ana muhalefetin yalanlarıyla ayakta duran bir parti, bir iktidar değiliz. Hatırlayın işte o salgının olduğu dönemde bakınız İstanbul'da dev Çam Sakura Hastanesi'ni bitirdik. 3 ay gibi bir zamanda bir tarafta İstanbul Havalimanı'nda bir taraftan Anadolu yakasında iki hastaneyi 1006 odalı olarak bitirdik, halkın hizmetine sunduk. Bugün 400 yataklı Antakya, 600 yataklı İskenderun, 200 yataklı acil durum ve 300 yataklı Defne Devlet Hastanesi'nin temellerini atıyoruz. Antakya Devlet Hastanesi'ni 10 Mayıs'ta hizmete açıyoruz. Hatay'ın yeni yerleşim yeri Gülderen'de de 1000 yataklı bir şehir hastanesi kuruyoruz" diye konuştu.
'HATAY'A TESLİM OLMAK YAKIŞMAZ'
Geçici barınma merkezlerinin kurulumunu sürdürdüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amacımız mayıs ayına kadar bölge genelinde 100 bin konteyneri faaliyete geçirmektir. Çadır dağıtımı kesintisiz sürüyor. Yıkılan işyerlerimizi prefabrik ve konteyner çarşılarla tekrar faaliyete geçiriyoruz. Sanayi kuruluşlarımız üretime devam ediyor. Çiftçilerimiz baharın bereketini yakalamak için çalışıyor. Tüm bunlar depremin ardından diğer şehirlere giden hemşerilerimizin dönüşünü de hızlandırıyor. Tarih boyunca nice badireleri atlatmış pek çok kez yıkılıp yeniden ayağa kalkmış Hatay'a teslim olmak yakışmaz. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Yıkılan her şeyi daha iyisiyle yeniden yapacağız. Bu millet nice sokak olaylarını, nice siyasi kumpasları, nice ekonomik tuzakları, nice terör saldırılarını, nice küresel dayatmaları göğüsleyerek bugünlere geldi. Bunca imtihandan alnının akıyla sıyrılmış bu milleti, tek başına deprem mi esir edecek? Asla. Ülkemizin geçmişinde kötü yapılaşmadan, plansız şehirleşmeden kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan sıkıntıların faturasını depremde yıkılan binalarımıza, yitip giden insanlarımızla maalesef ödedik. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Esasen bu konuda geçtiğimiz 20 yılda pek çok iş yaptık. Ama görüyorum ki daha fazlasını daha hızlı bir şekilde yapmaya ihtiyacımız var" dedi.
'LÜTFEN DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ BAŞLATIN'
Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli ile sadece depremde yıkılan şehirleri değil, ülkenin tamamında kentsel dönüşümü süratle neticelendirecek bir program hazırladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TOKİ vasıtasıyla ülkemizde 20 yıldır yaptığımız konut sistemi depremde rüştünü ispat etmiştir. Artık ülkemizin yeni yapı stokunu asla bu standardın altına düşürmeyeceğiz. Buradan depremin en çok yıkıma yol açtığı en çok can aldığı Hatay'dan İstanbul başka olmak üzere ülkemizin her yerinden vatandaşlarımıza sesleniyorum; Eğer binanız depreme dayanıklı değilse, sel tehdidi altındaysa hiç vakit kaybetmeden dönüşüm sürecini lütfen başlatın. Görüyorsunuz, depremiyle ve seliyle afetler sizleri beklemiyor. Önce tedbirimizi alacak yani binamızı sağlam bir zemine tekniğine uygun şekilde yapacak ondan sonra tevekkül edeceğiz. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinde milletimizin takdiriyle ülkeyi yeniden yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde bu konu hükümet programımızın ilk, vazgeçilmez ve taviz verilmez maddesini oluşturacaktır. Geçtiğimiz 20 yılda edindiğimiz tecrübeleri 6 Şubat depremlerinin önümüze koyduğu fotoğrafı dikkate alarak ülkemizi kısa sürede afetlere dayanıklı hale getirmek için kararlıyız" diye konuştu.
'HATAY BAĞIMSIZLIĞIN, ÖZGÜRLÜĞÜN KIYMETİNİ ÇOK İYİ BİLİR'
Hatay'ın bağımsızlığın, özgürlüğün kıymetini çok iyi bildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Şehrimiz farklı kültürleri bir arada yaşatma becerisiyle dünyayı kendine hayran bırakıyor. Bugün Türkiye, güvenlik, huzur, üretimi, istihdamıyla büyüme potansiyeli ve tüm imkânlarıyla Cumhuriyet tarihinin zirvesindedir. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla karşılamaya hazırlandığımız yeni dönemde dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Bizi bu yoldan döndürmek için son 10 yılda neler yapıldığını hatırlıyorsunuz. Milletimizle birlikte inançla, azimle, cesaretle verdiğimiz mücadele ile hepsini aştık. Son dönemde bütün dünya ile birlikte maruz kaldığımız Covid-19 krizi bizi bu hedeften uzaklaştıramadı. Ardından Rusya-Ukrayna savaşıyla küresel gerilim hedeften uzaklaştıramadı. Deprem, sel, yangın gibi tabi afetler yükümüzü artırmakla birlikte bizi bu hedeften vazgeçiremez. 14 Mayıs'a hazır mıyız? 14 Mayıs'a inşallah şu terör örgütüyle kucak kucağa el ele yürüyenlere gereken dersi vermeye hazır mıyız? Yavruları anne kucağından alıp Kandil'e kaçıranlara gereken dersi vermeye hazır mıyız? Diyarbakır annelerini unutmamanızı istiyorum. Bize güvenmenizi, yanımızda yer almanızı istiyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarının ardından hastanelerin temelleri atıldı.
DEPREMZEDELERLE İFTAR YAPTI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte Hatay'daki deprem konutları ve yeni devlet hastaneleri temel atma töreninin ardından Antakya ilçesindeki Büyükdalyan Geçici Konaklama Merkezi'ne geçti. Burada depremzedelerle iftar yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ramazana kavuşmanın heyecanını yaşadığımız bu mübarek günlerde sizlerle tekrar beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerif'in, böyle anlamlı bir iftar sofrasında sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu özellikle yaşıyoruz. Cumhur İttifakı olarak, bu mutluluğu sizlerle yaşama fırsatını bizlere verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında tüm Hataylı vatandaşlarımın Ramazan-ı Şerif'ini tebrik ediyorum" diye konuştu.
Ramazan-ı Şerif'in, İslam dünyası ve insanlık için barış, huzur ve esenliğe vesile olmasını dilediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Deprem felaketi sebebiyle buruk karşılamış olsak da bizler, içinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi'ni saklayan böylesi bir aya eriştirdiği için Rabbimize hamdediyoruz. Kadim kültürümüzde ramazan ayı, 11 ayın sultanı olarak hürmet görür. Rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı, hayır ve hasenatın kat be kat ödüllendirildiği bir bereket ayıdır. Hatay ile birlikte 11 ilimizi vuran ve yaklaşık 14 milyon insanımızı doğrudan sarsan depremin acısı 85 milyon olarak hepimizi etkiliyor. Nerede olursak olalım, kalplerimiz siz depremzedelerimiz ile birlikte atıyor. Buradaki kardeşlerimiz sıkıntı çekerken, hayatı normal akışına bırakmayı, başka işlerle uğraşmayı kendimize zül addediyoruz. Deprem turisti misali arada bir buraya uğrayıp, fotoğraf çektirdikten sonra sırra kadem basanlar gibi değiliz. Asla da olmayacağız. Sizler yas tutarken, depremin ardından ayakta kalma mücadelesi verirken kendi ihtiraslarının peşinde koşanları, Allah'a havale ediyoruz. Kendi çıkarlarından başka bir şey görmeyen bu tuzu kurulara milletimiz hak ettikleri dersi çok yakında verecektir."
'SİZLER HUZURA ERMEDEN, BİZE DURMAK, DİNLENMEK HARAMDIR'
Deprem bölgesindeki vatandaşların meselelerinin, en öncelikli gündem maddesi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizler huzura ermeden, bize durmak, dinlenmek haramdır. Dertlerinize derman olabilmek için, siz kardeşlerimizin yükünü bir nebze hafifletebilmek için canla başla çalışıyoruz. Devletimizin ilgili kurumları ilk günden itibaren sahadalar. Bakanlarımız, zorunlu haller dışında neredeyse bölgeyi hiç terk etmedi. Belediyelerimiz, Hatay'ın alt ve üst yapısını, kültürel varlıklarıyla yeniden ayağa kaldırmak için adeta zamanla yarışıyor. Sivil toplum kuruluşlarımız, gönüllülerimiz ve hayırseverlerimizle birlikte tam bir seferberlik ruhuyla size yardımcı olabilmek için koşturuyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan, kimsenin kökenine, mezhebine, meşrebine, siyasi tercihine bakmadan mağduriyetleri gidermenin yollarını arıyoruz. Bu anlayışla depremlerde de en çok yıkıma uğrayan 7 ilimizi ve ilçelerini, Cumhur İttifakı olarak ve bunun yanında AK Parti'li 250 belediyemizle kardeş belediye ilan ettik. Hatay'ı; Konya, Bursa, Kocaeli, Denizli, Sakarya, Afyonkarahisar, Isparta, Nevşehir, Rize, Tokat, Yalova ve Yozgat belediyelerimiz başta olmak üzere 94 ak belediyemize emanet ettik. Belediyelerimizin başkanları, ekipleriyle birlikte depremin ilk gününden beri Hatay'da nasıl özveriyle çalıştıklarını gayet iyi biliyorsunuz. Gönül belediyeciliğinin ne demek olduğunu tam 47 gündür hizmet samimiyetleriyle burada pek çok kez sergilediler. Rabbim depremzedelerimizin yardımına koşan herkesten razı olsun. Ramazan ayı boyunca belediyelerimiz, her zamankinden daha fazla gayret göstererek, inşallah sizlerin yanında olacak. Ramazanı buruk geçirmemeniz için iftar ve sahur programlarından, psikososyal destek çalışmalarına kadar sizlere gerek desteği verecekler. Deprem bölgesinde hayat normale dönünceye dek faaliyetlerini sürdürecekler. İnşallah bizler de her fırsatta buralara gelip acılarınızı paylaşacak, yürütülen çalışmaları yakından takip edeceğiz."
'BİR SENE İÇERİSİNDE TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ'
İnsanlık tarihinin en büyük afetlerinden birisinin, yıkıcı sonuçlarıyla mücadele ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Önümüzde hassas, meşakkatli ve en üst düzeyde konsantrasyon isteyen bir süreç bulunuyor. Böyle ağır bir felaketin üstesinden ancak dayanışma, devlet ve millet sırt sırta, yürek yüreğe vererek gelebiliriz. Bahar ve yaz aylarını en iyi şekilde değerlendirmek suretiyle şehirlerimizin yeniden inşası yolunda önemli mesafe almak istiyoruz. Hasar tespit faaliyetlerimizi neredeyse yarıladık. Enkaz kaldırma çalışmalarımız da hızla ilerliyor. Çadır ve konteynerkentlerin, prefabrik yapıların kurulumu sürüyor. Katar'dan gelen konteynerlerimizi de sizlerin istifadesine sunuyoruz. Tüm bunları yaparken sizleri bir an önce kalıcı konutlara kavuşturacak çalışmaları da ihmal etmiyoruz. Dün Kahramanmaraş'ta, bugün de Hatay'da konut yapımı için kolları sıvadık. Ayrıca 400 yataklı Antakya Devlet Hastanemizin, 600 yataklı İskenderun Devlet Hastanemizin, 200 yataklı acil durum hastanemizin, 300 yataklı Defne Devlet Hastanemizin inşasına başladık. Bunlara ilaveten Hatay'a 1000 yataklı, en modern teknoloji ile donatılmış bir şehir hastanesi kazandıracağız. Şehrimiz genelinde toplamda 238 bine yakın konut ve köy evinin inşasını bir sene içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz."
'HATAYLI KARDEŞLERİMİZİN, 85 MİLYON İÇİN EN HAYIRLI KARARI VERECEĞİNE İNANIYORUM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer afet bölgelerinde verdikleri sözlerin yerine getirildiği gibi Hatay'da da aynısını başaracaklarını belirterek, "İş yerine laf üretenlere, ortada elle tutulacak hiçbir eserleri olmadığı halde sağda solda laf yapanlara bu milletin gücünü ve kudretini göstereceğiz. Sizlerden gönlünüzü ferah tutmanızı rica ediyorum. Biz ne Hatay'ı ne de Hataylıları kaderlerine terk ederiz. Devletiyle, belediyesiyle, hayırseverleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüsüyle hep beraber sizlerin yanındayız. Yaralarımızı birlikte saracak, bu badireyi birlikte aşacak, bu hazan ve hüzün mevsimini inşallah birlikte bahara çevireceğiz. 14 Mayıs'taki seçimlerden sonra tüm enerjimizi ve tüm gücümüzü bölgeye teksif etmeyi sürdüreceğiz. Sizlerden geleceğinize, hayallerinize sahip çıkmanızı bekliyorum. Hataylı kardeşlerimizin, 85 milyonun tamamı için en hayırlı kararı vereceğine yürekten inanıyorum. Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık eylesin. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha rahmet, yakınlarına başsağlılığı diliyorum. Rabbim, ülkemizi her türlü felaketten ve badireden korusun. Rabbim bizleri nasıl ramazana kavuşturduysa, aynı şekilde Ramazan Bayramı'na da kavuştursun niyazında bulunuyorum" diye konuştu.
MOBİLYACILAR İHTİSAS SANAYİ SİTESİ'Nİ ZİYARET ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükdalyan Konteyner Kenti'nde düzenlenen iftarın ardından Antakya Mobilyacılar İhtisas Sanayi Sitesi'ni (MOBSAN) ziyaret ederek, çalışanlarla buluştu. Ziyarete, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, AK Parti Genel Başkanvekilleri Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş da katıldı.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde insanların yakınlarını, evlerini, yuvalarını kaybettiklerini, ekmek teknelerinden olduğunu aktaran Erdoğan, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi. Yıkılan her evin yeniden yapılacağını ve hiçbir vatandaşın açıkta bırakılmayacağının altını çizen Erdoğan, üretim ve istihdamın şehrin ayağa kalkması için vazgeçilmez önceliği olduğunu ifade etti. Hatay'da en hızlı toparlanan, yaralarını en çabuk sarıp üretime geçen yerlerden birinin de Antakya Mobilyacılar İhtisas Sanayi Sitesi olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, yeni inşa edildiği için ufak tefek hasarlar dışında üretime mani herhangi bir altyapı sıkıntısının bulunmadığını kaydetti. Deprem öncesi istihdamın 6 bin olduğu sanayi sitesinde, depremden sonra bu sayının 1500'e düştüğünü, zamanla bu sayının 3 bine çıktığını dile getiren Erdoğan, buradaki istihdamın yeniden 6 bine çıkması temennisinde bulundu.
Deprem sebebiyle şehri terk ettiği için buradaki işine dönemeyenlerin de olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Kurulumu devam eden geçici barınma merkezlerinin çoğalmasıyla, kalıcı konutların inşaatlarının başlamasıyla, havaların da ısınmasıyla, şehir dışına gidenler inanıyorum ki hızla geri dönecektir. Hep söylediğim gibi, şehirlerimize, oradaki evimize, işimize, iş yerimize toprağımıza velhasıl geleceğimize sahip çıkmalıyız. Sizler hızla çalışmaya, üretmeye başlayarak bu doğrultuda örnek bir adım attınız. Hepinizden Allah razı olsun. İnşallah el birliğiyle Hatay'ı eskisinden daha güvenli, daha huzurlu, daha müreffeh, daha cazip bir şehir haline getireceğiz. Bunu başarana kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yok" diye konuştu.