Gündem
Politika
Spor
Dünya
Ekonomi
Kurumsal
English
You are already subscribed to notifications.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Kur'an'ın bulunduğu yerde aydınlık olur

Kırklareli'de yatılı kuran kursu temel atma törenine katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Kur'an'ın bulunduğu yerde aydınlık olur. Nasıl ki bizi aydınlatıyor, şu güneş bütün kainatı, dünyayı nasıl aydınlatıyorsa yeryüzünü aydınlatan kitap da Kur'an-ı Kerim'dir. İşte burada Kur'an'la aydınlanan gençler yetişecek" dedi.

ABONE OL
Ali Can ZERAY- Uğur AKAGÜNDÜZ/KIRKLARELİ, (DHA)-

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kırklareli'de Üsküp Yatılı Erkek Kur'an Kursu'nun temel atma törenine katıldı. Kırklareli Valisi Birol Ekici, AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, Üsküp Belediye Başkanı Hüseyin Kasap, belde halkı ve öğrencilerin katıldığı törenle kursun temelini atan Erbaş, Üsküp denilince akıllara ilimin, irfanın, alimlerin geldiğini belirterek, "İstanbul'da, özellikle son dönemlerde medreselerde ders veren, ilmiyle amir, irfan sahibi alimlerin bir kısmının belki de pek çoğunun Üsküplü olduğunu, Üsküp'te yetişmiş olduğunu, Üsküp'ten İstanbul'a geldiğini, onların hatıratlarında okuduğumda hep görürdüm. İşte bugün o Üsküp'ü hatırlatan buradaki Kırklareli ilimizin Üsküp beldesinde bulunmaktan duyduğum memnuniyet, mutluluğu özellikle ifade etmek istiyorum" dedi. 


En hayırlı işin yapılacağı binanın temelini attıklarını ifade eden Erbaş, "Çünkü bizim medeniyetimiz ilim medeniyeti, irfan medeniyeti, Kur'an medeniyeti, medeniyetimizin temelini Kur'an-ı Kerim oluşturuyor. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'i Peygamber efendimize niçin indirdiğini bütün insanlığa ifade buyururken İbrahim suresinin ilk ayetinde şöyle buyuruyor; Elif lamra kitabül enzel. Ey habibi, kitabı sana insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarasın diye indirdik buyuruyor. İşte burada yapılacak ilim merkezinde, irfan merkezinde Kur'an kursunda, yavrularımız, gençlerimiz Kur'an-ı Kerim nuruyla hem kendi kalplerini, gönüllerini nurlandıracaklar, hem de etraflarını aydınlatacaklar. Kur'an'ın bulunduğu yerde aydınlık olur. Nasıl ki bizi aydınlatıyor, şu güneş bütün kainatı, dünyayı nasıl aydınlatıyorsa yeryüzünü aydınlatan kitap da Kur'an-ı Kerim'dir. İşte burada Kur'an'la aydınlanan gençler yetişecek" diye konuştu.

HAFIZLIK KUR'AN KURSLARIMIZDA 80 BİN GENÇ EĞİTİM ALIYOR'

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2 bini aşkın yatılı Kur'an kursu olduğunu belirten Ali Erbaş, "30 bin civarında gündüzlü Kur'an kurslarımızda, camilerimiz, hafta sonu Kur'an kurslarımızla 4-6 yaş Kur'an kurslarımızla her yaştan insana hizmet etmeye gayret ediyoruz. İhtiyaç odaklı Kur'an kursları diyoruz, böyle geniş bir anlam verdik. Neden? Çünkü 7'den 70'e hatta 7'den önce de 70'den sonra da bütün kardeşlerimizin, bütün insanlarımızın Kur'an ile ilgili eğitimlerinde onların yanında olalım istiyoruz. Bunun için hafızlık Kur'an kurslarımızda şu an itibarıyla 80 bin civarında gencimiz eğitim almaktadır. İhtiyaç odaklı Kur'an kurslarımızda zaman zaman 1 milyona yakın bazı yıllarda 1 milyonu aşkın öğrencimiz ders almaktadır. 35 bin kadar Kur'an kursu öğreticimiz ve camilerimizde 100 bin kadar imamımız, müezzinimiz insanımıza hangi yaştan olursa eğitim vermenin gayreti içerisindeler. Üsküp Kur'an Kursu şu an ülkemizin 81 ile, 922 ilçesinde bulunan Kur'an kurslarına bir adet daha burada bir Kur'an kursumuzu ilave etmiş olacağız. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun" diye konuştu.

'İMAMIN, MÜEZZİNİN, VAİZİN EMEKLİSİ OLMAZ'

Üsküp Belediye Başkanı Hüseyin Kasap'ın, "Ben önce imamım sonra belediye başkanıyım" demesinin kendisini çok mutlu ettiğini söyleyen Erbaş, "Biz diyoruz ki, emekli olan görevlilerimize; imamın emeklisi olmaz, müezzinin emeklisi olmaz, vaizin, müftünün emeklisi olmaz. Son nefesine kadar hocalığı devam eder. Hepimizin ortak ismi hocalıktır. Hocaların görevi son nefesine kadar devam eder. O yüzden ilimizde görev yapan yüzlerce hocamız inşallah birlik beraberlik içerisinde nerede bir hizmet varsa oraya koşuyorlar, koşmaya devam edecekler inşallah. Belde, köy, mezrada ülkemizin her yerinde diyoruz ki, biz vatandaşımızın her anında yanındayız" ifadelerini kullandı. 

Kur'an kursunun yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Erbaş, "Emeği geçen insanlara efendimizin şu müjdesini duyurarak sözlerimi tamamlamak istiyorum. Buyuruyor ki efendimiz, insanoğlu öldükten sonra amel defteri kapanır. Ama 3 kişinin amel defteri kapanmaz. 3 sınıf insanın bunlardan birisi hayırlı evlat yetiştiren anne babalar. Burada yetişen hayırlı evlatların anne babalarına müjdeler olsun. Burada yetişecek olan evlatların anne babalarına müjdeler olsun. Onların defterleri hiç kapanmayacak. İkincisi ilminden istifade edilen ilim adamlarına, alimler nice alimler kıldı geçti. Kitaplar yazdılar, eserler bıraktılar, talebeler yetiştirdiler. Onlara efendimiz böyle büyük bir müjdesi var. İnşallah burada ilmin temelini alan gençler ilimlerini devam ettirirler. Talebe yetiştirirler, kitaplar yazarlar, eserler bırakırlar. Ve onların da ameli hiç kapanmaz. Üçüncü müjde de bu binanın projesinden tamamlanmasına kadar katkıda bulunan, bir tuğla da benim olsun, bir tuğlanın karşılığını da ben karşılayayım, ödeyeyim diyen sadakayı cariye sahibi insanların da amel defterleri hiç kapanmayacak. Katkısı ne kadar çok olursa sevabı da o kadar büyük olacak. Onlara da müjdeler olsun" diye konuştu.

ERBAŞ, CUMA NAMAZI KILDIRDI

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kırklareli'ndeki Hızırbey Camisi'nde Cuma namazını kıldırdı. Erbaş, hutbede, iş ahlakının çalışma hayatını kapsayan bir değer olduğunu ifade etti. Erbaş, "Yüce dinimiz İslam'ın gönderiliş gayelerinden biri de hayatın her alanında güzel ahlakı kendine rehber edinen bir toplum inşa etmektir. Cenabıhak, dünya ve ahiret mutluluğu için bizlere ibadetleri emrettiği gibi işimizde de bizlerden ahlaklı olmayı istemiştir. İş ahlakı, doğruluk, güven, saygı ve adalet gibi temel değerleri işimize yansıtmaktır. İşimizi sağlam yapmak, kul ve kamu hakkına riayet etmek, sözümüzde ve özümüzde dürüst olmaktır. Her daim helali gaye edinmek, kazancımıza haram, dilimize yalan bulaştırmamaktır" dedi.

'İŞ AHLAKI, ÇALIŞMA HAYATININ TAMAMINI KAPSAYAN BİR DEĞERDİR'

İş ahlakı ile ilgili konuşan Erbaş, "İş ahlakı, çalışma hayatının tamamını kapsayan bir değerdir. Memur olmanın ahlakı olduğu gibi, amir olmanın da ahlakı vardır. İşçi olmanın ahlakı olduğu gibi, işveren olmanın da ahlakı vardır. Esnaf olmanın ahlakı olduğu gibi, müşteri olmanın da ahlakı vardır. Memur olmanın ahlakı, devletine sadakatle bağlı kalmak, milletine nezaket ve özveriyle hizmet etmektir. Amir olmanın ahlakı ise hak ve adaletten asla ayrılmamak, himayesindeki kişilere hakkaniyetle davranmaktır. İşçi olmanın ahlakı, işini sağlam ve kaliteli yapmak, iş yerini işverenin emaneti olarak görmektir. İş yerinin imkanlarını şahsi ihtiyaçları için kullanmamaktır. İşveren olmanın ahlakı ise işçiye huzurlu bir iş ortamı oluşturmaktır. Onu sosyal haklardan mahrum bırakmamak, alın teri kurumadan ücretini tam ve vaktinde ödemektir" dedi.


Erbaş, esnaflıkla ilgili olarak, "Esnaf olmanın ahlakı, dürüstlükten ayrılmamaktır. Malın kusurunu gizlememek, stok ve karaborsacılığa tevessül etmemek, helal kazancına haram bulaştırmamaktır. Sevgili Peygamberimizin, 'Bizi aldatan, bizden değildir' hadis-i şerifi gereğince müşterisini aldatmamak, ölçü ve tartıyı eksik yapmamaktır. Müşteri olmanın ahlakı ise esnafa verdiği sözü yerine getirmek, borcunu zamanında ödemek, onu zarara uğratacak her türlü söz ve eylemden kaçınmaktır" ifadelerini kullandı.

'MALI DEĞERİNDEN FAZLA SATMAK, TOPLUMSAL HUZURU DERİNDEN ETKİLER'

İş hayatında duyarlılığın azaldığı, kanaat, doğruluk ve dürüstlük gibi erdemlerin zayıfladığı, ahlak kavramının içinin boşaltıldığı ve istismar edildiği çağda yaşandığını kaydeden Erbaş, "Dünyevileşme, bencillik, bir malı değerinden fazlaya satmak veya kiraya vermek suretiyle çok kazanma arzusu gibi yanlış tutum ve davranışlar, toplumsal huzuru ve barışı derinden etkilemektedir. Oysaki güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen Allah Resulü, 'Hiçbiriniz, kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe tam anlamıyla iman etmiş olmaz' buyurmuş, şahsi menfaatlere takılıp kalmamayı, başkalarının hak ve hukukunu gözetmeyi, sosyal hayatta adil ve dengeli olmayı bizlere tavsiye etmiştir. Bizlere düşen görev, Sevgili Peygamberimizin sadakatini kuşanarak, her işimizi emanet bilinciyle sahiplenmektir. Onun hak duyarlılığına riayet ederek işçinin hakkını zayi etmemek, iş sağlığı ve güvenliğine daha fazla hassasiyet göstermektir" ifadelerini kullandı.

'DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜKTEN AYRILMAYALIM'

Doğruluk, dürüstlük, adalet ve hakkaniyetten asla ayrılmamak gerektiği söyleyen Erbaş, "Bize verilen her imkanı, Rabbimizden bir emanet, onun rızasını kazanmak için bir fırsat bilelim. İşimizi sağlam yaparak hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur kılalım. Her işimizde helali gözetelim. Allah'ın rızasında arayalım, asıl kazancımızı. O'nun yolunda harcayalım bilgimizi ve servetimizi. Güveni hakim kılalım, hayatımızın her alanında. Ne aldatan olalım, ne de aldanan. Doğruluk ve dürüstlükten, adalet ve hakkaniyetten asla ayrılmayalım. Unutmayalım ki, Allah katında bizi değerli kılan, yaratılış gayemize uygun hareket etmemiz, her işimizde İslam ahlakını kuşanmamızdır" diye konuştu.

Cuma namazının ardından Kırklareli Valisi Birol Ekici'yi makamında ziyaret eden Erbaş, Lüleburgaz ilçesinde Roman vatandaşların umreye uğurlanacağı programa katılmak üzere kent merkezinden ayrıldı.

ERBAŞ, ROMAN VATANDASLARIN UMREYE UGURLAMA PROGRAMINA KATILDI

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Romanlar Konfederasyonu ortaklığında düzenlenen 'Roman vatandaşların umreye Uğurlanması ve Dualarla Buluşuyoruz' programına katıldı. İlçede Altıyol Meydanı'nda gerçekleştirilen programda Erbaş, Lüleburgaz Müzisyenler Derneği tarafından oluşturulan Roman Mehteran Takımı tarafından karşılandı. Burada vatandaşlara seslenen Erbaş'ın konuşmasının ardından, umre yolculuğuna gidecek 332 vatandaş için dua edildi. Programa, Kırklareli Valisi Birol Ekici, AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar ve vatandaşlar katıldı. 

'İSLAM BÜTÜN İNSANLIĞA GÖNDERİLEN EN BÜYÜK NİMET' 

Kur'an okunmasının ardından programda konuşan Erbaş, İslam dininin bütün insanlığa gönderilen en büyük nimet olduğunu belirterek, "İslam bütün insanlığa gönderilen en büyük nimet. Bizim bu en büyük nimeti gençlerimize ulaştırmamız, çocuklarımıza öğretmemiz lazım. İnşallah daha fazla gayret içerisinde olacağız. 332 kardeşimizi Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ücretsiz umreye gönderiyoruz elhamdülillah. Elimizden geldiği kadar. Önümüzdeki süreçte de göndereceğiz. Umrenin, haccın, hikmeti nedir? O mübarek mekanlarda, Peygamber efendimizi daha yakından tanımak, onun bastığı yollara, onun bıraktığı izlere ayak basabilmek. Mekke'de, Medine'de, Arafat'ta, Müzdelife'de, Mina'da Ravza-i Mutahhara'da, Peygamber Efendimizin yaşadığı o tertemiz mescidi Nebevi'yi görmek" dedi. 

'BU AFET BAŞKA ÜLKENİN BAŞINA GELSEYDİ, BU NOKTAYA GELEMEZDİ'

Erbaş, 6 Şubat'ta meydana gelen deprem sonrası Türkiye genelinde binlerce insanın bir araya gelerek yardıma koştuğunu belirterek, "Yaşadığımız 6 Şubat'taki depremlerden sonra katkı sunmayan insan neredeyse kalmadı. Allah'a çok şükür böyle bir millete sahibiz. Ne kadar şükretsek azdır. Salı günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Sayın Cumhurbaşkanımız, afetlerde arama kurtarma çalışması yapan yurt içinden ve yurt dışından insanlara üstün devlet fedakarlık madalyası verdi. 100'ün üzerinde ülkeden arama-kurtarma çalışmalarına katılan kardeşlerimiz, oradaki insanlar ödül aldılar, madalya aldılar. Ülkemizden binlerce insan afetlerde, o enkazların altında açtığı tünellerden, 'enkaz yıkılır mı? yıkılmaz mı?' diye hiç düşünmeden girdiler, yüz binin üzerinde kardeşimizi enkazların altından kurtardılar. Bu bizim insanımıza ait çok önemli bir haslettir, bir vasıftır. O yüzden işte bizim ülkemizde çektiğimiz, yaşadığımız bir sıkıntıya, hemen yurt içinden ve yurt dışından çok önemli yardımların gelmesi neyi gösteriyor? Mazlumlara bizi asırlardan beri el uzatışımızın semerelerini alıyoruz biz. Ne ekersen biçersin. Biz hep dua aldık, çok dua aldık. Mazlumların duasını aldık. Allah o duaları kabul etti. Başka bir ülkenin başına gelseydi, bu kadar kısa zamanda bu afeti şu getirdiğimiz aşamaya getiremezlerdi. Bu bizim milletimizin aldığı dualarla birliğiyle beraberliğiyle ulaştığımız bir neticedir elhamdülillah" diye konuştu.  

'50 BİN 500 VATANDAŞ İÇİN 50 BİN 500 HATİM OKUDUK' 

Ramazan ayında, depremde hayatını kaybeden 50 bin 500 vatandaş için, 50 bin 500 hatim okunduğunu da belirten Erbaş, "50 bin 500 vatandaşımız rahmetli oldu. Onlara dua ediyoruz. Onlara Ramazan'ın son günlerinde sadece İstanbul'da görev yapan imamlarımız, müezzinlerimiz, Kur'an kursu öğretmenlerimiz kaç hatim okudu biliyor musunuz? 50 bin 500 hatim okuduk. Her vefat eden kardeşimize bir hatim okuduk. Allah kabul etsin. Onların ruhlarına gönderdik elhamdülillah. İnşallah burada da dualarımıza o hatimleri katacağız. Biraz sonra dua yapacağız. Umreye gidecek kardeşlerimize, dua edeceğiz. Umreye gitmiş, gelmiş, dönmüş olan kardeşlerimizin umreleri kabul olsun diye dua edeceğiz inşallah" şeklinde konuştu. 

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, programın ardından ilçe müftüleri ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle düzenlenen toplantıya katıldı.

Diğer Haberler

  1. Samsun’da 9 yaşındaki çocuğun kullandığı otomobille kamyon çarpıştı: 3'ü ağır 5 yaralı
  2. Samsun’da balıkçı teknesi kayboldu, iki balıkçıdan haber alınamıyor
  3. Antalya’ya ‘turuncu kod’ uyarısı; kentte taşımalı eğitime 1 gün ara verildi
  4. Vali Gül: Aynı anda 39 ilçemiz ve büyükşehir belediyemiz aynı işi yapmadığı takdirde, yapılan çalışmalar boşa gidecek
  5. Şirketleri sahte belgelerle ele geçirerek gayrimenkullerini satan suç örgütüne operasyon: 13 tutuklu
  6. Eyüpsultan Belediyesi'ne 90 milyon lira borç için haciz geldi, tüm gün süren görüşmelerde uzlaşma sağlandı
  7. Haluk Levent hastaneye kaldırıldı
  8. Bir yılda ambulanslara 73 kez taşlı saldırıda bulundu
  9. Belgrad Ormanı'ndaki İBB tabelaları kaldırıldı; DKMP tabelaları asıldı
  10. Gezi Parkı davasında yargılanan 'Çarşı' üyelerine beraat

© Copyright 2024

DHA