Basın mensupları için düzenlenen etkinlikte Türkiye-Azerbaycan dostluğu pekiştirildi

Azerbaycan Türkiye Büyükelçisi Reşad Memmedov ile İstanbul Başkonsolosu Nermine Mustafayeva’nın da katıldığı basın mensuplarına teşekkür etkinliğinde 100. Yılında Kars Antlaşması perspektifinden Türkiye Azerbaycan işbirliği, Şuşa Beyannamesi ve Zengezur başta olmak üzere Ermenistan’la normalleşme gibi birçok konu ele alındı.

 Azerbaycan ezgileri ile yapılan müzik dinletisi eşliğinde başlayan etkinliğin açılış konuşmasını yapan TADİV Başkanı Aygün Attar, hava koşullarına rağmen davete katılanlara teşekkür ederek, Türk medyasının Karabağ Savaşı’nda verdiği desteğin önemine değindi. Attar, “44 günlük savaş öncesinde ve 44 günlük savaş sürecinde, savaştan sonraki süreçte diplomatik savaşın halen devam ettiği günümüzde değerli kardeşlerimiz, dostlarımız soydaşlarımız gerçekten de cansiperane bir şekilde can Azerbaycan’ın haklı sesini objektif bir şekilde medya aracılığıyla dünyaya iletmek için çırpınıp durdular” şeklinde konuştu. Attar ayrıca, “Hepimiz iyi biliyoruz ki Türkiye Azerbaycan ilişkileri uluslararası ilişkilerde eşi benzeri olmayan, kardeşlik ilişkilerinin her zaman aleni bir şekilde gündeme getirdiği, Şuşa Beyannamesi ile birlikte kardeşlik ilişkilerinin boyut değiştirerek bir üste yani müttefiklik ilişkisine dönüştüğü ilişkilerdir” dedi.

TADİV başkanı Attar’ın ardından konuşan Kars Ardahan Iğdır Kalkınma Vakfı İş Konseyi Başkanı Kamil Salduz ise “Gerçekleri bütün dünyaya yansıtan basın mensubu arkadaşlarımızı hepimiz ayakta alkışlıyoruz. Hepiniz şeref verdiniz hoş geldiniz. TADİV’in yönetim kurulu üyesi olarak Kars Ardahan Iğdır Vakfı’nın İş Konseyi Başkanı olarak burada bulunmaktan burada sizi ağırlamaktan büyük şeref duyuyoruz” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE-AZERBAYCAN DOSTLUĞU BİR MODELDİR VE ÖRNEKTİR”

Etkinlikte konuşan Azerbaycan Türkiye Büyükelçisi Reşad Memmedov ise etkinliğe ev sahipliği yapan TADİV ve Kars Ardahan Iğdır Kalkınma Vakfı’na ve başkanlarına minnettar olduğunu belirtti. Memmedov, Karabağ Savaşı’nın vatan savaşı olduğunu ve bu süreçte en büyük katkının gazetecilerin, basın mensuplarının, muhabirlerin ve siyasetçilerin katkısı olduğunu söyleyerek, “Bu savaş zamanı 44 günde biz çok şey gördük. Biz gördük ki bizzat uluslararası teşkilatlar gözleri kör olup, kulakları sağır olup baş vermiş hadiseleri görmezlikten gelip, sivil insanlara karşı atılan balistik roketleri ve onun neticesinde ölen çocukları, kadınları, insanları görmüyorlardı, yazmıyorlardı. Yazanlar bile kim öldürdü ya da kimin öldüğünü yazmıyorlardı. Bu gibi hadiseler de bir savaştır. Bu savaşta da yanımızda çalışan hem de Türkiye'de çalışan basın mensupları hep yanımızda oldu. El ele verip dünyaya, Azerbaycan'da olan gerçekleri yaydık. Kurşunların altında, roketlerin altında Türkiye basın mensupları, yaşananları dünyaya yaydılar. Bilgiler öyle yayıldı ki; dünyada bizi istemeyenler de artık buna karşı çıkmadılar. Biz, iletişim savaşında da zafer kazandık. Sahada ordumuz kazandı, iletişim savaşında biz kazandık. Türkiye'de bu anlamda bize katkısı olmuş habercilerin, yazarların ve basın mensuplarının her birine derin minnettarlarımı sunuyorum. Kendim ve devletimin adına teşekkür ediyorum. Biz Kafkaslara sulhun gelmesi taraftarıyız” diye konuştu. Memmedov ayrıca, “Türkiye-Azerbaycan dostluğu bir modeldir ve örnektir. Bu uluslararası devletlerin arasında olan ilişkilerin üstünde olan bir ilişkidir. Kars Antlaşması'ndan 100 yıl sonra Şuşa Beyannamesi'ne gelen yolda çok şeyler elde ettik. Birbirimizin imkanlarından yararlandık. Birbirimizin derdinde yanında olma imkanlarını elde ettik'' dedi.

 “44 GÜNLÜK VATAN SAVAŞINDAKİ ZAFERİMİZ TARİHE YAZILDI”

 Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Nermine Mustafayeva da etkinlikte konuştu. “Böyle bir görüşmeye, etkinliğe uzun zamandır ihtiyaç vardı. Nihayet sizinle toplanabildik. Çünkü bu hakikaten çok önemli. 2020 yılı benim için şahsen çok önemliydi. Ama Azerbaycan’ımız, bölgemiz için dönüş yılı oldu. Çünkü hem bölgemizin hem de bizim milli tarihimizin yeni bir sayfası açıldı ve bu sayfayı ordumuzun getirdiği zafer açtı. 27 Eylül 2020’de başlayan bu 44 günlük vatan savaşındaki zaferimiz tarihe yazıldı” ifadelerini kullandı. Mustafayeva ayrıca, “O günler günbegün anbean dünya basınındaydı. Her açıdan inceleniyor, yazılıyordu. Ama tabi ki bunu da söylemek gerek ki dünya basını Türkiye basını kadar objektif değildi. Sonuçta, Azerbaycan’ın haklı olması, onun olan toprakları savunması ve uluslararası hukukun çerçevesinde topraklarını koruması, dünya basınında da yer buldu. O zamanlar Türk kardeşlerimizin yüreği oradaydı” diyerek, basın mensuplarına teşekkür etti.