Bakan Tunç: Sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapmak zorundayız
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu'nda konuştu. Bakan Tunç,"İkinci yüzyıla başlarken eğer biz dünyaya Türkiye yüzyılı damgasını vuracaksak, bir kere en üst norm olarak bağlı olduğumuz, anayasamızın darbeciler tarafından yazılmış anayasanın yerine milletimizin tüm toplum kesimlerin görüşünün alındığı, katılımcı, demokratik, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmak zorundayız bu bizim milletimize olan bir borcumuzdur. " dedi. Ev sahibi ve kiracı anlaşmazlıklarında uygulanan arabuluculuk sistemiyle ilgili son rakamları açıklayan Bakan Tunç, “Arabulucuya intikal eden 32 bin 197 dosyadan görüşmeleri tamamlanan 4 bin 169 uyuşmazlık anlaşmayla sonuçlandı. Yani 8 bin insan adliye kapısına düşmekten kurtulmuş oldu. Anlaşma oranının, anlaşamama oranından yüksek olduğunu görüyoruz, bu da memnuniyet verici bir gelişme. Bunlar, kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarla ilgili arabuluculuk uygulamasının daha ilk meyveleri" ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Ticaret Odası ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği işbirliğiyle Haliç Kongre Merkezi'nde organize edilen Yargı ve İş Dünyası Sempozyu'muna katıldı. Sempozyumu, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, TOBB Başkanı Mustafa Rifat Hisarcıklıoğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da takip etti. Sempozyumda; iş dünyası ve hukuk arasındaki iletişim, iş hukukunu kapsayan sorun ve çözüm önerileri konuşuldu.
"TÜRKİYE'DE HUKUK GÜVENLİĞİ YOK GİTMEYİN DİYEREK PROPAGANDAYA VESİLE OLAN SİYASİLER VAR"
Bakan Tunç, "Bir yerde bir yatırım varsa, bir yerde ekonomiden söz ediliyorsa; orada ana sütun “güvendir". “öngörülebilirliktir" 21 yıl önce 36 milyar dolar ihracatı olan bir ülkeden bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 250 milyar doları aşan bir ihracat potansiyeline ulaşan ülke haline gelmişsek bu; siz değerli yatırımcılarımız sayesinde, sizlerin üretmesi sayesinde ve bu ortamı sağlayan hukuk güvenliği sayesindedir. Birileri, bilerek ve kasıtlı olarak nerelerde hazırlandığı hepimizin malumu olan sözde hukuka güven endekslerinde ülkemizi sonlarda göstermeye çalışıyor; yargının Y'sinin bile olmadığı, demokrasinin D'si bile olmadığı hukukun H'si bile olmadığı ülkeleri maalesef ülkemizin üstünde göstererek bir algı çalışması içinde bulunuyor. Hatta bu algı çalışmasını sadece yurt içinde değil yurt dışındaki muhtelif toplantılarda da dile getirerek 'Ey yabancı yatırımcı bakın Türkiye'de hukuk güvenliği yok gitmeyinö diyerek, bir propagandaya vesile olan maalesef bizim ülkemizde de bazı siyasiler var. Bunu maalesef üzülerek görüyoruz" dedi.
"DEMOKRASİ YOKSA ÖZGÜR İRADE YOKTUR"
Bakan Tunç, "Yatırım ortamının sağlanmasında, diğer bir ilke de güçlü demokrasidir. İnsan hakkı yoksa, demokrasi yoktur. Demokrasi yoksa özgür irade yoktur. Bunların bütünü yok olduğunda, o ülkede ekonomiden söz edilemez, yatırımdan söz edilemez. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde; Başta iş dünyamızı ilgilendiren, temel mevzuatımızı çağın gereklerine, çağımızın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. 80 yıldan bu yana uygulanan ama artık iş dünyasının vatandaşların milletimizin ihtiyacına cevap vermeyen ticaret kanunumuzu yeniledik. Borçlar kanunumuzu yeniledik. Hukuk muhakemeleri kanunumuzu yeniledik. Ceza mevzuatımızı yeniledik" dedi.
"ANAYASA MİLLETİMİZE BORCUMUZDUR"
Bakan Tunç, “Artık cumhuriyetimizin ilk yüzyılını geride bıraktık, ikinci yüzyılına adım attık, 29 Ekim hemen önümüzde. İkinci yüzyıla başlarken eğer biz dünyaya Türkiye yüzyılı damgasını vuracaksak, bir kere en üst norm olarak bağlı olduğumuz, anayasamızın darbeciler tarafından yazılmış anayasanın yerine milletimizin tüm toplum kesimlerin görüşünün alındığı, katılımcı, demokratik, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmak zorundayız bu bizim milletimize olan bir borcumuzdur. Temennimiz 28.dönem yasama meclisi milletvekillerimiz de burada, Sayın Meclis Başkanımız da bir çalışma başlattı. Sayın Cumhurbaşkanımız her konuşmalarında, 12 Eylül yıl dönümündeki anayasa sempozyumunda da ifade ettiler. Bu anlamda milletimize olan borcumuzu ödemek mecburiyetindeyiz" dedi.
"4 MİLYON 770 BİN ARABULUCULUK BAŞVURUSU OLMUŞ: YÜZDE 70'İ ANLAŞMA İLE SONUÇLANMIŞ"
Arabuluculuk mekanizmasının yargının yükünü hafiflettiğine vurgu yapan Bakan Tunç, “4 milyon 770 bin arabuluculuk başvurusu olmuş; 3 milyon 100 bini; yani yüzde 70'i anlaşma ile sonuçlanmıştır. Tabi burada şunu da ifade etmek lazım; evet yüzde 70 başarı oranı bunun yüzde 99'u ihtiyari arabuluculuktan geliyor. Zorunlu arabuluculukta bu başarı yüzde 49 ortalaması yüzde 70, yüzde 49'u bile küçümsememek lazım.ö Dedi.
"8 BİN İNSAN ADLİYE KAPISINA DÜŞMEKTEN KURTULMUŞ OLDU"
Ev sahibi-kiracı anlaşmazlıklarında uygulanan zorunlu arabuluculuk süreci ile ilgili bilgi veren Bakan Tunç, "1 Eylül'den itibaren kira uyuşmazlıklarında arabulucuya intikal eden 32 bin 197 dosyadan görüşmeleri tamamlanan 4 bin 169 uyuşmazlık anlaşmayla sonuçlandı. Yani 8 bin insan adliye kapısına düşmekten kurtulmuş oldu" dedi.
“ANLAŞMA ORANI, ANLAŞAMAMA ORANINDAN YÜKSEK"
Ev sahibi-kiracı ilişkisinde tarafların yıllar süren dava süreçlerinden kurtulduğunu belirten Bakan Tunç, “Tabi ki anlaşmayla sonuçlanmayanlar da var; 3 bin 15 uyuşmazlık ise anlaşmayla sonuçlanmadığı için davaya intikal etmiş oldu. Tabi, geriye kalan süreçle ilgili, özellikle ilk 1 aylık 1.5 aylık uygulamanın net rakamlarını görüşmeler tamamlandığında görmüş olacağız. Ama şunu görüyoruz, anlaşma oranının, anlaşamama oranından yüksek olduğunu görüyoruz, bu da memnuniyet verici bir gelişme. Bunlar, kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarla ilgili arabuluculuk uygulamasının daha ilk meyveleri" ifadelerini kullandı.
“KARA PROPAGANDA İLE KARŞILAŞIYORUZ"
Bakan Tunç, “1 Kasım'dan itibaren aile hukuku ile ilgili bir sempozyumumuz olacak. Konuyu geniş bir şekilde tartışacağız dediğimizde hemen bir takım çevreler “Medeni Kanun ortadan mı kaldırılacak?ö “Ne oluyoruzö vesaire birtakım kara propagandalarla da karşılaşıyoruz. Aile hukukundan kaynaklanan problemlerimiz yok mu? Aile Mahkemelerinde devam eden davalarla ilgili, o uzun süren boşanma davalarıyla ve boşanmanın hukuki sonuçlarıyla ilgili problemler yok mu, var. Bu problemleri kim tartışacak? Yargı dünyamız, Adalet Bakanlığı'mız, Adalet Akademimiz bu konuda öncülük ederek bir sempozyum başlatıyoruz, yurt dışından da hukukçularımız, akademisyenlerimiz gelecek; yine ülkemizin bu alandaki saygın hukukçuları, yargı mensuplarımız, uygulayıcılar bu sempozyuma katılarak aile hukuki ile ilgili de bir çalışmayı gerçekleştireceğiz. Orada çıkan sonuçlar aile hukukunda da arabuluculuk müessesi ile ilgili bir görüş birliği söz konusu olduğunda elbette ki çekinmeden bu anlamdaki adımlarımızı atmak ve bu takdiri de TBMM'de milletvekillerimize de elbette sunmak isteriz" dedi.