Antalya Diplomasi Forumu başladı
Antalya'da bu yıl 'Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak' temasıyla ikincisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF); 20 devlet ve hükümet başkanı, 70'ten fazla bakan, 50'ye yakın uluslararası örgüt temsilcisi olmak üzere toplamda 2 bin 500 katılıyor. ADF'yi, 200'ü yurt dışından 585 gazeteci takip ediyor.
Devlet liderlerinin bir araya geldiği ve dünya gündemindeki en önemli bölgesel, küresel meselelerin masaya yatırıldığı Antalya Diplomasi Forumu, turizm merkezi Belek'teki NEST Kongre Merkezi'nde başlıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın himayelerinde Dışişleri Bakanlığı'nca düzenlenen ADF'nin resmi açılışı saat 14.30'da yapılacak. Programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuşacak.
ADF'de, devlet ve hükümet başkanları, bakanlar, diplomatlar, iş dünyası liderleri, akademisyenler, düşünce kuruluşları mensupları ile gençlik ve medya temsilcileriyle toplamda 2 bin 500 katılımcı yer alıyor. Forumu takip etmek için akreditasyon yaptıran gazeteci sayısı ise 200'ü yabancı toplamda 585 kişi olarak açıklandı.
4 LİDERLER OTURUMU, 27 PANEL
Forumda demokratik yönetişim, enerji güvenliği, yapay zeka, ırkçılık, ayrımcılıkla mücadele, Afrika'nın kalkınması, Asya pasifik bölgesi, dezenformasyonla mücadele, düzensiz göç, terörle mücadele, kadınları güçlendirme, iklim değişikliği, Avrupa güvenliğini yeniden gözden geçirmek gibi konular ele alınacak. Forumda 4 liderler oturumu, 27 panel, 4 yuvarlak masa toplantısı ve 2 gençlik etkinliği bulunuyor.
'DİPLOMASİ TÜNELİ' VE 'DİJİTAL KULE'
Türkiye'nin her yerinden lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerinin de katılacağı forum öncesinde Belek turizm bölgesindeki otellerde ciddi bir doluluk oluştu. Güvenlik önlemlerinin de hem oteller hem de kongre merkezinde üst düzeyde olduğu forumda, bu yıl da geçen yıl oluğu gibi 'Diplomasi Tüneli' kuruldu. Diplomasi Tüneli'nde birçok başlıkta, dünya tarihine yön veren önemli konular, uluslararası antlaşmalar ve Türkiye'nin çalışmalarına yer veriliyor.
DEVLET LİDERLERİ VE BAŞBAKANLAR
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in de yer aldığı forumun devlet başkanı ve hükümet başkanı düzeyindeki katılımcıları şöyle:
"KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Slovenya Cumhurbaşkanı Edı Rama, Nijer Cumhurbaşkanı Mohamed Bazoum, Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmanı Sadrıu, Somali Cumhurbaşkanı Mohamed Abdullahı Mohamed Farmajo, Haiti Cumhurbaşkanı Jovenel Mo'se, Gine-Bıssau Cumhurbaşkanı Umaro Sıssoco Embalo, Karadağ Cumhurbaşkanı Mılo Djukanovıc, Ukrayna eski Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovskı, Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta, Afganistan eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Kosova Başbakanı Albın Kurtı ve Arnavutluk Başbakanı Borut Pahor."
Forumda yer alan diğer isimler ise şöyle:
"Katar Dışişleri Bakanı Sheikh Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani, İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, Afganistan Dışişleri Bakanı Mohammed Hanıf Atmar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Venezuela Cumhurbaşkanı Yardımcısı Delcy Rodriguez, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Letonya Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Artis, Moldova Gagauz Özerk Yeri Başkanı Irına Vlah, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, İran Dışişleri Bakanı Mohammad Javad Zarıf, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hussein, Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah, ABD Siyasi - Askeri Konulardan Sorumlu Eski Bakan Yardımcısı Mark T. Kımmıtt, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Genel Sekreteri Helga Maria Schmid, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Genel Sekreteri Hadı Soleımanpour, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Sekreteri Marija Buric, AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Almanya eski Dışişleri Bakanı Sıgmar Gabrıel, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Al-Maliki, Kosova Başbakanı Albin Kurti ve Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavısto."
ÇAVUŞOĞLU VE STOLTENBERG GÖRÜŞTÜ
Antalya'da saat 14.30'da resmi açılışı yapılacak Antalya Diplomasi Forumu (ADF) öncesi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg görüştü. Dün gece uçakla Antalya'ya gelen Stoltenberg, bu sabah forumun düzenleneceği NEST Kongre Merkezi'nde Bakan Çavuşoğlu tarafından karşılandı. Çavuşoğlu, Stoltenberg'e toplantıların yapılacağı salonları gezdirdi. Stoltenberg ile Çavuşoğlu daha sonra ikili görüşme gerçekleştirdi. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüşme yapacak.
ÇAVUŞOĞLU: DEVLETLERİN YÜZDE 40'I, EN ÜST DÜZEYDE TEMSİL EDİLİYOR
Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen sene ilki yapılan ADF'nin bu sene artık tanınan, bilinen bir forum olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, "ADF, sadece Türk diplomasisine değil; bölge ve dünya diplomasisine de bir fikir ortamı sunuyor. Forumun temel şiarını yansıtan 'Birlikte Düşün, Birlikte Hareket Et' düşüncesi, 17 devlet ve hükümet başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası teşkilat temsilcisi başta olmak üzere 75 ülkeden katılımcıyı bugün bu salonda bir araya getirdi. Dünyadaki devletlerin yüzde 40'ı, burada en üst düzeyde temsil ediliyor" dedi.
'DİPLOMASİ DAHA ETKİN OLMAK ZORUNDA'
Diplomaside yeni dil ve anlayışa ihtiyaç olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 2017'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda söylediği gibi yeni bir kaos ve zulüm dalgasına düşme tehdidiyle karşı karşıyayız. Diplomasiyi barış ve kalkınmanın, yani insanlığın hizmetine koymak. ADF de işte böyle bir bağlama oturuyor. İçinde bulunduğumuz çağ, diplomaside bir değerlendirme ihtiyacını ortaya çıkardı. Diplomasi daha etkin olmak zorunda. Bu düşünceyle Antalya Diplomasi Forumu'nun bu yılki başlığını 'Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak' şeklinde belirledik. Diplomaside yeni bir değerlendirme, doğrulama, pekiştirme, icat ve yapılandırma, yani yeniden kodlama ihtiyacı artık ertelenemez."
'ADF, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ORTAMI SAĞLIYOR'
ADF'de Ukrayna'nın odak altında inceleneceğini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, "Antalya Diplomasi Forumu'na katılıma baktığımızda, burası sanki bir Birleşmiş Milletler ortamı sağlıyor. Siyaset, bilim, iş ve kamuoyu halkaları Antalya'da kesişiyor. Antalya'da 'Birleşmiş Zihinler' ortamı kuruluyor. Bunu vurguluyorum; çünkü sorunlarımızı, farklılıklarımızı, zihinlerimizde çözmeden, birlikte hareket edemeyiz. Çatışmaların önlenmesinden küresel sağlığa, günümüz siyaset, güvenlik, ekonomi ve toplum gündemine ağırlığını koyan konuları derinlemesine tartışacağız. Antalya Diplomasi Forumu gelecek sene 500'üncü yıl dönümünü kutlayacağımız Türk hariciyesinin dünyaya kalıcı armağanlarından biridir" diye konuştu.
UKRAYNA BAŞBAKANI: ÜLKEMİZİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Ukrayna Başbakanı Denys Shmyhal, Antalya Diplomasi Forumu'nda yapılan 'Barışın Bedeli Veyahut Savaşın Maliyeti' başlıklı Liderler Zirvesi'ne videokonferans ile katıldı. Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in konuşma yaptığı panelde hitap eden Başbakan Shmyhal, "Dün Antalya'da diplomatik boyutta görüş de belirtildi. Aynı şekilde mesajlar iletildi. 24 Şubat'ta dünyamız değişti. Sadece Ukrayna için değil. Rusya, barış içerisinde yaşayan Ukrayna'ya havadan ve karadan saldırı başlattı. Belarus'un da yaptıklarını takip ettik. Rusya ve Belarus başkanları bütün dünyaya Ukrayna'ya saldırmayacaklarının sözünü vermişti. Bu bir sinyal olarak görülmeli" dedi.
Rusya'nın Ukrayna'da zafer elde edemeyeceğini söyleyen Shmyhal, "Rusya ve Belarus liderlerinin söylediklerini düşündüğümüz zaman onların hedefleri ve 3 gün içinde ülkemizi işgal etme niyetleri vardı. Bu kadar kısa süre içerisinde zaferle sonuçlanmasını bekliyorlardı. Ancak bekledikleri zafer onları karşılamadı ve hiçbir zaman da karşılamayacak. Ülkemizi savunmaya devam edeceğiz. Ukrayna'nın cesur askeri güçleri dirençlerini, onurla büyük bir cesaretle çabalarını sürdürüyor. 16 günü geride bıraktık, Rus işgalcilere karşı direneceğiz" diye konuştu.
'KİMSE RUSLARI ÇİÇEKLE KARŞILAMIYOR'
Shmyhal, birkaç gün içinde binlerce Ukraynalının topraklarını savunmak için gönüllü olarak askeri birliklere katıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"250 bin yurt dışında yaşayan Ukraynalı, savaşa katıldı. Geceden gündüze vatandaşlarımız Rus işgalcilere karşı topraklarımızı savunmaya başladı, daha fazla hayat mahvolmasın, diye. Ukrayna'da olanlar; Ukraynalıların Rus işgalcilere karşı başlattığı özgürlük savaşıdır. Kimse Rusları çiçeklerle karşılamıyor, kimse o eski Sovyetleri görmüyor."
Rusya'nın olmayan süper güçlerden bahsettiğini söyleyen Shmyhal, "Rusya, meşru güvenlik endişelerini dile getirmekte. NATO ve ABD'ye karşı mesajlarını paylaşmakta ve bunlar devamlı olarak propaganda niteliğindedir. Dışişleri Bakanı Lavrov da bu mesajları Moskova'dan vermeye devam ediyor. Soğuk savaş gerçeklerini de yansıtmaya çalışıyor. Olmayan süper güçlerden bahsetmektedir. NATO ya da ABD, Ukraynalıların yaptıklarını 'Ukrayna devrimi' olarak adlandırmakta" dedi.
'ULUSUMUZ BİN YILDAN FAZLA GEÇMİŞE SAHİP'
Kırım ve Donbass'a 2014'te yapılanlarla birlikte Rusya'nın Ukrayna'ya karşı topyekun bir savaş planladığını söyleyen Shmyhal, "Putin'in liderliğinde Ukrayna'ya olan nefret ile birlikte halklarımıza rağmen; Putin adımlarını attı. Yapay söylemler geliştirildi. Bizim ulusumuz bin yıldan da fazla geçmişe sahiptir. Varlığımız, köklü sınırlarımız tüm dünya ve Rusya tarafından da tanınmıştır. Bunun pek çok belgesi mevcuttur" diye konuştu.
'RUSLAR HERHANGİ BİR ŞEHRİMİZİ ALAMAYACAK'
Ukrayna'nın diğer uluslararası topluluklardan da destek beklediğini belirten Shmyhal, "NATO, Avrupa Birliği, ABD ve Türkiye'den destek bekliyoruz. Yüz binlerce Ukraynalı kadın ve erkek askeri destek sunmakta ve Rusya saldırılarına karşı direnmektedir çünkü özgürlüklerinden feragat etmek istemiyorlar. Günler içerisinde yüz binler haline geldik. Rusya, sivilleri hedef almaktadır. Ruslar herhangi bir şehrimizi alamayacaklar. Bu çaresizlikle artık küçük yerleşim yerlerini ve şehirleri hedef almaktadır. Hedeflediklerini gerçekleştiremeyeceklerini anladıkları için çocukları, kadınları hatta yeni doğanları bile hedef alıyorlar. Birkaç gün önce yeni doğan hastanesine saldırı gerçekleştirdiler" dedi.
'HAMİLE KADINLARIN ÖLDÜĞÜNÜ DÜNYA GÖRDÜ'
Ukrayna Başbakanı Shmyhal, on binlerce kişinin bombalamalardan etkilendiğini söyleyerek, "Bu savaş suçları, yalan ve propagandalarla devam etmektedir. Dün Dışişleri Bakanı Lavrov da 'Ukrayna Nazileri bir üs oluşturdu' dedi. Hamileler ve sivillerin canlı bomba olarak kullanıldığını söyledi. Bu mantığın ötesinde bir ifadedir. Bütün dünya yaşananları gördü. Yeni doğan servisine yapılan saldırılarda hamile kadınların öldüğünü bütün dünya gördü. Ülkemizin politik dünyasına bile saldırdılar" diye konuştu.
'BİZİM ÜLKEMİZİN NAZİLİKLE HİÇBİR ALAKASI YOK'
Ukrayna'nın uluslu bir ülke olduğunu ve yüzyıllardır pek çok uyruktan insanın güzellikle yaşadığını söyleyen Shmyhal, "Bizim ülkemizin Nazilikle hiçbir alakası yoktur. Kendi mantıklarına göre, bizim ülkemiz bir Nazi ülkesidir ve işgal etmek meşrudur. İnsani desteğe ihtiyacımız var. Sivil ve esirlerin rahata kavuşturulması gerekmektedir. İnsani koridorlar oluşturmak için tüm inisiyatifleri değerlendirdik. Çok etkilenen şehirlerimize tıbbi yardım ve gıda ulaştırmak için insani koridor oluşturmaya çalıştık" dedi.
'UKRAYNA'NIN NÜKLEER KAYNAKLARI DA HEDEF ALTINDA'
Nükleer santrallerde bir sıkıntı yaşanmaması için sürekli takip ettiklerini belirten Shmyhal, "Dün Lavrov Antalya'ya geldi ve ziyaret etti. Bu engellemelerin devam edebileceğinin de sinyalini verdi. Bu kalp kırıcı bir ifadedir. Ukrayna'nın nükleer kaynakları da hedef altındadır. Nükleer terörizmle birlikte Rusya yalanlarını ve bombalarını sürdürmektedir. Kimyasal ve biyolojik silahların kullanıldığı gündeme gelmektedir. Bunun doğruluğu yoktur. Eğer Rusya sizi bir şeyle suçluyorsa bunu titizlikle önceden planlar" diye konuştu.
'YARIN SİZİN ÜLKENİZ DE SALDIRI ALTINDA OLABİLİR'
Bütün dünyanın Rus saldırılarını durdurmak için bir araya geldiğini ancak mutlak birliğe ihtiyaçları olduğunu belirten Shmyhal, ortak çabalarla Ukrayna halkının çektiği acıları bitirmenin zamanının geldiğini söyledi. Shmyhal, "Bu saldırılara karşı birlikte durmamız gerekiyor. Masum sivillerin bombaların hedefi olmasının önüne geçmemiz gerekiyor. Birlikte olursak bu insani krizin üstesinden gelebiliriz. Desteklerinizle Kremlin'in agresif tavırlarını durdurmalıyız. Yarın sizin de ülkeniz saldırı altında olabilir. Geleceğimiz ve kaderimiz hepimizin elinde" dedi.
'NATO'NUN HAVA SAHASINI KAPATMASI SİVİLLERİ KORUYACAK'
'Bir uçuş yasağının olması, bir savaş ilanı olmaz mı' sorusuna cevap veren Shmyhal, bu durumun soru işareti ve tartışılması gereken detay olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Şu an Ukraynalı çocuk ve kadınların korunmaya ihtiyacı var. Ukrayna ordusu bunu yapabilir ancak böyle bir koşuldan bahsederken dostlarımızdan her türlü desteğe ihtiyacımız var. Destek olsun ki saldırılara karşı gelebilelim. Dünyanın yardımı olmadan bu çok zor olacaktır. Öyle ya da böyle bağımsızlığımızı, egemenliğimizi, halkımızı ve Avrupalıları, kesinlikle koruyacağız. Bu işgale karşı ülkemizi korumayı başaracağız. Ortaklarımız ve NATO'nun hava sahasını kapatması sivilleri koruyacaktır. Şehirlerimize hala bombalar yağmakta ve masum siviller bu bombaları daha fazla kaldıramaz."
'DİPLOMATİK ÇABALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ'
Dün Antalya'da yapılan müzakerenin sorulması üzerine Shmyhal, "Her savaş, masada müzakereyle ve diplomatik kararlarla biter. Dün gerçekten bizim tarafımızdan bir çaba söz konusuydu. Lavrov ile görüştük ancak siz de gördünüz. Bu çabalar bizi bir sonuca yönlendirmedi. Diplomatik çabalarımızı sürdüreceğiz. Ortaklarımızın da bizim çabalarımızı desteklemesini istiyoruz. Bu saldırıları durdurmak için dostlarımızın yardımına ihtiyacımız var" yanıtını verdi.
STOLTENBERG, LİDERLER PANELİ'NDE
ADF'nin ilk Liderler Paneli'nde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Nijer Cumhurbaşkanı Mohamed Bazoum'un yanı sıra videokonferans yoluyla Ukrayna Başbakanı Denys Shmyhal konuşmacı olarak katıldı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO'nun Ukrayna'ya her zaman somut destek verdiğini ve öncelikle 2014'ten beri ekipmanla, müttefikleriyle birlikte on binlerce Ukrayna gücüne destek verdiklerini belirterek, “Bu çok önemli çünkü eğitim verilen on binlerce asker şu an cephede savaşta. Bu Ukrayna silahlı kuvvetleri, halkına ve liderliğine verdiğimiz en somut destek. Rusya işgalini de durduran yavaşlatan şey bu oldu zaten. Biz 2014'ten beri eğitim ve ekipmanla sağladığımız desteğin ne kadar önemli olduğunu gördük. Tabi birtakım müttefiklerimiz daha fazla askeri ve mali destek vermekteler" dedi.
'HERKESİN MÜZAKERE MASASINDA OLMASI LAZIM'
Rusya'ya karşı eşi görülmemiş yaptırımlara da şahitlik edildiğini belirten Stoltenberg, şöyle devam etti:
“Bu yaptırımların hepsi de Rus ekonomisini sekteye uğratıyor, felç ediyor ve Rusya'da Başkan Putin üzerinde çok yoğun bir baskı yaratıyor. Bir de bazı yaptırımlar, diplomatik çabalara güven duyularak masaya oturulmasını sağlayacak. Dünyanın birçok yerinde artan enerji fiyatlarına bakarsanız, kimse tabi bu yaptırımları istemiyor. Bu yaptırımlar bütün dünya için bir maliyet yaratıyor. Hatta yaptırımları uygulayan taraftaki ülkeler için de bir maliyet yaratıyor. Ama bu kadar umarsızca saldırırken Rusya, bu kadar pervasızca saldırırken Ukrayna'ya ve 140 BM ülkesi de bunu çok güçlü bir şekilde kınamışken, NATO ve müttefikleri de çok ciddi yaptırımlar oldu ki maksimum baskı yaratılabilsin Rusya üzerinde. Herkesin bu müzakere masasına oturması lazım nihayetinde, biz Rusya'ya baskı yaptıkça gerek yaptırımlar gerekse Ukrayna'ya yapacağımız desteklerle olsun, cephede olan onlar, en çok bedeli onlar ödüyor. Ama NATO müttefikleri de onlara askeri destek dahil olmak üzere destek olmaya devam ediyor."
'ÖZGÜR KARARLARINA SAYGI DUYMAMIZ LAZIM'
NATO'nun Ukrayna'nın üyeliğiyle ilgili başlatılan süreç sebebiyle suçlu olmadığını belirterek, bu durumun provoke olarak değerlendirilmesine karşı çıkan Stoltenberg, şunları konuştu:
“Özgür devletler ne isterse onu yapar. Böyle yorumlanırsa tamamen yanlış bir dünya görüşü olur. Mesela Norveç de Rusya'yla sınıra sahip ve 1949'da NATO'ya katıldığı zaman onu da bir provokasyon olarak görmüşlerdi. Ama Londra, Washington ve Paris daha sonra dediler ki, 'Buna Norveç karar verecek, onlar başvurdu ve kabul edildi.' Yani bazen özgür ülkeler bunu istediğinde yapabilir. Yani bazı ülkeler yapınca bu provokasyon oluyorsa, öbür ülkeler de işgal edince özgürlük oluyorsa biz böyle bir dünyada yaşamak istemiyoruz. ABD ve Rusya arasında bir güç mücadelesi var, bu mantıklı bir politika mı sizce? Ama bunu sanki NATO zorluyormuş gibi söyleniyor. Slovenya, Norveç, Baltık ülkeleri, Polonya kendi demokratik karar alma mekanizmalarına sahip. Kendi bağımsız kararlarını vermek ve yollarını seçmek için de özgür kararlarına saygı duymamız lazım. Yani büyük ülkelerin NATO'nun veya diğer ülkelerin ne yapacağına karar vermesi söz konusu değil."
'RUSYA HER ÜLKENİN ÖZGÜR KARARLARINA SAYGI DUYMALI'
Paris, Helsinki anlaşmalarında ülkelerin nasıl bir güvenlik düzenlemesi yapacağı da dahil her ülkenin kendi kararlarını özgürce verebileceğinin bulunduğunu dile getiren Stoltenberg, “Ukrayna da bunu yapmak istiyorsa, mesela İsveç ve Finlandiya katılmak istemediğinde nasıl ki ona saygı duyuluyorsa, Rusya her ülkenin bağımsız ve özgür kararlarına saygı duymalı. Her şey bundan ibaret" diye konuştu.
Savaşların birçoğunu protesto etmek için sokaklarda gösteri yapmış bir insan olduğunu kaydeden Stoltenberg, “Bu bir özür yada mazeret olamaz, başka birinin çok ağır hataları için. Yani temelden başlamamız lazım. İşin temeli de şu bir bağımsız özgür ülke kendi yolunu seçebilir mi seçemez mi? Evet mi hayır mı? Eğer bunu sorguluyorsanız öyle bir dünyaya gireriz ki Rusya'nın güç kullanması mümkün olur. Yani biz verdiğimiz desteklerimizle Ukrayna'ya onların sahip olduğu güç ve cesareti de hayranlıkla izliyoruz" dedi.
'RUSYA NATO'NUN GENİŞLEMEMESİ İÇİN ANLAŞMA İSTİYOR'
NATO'ya katılıp, katılmama kararının Ukrayna'da olduğunu belirten Jens Stoltenberg, şunları söyledi:
“Rusya'nın önerdiği NATO için bağlayıcı olarak istediği bir sözleşme var. Daha fazla NATO'nun genişlememesini taahhüt edeceğimiz bir anlaşma istiyor. Mesela İsveç ve Finlandiya şu anda üye değil. Ama bu ihtimali tamamen de dışlayamazlar çünkü onlar için bir seçenek. Küçük ülkelerin yapmasını istediğimiz şeyleri yapmasına izin verilen bir dünyada mı yaşamak istiyorsunuz. Biz böyle bir dünyada yaşamak istemiyoruz. Eğer Ukrayna üyelik isterse, ondan sonra Ukrayna'nın üyeliğe hazır olup olmadığını, diğer üyeler bakacak. Yani Ukrayna'nın üyeliği ani, hemen beklenen bir şey değildi, yakın gelecekte görülen bir şey değildi. Ama önemli olan her ülkenin iradesine saygı duymak. Bu Ukrayna'nın kararı, ben Ukrayna'nın kararına saygı duyuyorum. 30 tane ülkenin başvuru sonrasında verilecek bir karar, onların hazır olup olmadığı. Bu yakın gelecekte öngörülen bir şey değildi. Ama önemli dolan her ülkenin iradesine saygı duymak."