'2030'da 15 havzada su açığı yaşayacağız'
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisini, uluslararası geçerliliği olan 3 model ve 2 projeksiyon ile ortaya çıkardıklarını söyledi. Sever, "2030'la beraber özellikle 15 havzamızda su açığı yaşayacağız. Ama tedbir geliştirirsek, en azından birçok havzamızda su açığını yaşamayacağız" dedi.
Afire Sever, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Balıkçılık ve Su Ürünleri Araştırma Komisyonu'na sunum yaptı. Sever, iklim değişikliğinin etkisiyle sıcaklıkların ve sıcak gün sayısının artmaya devam ettiğini söyledi. 2022 ve 2023'te su kaynaklarında buharlaşmalar tespit edildiğini kaydeden Sever, "2010 yılı, en sıcak yıl olarak karşımıza çıkıyor; ama son 70 yıla baktığımız zaman, son 5 yılda en sıcak günleri yaşıyoruz" dedi.
'SU POTANSİYELİNDE YÜZDE 25 AZALIŞ YAŞIYORUZ'
Sever, tüm Türkiye'de havzalarda iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisini ortaya çıkardıklarını belirterek, "2100 yılına kadar ortalama sıcaklıklarda 4 ile 6 santigrat dereceye varan artış bekliyoruz. Yıllık toplam yağışlarda azalma bekliyoruz. Bu tespitleri, 3 tane uluslararası geçerliliği olan model ve 2 tane projeksiyon ile elde ettik. Özellikle iklim değişikliğine uyum kapsamında, daha geçtiğimiz haziranda ülkemizin yayınladığı azaltım programı içerisine de baktığımız zaman, yağışlarda şu anda yüzde 10 azalma tespit edilmiş durumda. Buharlaşma, yağışlarda azalmayla beraber su potansiyelinde yüzde 25 azalış yaşıyoruz. Karla kaplı günler noktasında yüzde 40 azalma; örneğin Ağrı Dağı'nda karla kaplı gün sayısı, şu an itibarıyla 98 gün ve üzeri iken; bu her geçen gün azalarak 40 küsur güne düşecek. Yüzde 44 azalma bekliyoruz. Bu, karşımıza taşkın ve kuraklık olarak çıkacak. Ardışık kurak günlerde 15 gün artış olacak. Sıcak hava dalgalarında yılda 200 günlere varacak şekilde artışlar bekleniyor" diye konuştu.
'2030'DA KITLIK SEVİYESİNE DÜŞMÜŞ OLACAĞIZ'
Sever, şu an kişi başına yıllık ortalama 1313 metreküp su düştüğüne dikkat çekerek, "İklim değişikliği etkileri, artan nüfus, sulamaya açılan tarım alanları ve sanayide su tüketimiyle beraber kişi başına düşecek su miktarını, 2030'da 757 metreküp olarak gördüğümüz zaman kıtlık seviyesine düşmüş olacağız. Ama bu seviyeyi görmemek için birtakım tedbirler aldık. Bunları uygulamamız, geliştirmemiz lazım. Bilimsel bir çalışma yaptık. Sayısallaştırma projemizle beraber, ülkemizin su varlığını kütle boyutunda ortaya koyduk. Bu noktada özellikle göl, gölet, baraj gölü, lagün alanımız 6 bin 333 adet. 2 bin 34 nehir kütlemiz var; 1276 göl kütlemiz, 166 geçiş suyu kütlemiz, 66 kıyı suyu kütlemiz var. Bütün bu bilgiler ışığı altında, su nüfus projeksiyonumuzu hazırladık. 2030, 2050, 2070 ve 2100'de hangi sektörlerde suyu nasıl kullanmalıyız ki gelecek nesillere suyumuzu bırakabilelim? Su, nüfus projeksiyonlarımızda 2030'la beraber özellikle 15 havzamızda su açığı yaşayacağız; ama tedbir geliştirirsek en azından birçok havzamızda su açığını yaşamayacağız" dedi.
'ÜLKE OLARAK SIKINTILARIMIZI TESPİT ETTİK'
Sever, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan 'Su Verimliliği Seferberliği' ile özellikle iklim değişikliğine uyum kapsamında arıtılmış atık suların kullanım oranının yüzde 15'e yükseltilmesinin hedeflendiğini söyledi. Sever, seferberlik kapsamında planlananlara ilişkin, "Sulak alanlarda su seviyelerinde düşme var, dolayısıyla ekosistemde bozulmalar var. Bu noktada özellikle 35 adet sulak alanın yine arıtılmış atık sularla beslenmesi var, havza yönetim planlarının uygulamaya geçirilmesi var, şebeke kayıplarının düşürülmesi var. Bunu artırabiliriz. Ülke olarak sıkıntılarımızı tespit ettik, iklim değişikliğine uyum kapasitemizi arttırmak üzere de plan ve projeksiyonlarımızı yaptık" diye konuştu.